Her erkeğin başına gelir

Güncelleme Tarihi:

Her erkeğin başına gelir
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 1997 00:00

Haberin Devamı

Araştırmalar erkeklerin yatakta eskiye oranla daha zayıf olduklarını ortaya koyuyor

Yapılan araştırmalar erkeklerin özellikle yatakta eskiye oranla daha zayıf olduklarını ortaya çıkarıyor. Çarşaf altındaki sorunların birçok nedeni var: Erkekler, kendileriyle ilgili sorunların uluorta konuşulmasından hiç ama hiç hoşlanmıyorlardı ama artık kralın çıplak olduğu herkes tarafından anlaşıldı. Aslında bu sorunlar kesinlikle korkulmaması gereken ve neredeyse bütün erkeklerin, hayatlarının bir bölümünde, başlarına gelen rahatsızlıklar. Sizin de böyle sorunlarınız varsa ve ciddi bir problem olduğunu düşünüyorsanız vakit geçirmeden bir doktora başvurmanızı öneriyoruz!

NEDEN OLUYOR?

Yaş: Fazlasıyla riskli bir faktör. 40-60 yaşları arasında risk oranı yüzde 5'ten yüzde 15'e kadar yükselebiliyor. Yaşın ilerlemesiyle istek, ereksiyonun niteliği ve niceliği de azalıyor. İlgisizlik fazlalaşıyor, iki boşalma arasında geçen süre gittikçe uzuyor. Herşey yolunda gitse bile tatmin olmak zorlaşıyor.

Hastalıklar: Ereksiyonu zorlaştıran, engelleyen hastalıklar: diyabet (Yüzde 28); kalp hastalıkları (Yüzde 39), yüksek tansiyon (Yüzde 15), ülser (Yüzde 18), eklem problemleri (Yüzde 15) ve alerji (Yüzde 12).

Hormonlar: Ereksiyon problemleri yaratan hormonların başında sanıldığının aksine testosteron gelmiyor, problem yaratan böbrek üstü bezlerinin yarattığı dehidroepiandrostron solfat adı verilen bir hormon.

İlaçlar: Bu konu hakkındaki liste oldukça uzun. İlk sıralarda diyabet hastalarının ilaçları (Yüzde 26) geliyor, ayrıca yüksek tansiyon (Yüzde 14), kalp ilaçları da (Yüzde 28) bu listede yer alıyor. Peki bu kadar uzun bir listeye karşı ne yapmalı? Böyle bir durumda hastalık, cinsel problemlerin yanında ciddi hayati tehlikelerle de karşılaşmanıza neden olabilir. Bunun için doktorunuza başvurup ereksiyonda en az problem yaratan ilaçları seçmelisiniz.

Sigara: Damarlarla ilgili hastalıkların dışında, sigara içenlerde içmeyenlere oranla daha fazla cinsel soruna rastlanıyor. Sigara içenlerde risk oranı yüzde 56 iken, sigara içmeyenlerde yüzde 21 düzeyinde kalıyor.

Alkol: Haftada 600 ml'den fazla tüketilen alkol cinsel sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Alkol risk oranını yüzde 17'den yüzde 29'a çıkarıyor.

Psikolojik faktörler: Bu faktörleri dört ana başlık altında toplayabiliriz:

a) Sıkıntı: Sıkıntının yarattığı terslikler önemli anlarda kendini gösteriyor. Ereksiyonun süresini kısaltıyor, sertleşme uzun süreli olamıyor. Bir seksolog ile görüşmek yararlı olabilir.

b) Depresyon: Fiziksel açıdan isteğin, beyindeki uyarılmanın, erotik rüyaların azalmasına, dolayısıyla tümden bir cinsel isteksizliğe yol açıyor. Özellikle erkeklerde isteğin azalması ya da yok olması depresyon başlangıcının ilk belirtileri olarak görülüyor. İlaçla tedavisi mümkün. Bunun yanında bir seksoloğa da başvurulması tavsiye ediliyor.

c) Kronik stres: Fazla çalışmak, fazla spor yapmak, aile ya da arkadaşlar yüzünden meydana gelebiliyor. Ereksiyonu sağlayan hormonları frenleyerek rahatsızlığa neden oluyor. Ereksiyon sırasında meydana gelen bir sorun, damarlarla ilgili bir rahatsızlığın sinyallerini veriyor, hatta iki sene sonra bir kalp krizine bile neden olabilir. Kaçmak yerine cinsel sorunlarınızla ilgilenirken, bir yandan da kalp doktorunuza başvurmalı, hatta ritminizi de biraz düşürmelisiniz.

d) Kızgınlık: İçte tutulma ve şiddetli ataklarla dışa vurma durumunda da risk oranı artıyor, hem de yüzde 9,6'dan yüzde 36'ya varıncaya kadar.

NE YAPMALI?

Cinsel ilişkiye yeni girenler yani gençler arasında da bu tip problemlere rastlanıyor. Bu sorunlar fiziksel ve psikolojik kaynaklı olabiliyor. Gençken bir sorunla karşılaşılmasa da orta yaşa gelince sorunlar yavaş yavaş kendini gösteriyor. Ve bir gün ereksiyonun kısmen ya da tamamen yok olmasıyla da kesinlik kazanıyor. İlk cinsel deneyimlerinden beri bir sorunla karşılaşanların ise sorunları fiziksel.

Cinsel sorunlarınızın nereden kaynaklandığını bulmanız için bir doktora başvurmanız gerekiyor. Sorunu tam anlamıyla çözebilmek, fiziksel mi yoksa psikolojik mi olduğunu anlayabilmek için bazı testlere de ihtiyaç duyulabilir. Bu testlere örnek olarak kandaki kolestrol ve şeker oranını ölçen testler ya da hormon oranını ölçen testler verilebilir.

İlaçlar: Sıkıntı, depresyon, kronik stres gibi risk faktörlerini azaltmak, hormonal bozuklukları gidermek için kullanılabiliyor. Bazı ilaçlar gerekli anlarda penis içine şırınga edilerek de kullanılıyor. Bir çok insanın böyle bir durumda iğne yapılmasından rahatsız olması psikolojik sorunlara da neden oluyor. Aman dikkat!

Mekanik yardımlar: Vakum gibi. Bu metod ile kan dolaşımının penise doğru ilerlemesi sağlanarak ereksiyon destekleniyor. Metodun etkisi motivasyona, kullanım düzenine, uygulayan kişinin ve eşinin bundan rahatsız olmamasına bağlı.

Cerrahi müdahale: Damarlardaki kan dolaşımının güçlendirilmesi ya da protez gibi cerrahi müdahalelerin mutlaka tecrübeli doktorlar tarafından yapılması gerekiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!