Hep satan kitaplar

Güncelleme Tarihi:

Hep satan kitaplar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2004 00:29

Kimi kitaplar daha çıkmadan reklam kampanyaları ve yarattıkları büyük beklenti ile bir dönem ortalığı kasıp kavururlar. İçlerinden bazıları bir müddet sonra kimse tarafından hatırlanmasa da, listelerde haftalarca yer alır, eriştikleri yüksek satış rakamlarıyla best-seller olurlar. Adı üstünde çok satan kitaplardır onlar. Ama bir de, her yıl yeni baskıları yapılan, sürekli satan kitaplar vardır.

Öyle ki, bazıları sadece bir değil aynı anda onlarca yayınevi tarafından basılır. Çok satanlar gibi bir anda değil ama her zaman ve ‘hep satan’ kitaplardır bunlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın son haftalarda gündeme gelen ‘100 temel eser’ projesi hazır tartışılıyorken, Türk ve dünya edebiyatında klasikler arasında gösterilen bu kitapları ele almaya karar verdik. Zira projede belirtildiği gibi, Türk ve dünya edebiyatından bir okuma listesi hazırlanarak, ilköğretim ve lise öğrencilerine tavsiye edilmesi istenen kitaplardan ilk akla gelenler de bu eserler. Dini kitapları, sözlük, ansiklopedi ve ders kitaplarını incelememizin dışında tutarak, Türkiye’de hangi kitapların ‘hep satan’ olduğunu İletişim, Remzi, İş Bankası Kültür Yayınları, Yapı Kredi Yayınları, Cem, Oda, Engin, İnkılap, Altın, Say, Bilgi, Sosyal, Yalçın, Adam, Varlık yayınları yöneticilerine sorduk. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ile dünyadaki tüm kitapların bir seri numarası verilerek kaydedildiği ISBN (International Standard Book Numbering) kayıtlarını kontrol ettik. Ortaya Türkiye’nin hep satan kitapları listesi çıktı.

Yerliler:

ÇALIKUŞU Reşat Nuri Güntekin

1922’den beri okunuyor

Reşat Nuri’nin 33 yaşındayken yazdığı Çalıkuşu, 1922’de Vakit Gazetesi’nde tefrika edilmeye başlanır ve 1923’te kitap olarak yayımlanır. 1962-63 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenir, 1966’da filme çekilir, 1986’da TV dizisi olur, 2003’te bale olarak sunulur. İnkılap Yayınları 40. baskısını yaptı. Halen en çok satılan Türk klasiklerinin başında yer alıyor.

İNCE MEMED

Yaşar Kemal

İmzasını koymak istememişti

Cumhuriyet Gazetesi’nde 1954’te tefrika olarak yayınlandı. Yazarı, kitabı para için yazmış ve imzasını bile koymak istememişti. Ekim 1955’te Çağlayan Yayınevi 2 cilt olarak bastı. Beheri 2.5 liraydı. Bir yıl sonra 25 Ocak 1956’da Varlık Dergisi Roman Ödülü’nü aldı. Bugüne kadar toplam 1 milyon 250 bin kopya sattı, 50 dile çevrildi.

EYLÜL / Mehmet Rauf

İlk baskısı 2.5 liraydı

Sadece 2003’te Akçağ, Timaş, Karınca, Sinemis, İlke, Übl, Çıra ve İlya olmak üzere 8 yayınevi tarafından basıldı. 2002’de dört, 2001’de iki yayınevi yeni basımlarını yaptı. 1992’den bu yana kitabı yayınlayan yayınevi sayısı 20’den fazla. 1946’da Hilmi Kitabevi’nden 271 sayfa olarak basılan kitabın Türkçesi Selami İzzet Sedes tarafından sadeleştirilmiş ve aynı yıl 2.5 liradan piyasaya çıkmıştı.

YABAN

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

21 yılda 46 baskı

İlk baskısı, 1932 yılında Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi tarafından yapıldı. Atilla Özkırımlı’nın yayına hazırladığı romanı 1981’de Birikim Yayınları 200 TL’den satışa çıkardı. 1983’te ilk basımını yapan İletişim Yayınları, bu yıl 45. baskısını yaptı. Her yıl ortalama 15 bin adet satıyor. İlköğretim okullarında öğrencilere okumaları için tavsiye edilen kitaplarına başında yer alıyor.

FALAKA Ömer Seyfettin

Tüm külliyatı çok satar

Aslında sadece Falaka değil, Ömer Seyfettin’in bütün eserleri her zaman en çok satan kitaplar listesinde. Tüm eserleri, Muallim Ahmet Halid Kitabevi tarafından 1938’den itibaren Ömer Seyfettin Külliyatı adıyla basıldı. Bomba, Gizli Mabet, Yüksek Ökçeler, Efruz Bey, Beyaz Lale, Bahar ve Kelebekler peş peşe sunuldu. Yüksek Ökçeler’in 1938 baskısı 50 kuruştu. Sonra, Milli Eğitim Bakanlığı ve Bilgi Yayınları tüm eserlerini defalarca bastı. Falaka hikayesinin 40 ayrı isimle basıldığı biliniyor.

YAYINCI VE ELEŞTİRMEN GÖZÜYLE

MÜRŞİT BALABANLILAR

(İş Bankası Kültür Yayınları)

İlle de okunmaları gerekir

Her zaman satanların en önemli özelliği ‘zamana dayanıklı’ yapıtlar olmalarıdır. Roman ise roman tarihi içinde, öykü ise öykü tarihi içinde yeri vardır, eskimezler. Kuşaktan kuşağa ‘İlle de okunması gerekir’ diyerek aktarılmıştır bu kitaplar. Dolayısıyla çoğu insan farkına varmadan kabullenir o yapıtları ve okur.

DOĞAN HIZLAN

(Gazeteci, eleştirmen)

Klasik demek doğru değil ayrı bir sınıf bu

Hep satanlar değişik dönemlerdeki kuşakların, ortak edebi zevk ve paydasını keşfedebilen eserlerdir. Edebiyatın da bir moda yanı vardır ama enterasan olan, bu kitapların ilk çıktığında moda olduğu halde her zaman modanın klasik yanını temsil etmiş olmalarıdır. Hep satanların bazen çok kısa süre unutuldukları demeyeyim ama, ihmal edildikleri olmuştur. Ama onları tekrar gündeme getiren okurlar, eleştirmenler ortaya çıkar. Hep satanlar daima klasikler değildir, hatta modern klasikler de değildir. Onlar bu iki sınıfın da ötesinde kendilerine başka bir sınıf bulmuşlardır. O sınıfı da onlara okurları uygun görmüştür. Aslında Türk ve dünya edebiyatında çok satanların bilançosunu çıkarttığınızda insanoğlunun değişmeyen özelliklerinin burada bulunduğunu görürsünüz.

AYFER TUNÇ

(Yapı Kredi Yayınları eski editörlerinden)

İnsanlık varoldukça satacaklar

Bazı kitaplar bir anda çok satılır ve kaybolur, bazıları önce hatırı sayılır miktarda satılıp azalan bir eğilim izler, bazıları ise belli bir ritim içinde sürekli satılır. Örneğin Oğuz Atay’ın, Tezer Özlü’nün kitapları çok satan kitaplar listelerinde görünmez, ama toplamda en çok satan kitaplardan daha fazla satarlar. Bizde James Joyce’un Ulysses’i ve Cervantes’in Don Kişot’u, on senedir düzenli satılıyor. Amin Maalouf’un kitapları çıktığı zaman yüksek bir seyir izliyor, sonra azalıyor ama durmuyor, belli bir ritim içinde satılmaya devam ediyor. Ahmet Hamdi Tanpınar, Sabahattin Ali, Sait Faik Abasıyanık kitapları ile Cemal Süreya, Orhan Veli ve Názım Hikmet’in şiirleri düzenli bir satış grafiğine sahiptir.

NİLGÜN BAYSAL

(Engin Yayınları)

Türk klasiklerine rağbet yok

Geçtiğimiz fuar sırasında sadece 10 ya da 15 kişi Türk klasiklerini sordu. Türk klasikleri o kadar rağbet görmüyor. Hatta okullar olmasa bu kadar bile destek görmesi mümkün değil. Sefiller ile Suç ve Ceza en çok satılan kitapların başında. Anna Karenina ve Ana da çok satılıyor. Fuarda bu kitapların kısaltılmışı yok mu diye soranlar oldu. Bu tabii kötü bir gelişme. Bu klasikler dünya durdukça hep satacak. Bazı yayınevleri, tarzları olmadığı halde dünya klasikleri yapmaya başladı. Bu ilginin sürmesinden kaynaklanıyor. Bunda 75 yıllık telif süresi dolduğu için telif ödememelerinin de etkisi var.

HÜSNÜ TEREK

(Altın Yayınları)

Fadiş gizli bir klasik

Bazı kitaplar vardır, bir sene ortalığı kasıp kavurur. Biz bunlara dönemsel kitaplar deriz. Saman alevi gibi parlayıp sönerler. Ama bazı kitaplar gökyüzündeki yıldızlar gibi sürekli parlayıp durur. Nobel ve klasiklerin basımına 45 yıl önce başladık. Özcan Köknel’in ‘Kişilik’ kitabı 20 senedir her yıl en az 5 bin satışa ulaşıyor. Gülten Dayıoğlu’nun ‘Fadiş’i gibi yarım asırdır her yıl 5-6 bin sattığımız, neredeyse gizli bir klasiğe dönüşen ilginç bir örnek de var. 50’ye yakın kitabı olan Agatha Christie, her sene 2-3 bin satar. Türkiye kendi klasiklerini yarattı. Neredeyse her yayınevinin bir Ömer Seyfettin dizisi var. Piyasada 40 değişik ‘Kaşağı’ baskısı görürsünüz ve hepsi de satıyor.

SEYHAN SAPAR

(Oda Yayınları)

Sol görüşlülerin kitaplarına ilgi azaldı

İlk başlarda Jack London ve Gorki’ler cazipti şimdi onlara yönelik talep çok azaldı. Son yıllarda daha çok Dostoyevski, Balzac, Tolstoy ve Zola gibi klasik romancılar öne çıktı. Siyasal keskinlik ortamından uzaklaşıldığı için klasikler daha değerlendi. Bilindiği gibi London ve Gorki sol görüşleri taşıyan yazarlardı. Ama o dönemde kitap satışları bugünle kıyaslanamayacak kadar çoktu. Bu günlerde bir kitaptan bin tane basıyoruz, ne zaman biteceği belli değil. Ama o zamanlar bir eserden 5 bin basıyor ve bir ay içinde tüketiyorduk.

Yabancılar:

DON KİŞOT

Miguel de Cervantes

25 yayınevi bastı

25 yayınevi çeşitli yıllarda farklı baskılarını yaptı. Sadece geçtiğimiz yıl 6 yayınevi (Yapı Kredi Yayınları, Gül, Kapadokya, Tomurcuk, Yuva ve Mutlu) tarafından basıldı. Araştırma ve Morpa iki yılda iki, Engin üç farklı yılda üç baskısını yaptı. Don Kişot’un Maceraları adıyla 1933’te 25 kuruşa, Manşlı Don Kişot ismiyle Hamdi Varoğlu çevirisi 1942’de Hilmi Kitabevi’nden 1.5 liraya satışa çıktı.

DEFİNE ADASI / R.L. Stevenson

121 yıldır okunuyor

On iki yaşındaki oğlu Lloyd’u eğlendirmek amacıyla ‘Define Adası’ adını verdiği hayali bir adanın haritasını çizen Robert Louis Stevenson, çocuk edebiyatının en büyük macera romanlarından birini yazmaya başladığının farkında değildi. Define Adası, 1883’te piyasaya çıktı, 1908’de sessiz sinema döneminde filme çekildi. İlk baskılarından biri 1956 yılında Milliyet Yayınları tarafından yapıldı. 4 liradan satılan 336 sayfalık kitabın çevirmeni Necmettin Arıkan’dı. 1989’dan beri tam 26 farklı yayınevi tarafından basıldı. Sadece Varlık Yayınları’ndan basılan Muzaffer Reşit çevirisi Ekim 1969’da dördüncü baskısını yapmıştı.

ANDERSEN MASALLARI

Hans Christian Andersen

Son dört yılda 23 ayrı yayınevi

Ördek Yavrusu, Kurşun Asker, Henzel ile Gretel, Parmak Kız... Hangimiz çocukluğunda bunlardan birini okumamıştır ki... 2004’te Alfa Yayınları’ndan yayınlandı. Geçen yıl dört (Gül, Uysal, Bahar, Doruk) 2002’de ise yine dört yayınevi (Hikmet, Felis, Özgür Eğitim, Doğa Basım) kitabın yeni baskılarını yaptı. 1999’dan bu yana tam 23 yayınevi bu kitabı bastı.

BABALAR VE OĞULLAR

İvan Sergeyeviç Turgenyev

50 kuruştan bugüne

1937’de Remzi Kitabevi’nden çıkan kitap Hasan Ali Ediz ve Vasıf Onat tarafından Türkçeleştirilmiş ve 50 kuruşa satılmıştı. Remzi Kitabevi’den 2 cilt halinde çıkan kitabın ismi Babalar ve Çocuklar’dı. O günden bu yana Babalar ve Oğullar adıyla çeşitli baskıları yapıldı. ISBN listesine göre 1989’dan bu yana sekiz yayınevi tarafından yeni basımları yapıldı.

KÜÇÜK PRENS

Antoine de Saint-Exupery

Korsan baskısı var

Küçük Prens (Le Petit Prince) 1943 Nisanı’nda İngilizce ve Fransızca yayınlandı. 50’ye yakın dilde çevirisi bulunan kitap, Türkçe’ye 1953 yılında Ahmet Muhip Dıranas tarafından çevrildi. Çocuk ve Yuva dergisinde bir yıl tefrika edildi. Doğan Kardeş Kitaplığı (Ayşe Nur takma adıyla Azra Erhat çevirisi) ve Hüsnü Tabiat Matbaası (Salih S. Uygur) aynı yıl kitap olarak bastı. Hüsnütabiat’ın baskısında çeviri Salih S. Uygur’un, kitap kapağı Mim Uykusuz’un, önsöz ise Bedii Faik’indi. Türkiye’deki yayın hakları 1987’den beri Mavibulut Yayınevi’ne ait olmasına rağmen korsan olarak sadece 1990’larda tam 18 ayrı yayınevi tarafından basıldı.

AYA SEYAHAT / Jules Verne

Jules Verne’in ölümsüz eseri

Son baskısı bu yıl Timaş tarafından Aya Yolculuk adıyla yapıldı. 2003’te Sosyal, Yeryüzü, Yuva ve İnkılap yayınevleri ise Aya Seyahat ismiyle basmışlardı. 1988’den bu yana 17 yayınevi çoğunluğu Aya Yolculuk adını tercih ederek kitabı yayınladı. İlk baskılarından biri 1950’de İnkılap yayınlarınca yapıldı. 1.5 liraya satılan kitabın çevirmeni Ferid Namık Hansoy’du.

ÜÇ SİLAHŞÖRLER / Alexandre Dumas

Geçen yıl 9 yayınevi bastı

KM Vasıf çevirisi 1932’de Tefeyyüz Kitaphanesi tarafından, Selami İzzet Edes çevirisi ise 1957’de Güven Yayınevi’nce basıldı ve fiyatı 3 liraydı. Son baskılarını 2004’te Timaş, Karınca ve İzdüşüm yayınevleri yaptı. Geçen sene ise tam 9 yayınevi tarafından (Mutlu, Timaş, Tutku, Beyaz Balina, Tomurcuk, Marpa, Hepsen, İnkılap) basılmıştı. 1991’den bu yana kitabı basan yayınevi sayısı tam 32. Oğlak Yayınları kitabın devamı olan Yirmi Yıl Sonra’yı da bastı. Alexandre Dumas’nın külleri 100. doğum yıldönümü olan 2002’de ölümsüz Fransız yazarlarının gömüldüğü Pantheon’a defnedilmişti.

DİĞER YABANCI HEP SATANLAR DENEMELER

Montaigne: Son sekiz yılda 10 yayınevi bastı

FARELER VE İNSANLAR John Steinbeck: Son beş yılda 18 yayınevi bastı.

ANNA KARENİNA

Lev Tolstoy: Son üç yılda 7 yayınevi tarafından basıldı.

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR

Ernest Hemingway: Son 10 yılda sekiz farklı yayınevi tarafından basıldı.

MARTI

Richard Bach : 1989’dan bu yana altı yayınevi yayınladı.

GAZAP ÜZÜMLERİ

John Steinbeck: 10 yayınevi tarafından yayınlandı.

MADAM BOVARY Gustave Flaubert: 1990’dan beri toplam dokuz yayınevinin yayın kataloğunda yer aldı.

ÖLÜ CANLAR

Nikolay Gogol: Son 15 yılda 12 yayınevi tarafından yayınlandı.


Çeviriler

MASALLAR / La Fontaine

Názım Hikmet takma adla çevirdi

1991’den bu yana 24 ayrı yayınevi tarafından basıldı. 2003’te Yapı Kredi, Bahar, Derpaş, Tomurcuk, Zambak ve Timaş yayınevleri, 2004 yılında ise Alfa tarafından yeni basımları yapıldı. 1949’da da, Názım Hikmet, cezaevi yıllarında, Ahmet Oğuz Saruhan takma adıyla bu kitabın bir çevirisini hazırlamıştı. ‘La Fontaine’den Masallar’ adıyla yayınlanan kitap, Ahmet Halit Kitabevi’nden çıkmıştı. Daha sonra Nermin Milar’ın yayına hazırladığı ve 1960’ta İyigün Yayınları’ndan basılan kopyası 5 liradan satıldı.

SUÇ VE CEZA

Fyodor Mikhailoviç Dostoyevski

Dünyanın en çok satan kitabı

Suç ve Ceza, Türkiye’de ilk olarak 1948’de Hasan Ali Ediz tarafından çevrildi ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından basıldı. Fiyatı 2 lira 100 kuruştu. Eser 1992’den bu yana 23 ayrı yayınevi tarafından defalarca basıldı. Sadece 2003’te beş ayrı yayınevi (İlya, Metropol, Karınca, İtalik, Beda ve İletişim) aynı anda kitabı okuyucuya ulaştırmaya çalışıyordu. Son baskısı 2004 yılında Bahar yayınları tarafından yapıldı. Dünyanın şimdiye kadar kopyası en çok satılan kitabı sayılıyor.

SAVAŞ VE BARIŞ

Lev Nikolayeviç Tolstoy

Okumayan kuşak yok

1943 yılında 287 sayfa olarak Maarif Vekaleti Dünya Edebiyatından Tercümeler serisinden Harp ve Sulh adıyla basılan dört cildin çevirmeni, Türkiye Komünist Partisi’nin ünlü genel sekreteri Zeki Baştımar’dı. 1960’larda Sosyal Yayınları Leyla Soykut, 1980’lerde ise Cem Yayınları Attila Tokatlı çevirilerini Savaş ve Barış adıyla bastılar. 1990’da Milli Eğitim Bakanlığı sekiz cilt halinde Harp ve Sulh adıyla kitabı yeniden çıkardı. Daha sonra hemen her yıl yeniden ve birden fazla yayınevi tarafından yayınlandı. Sadece son sekiz yılda tam 18 yayınevi Tolstoy’un bu klasik eserini okuyucuya sundu. 2003’te İletişim, bu yılın başında ise Karınca yayınevi tarafından yeniden basıldı.

ANA / Maksim Gorki

14 yılda 21 yayınevi bastı

Son olarak 2004’te Bahar yayınları tarafından basıldı. Geçen yıl dört (Karınca, İtalik Kitaplar, Alfa, Müjde) 2002’de dört (İlya, Bordo Siyah, Arya, Akyüz) ve 2001’de ise altı yayınevi tarafından (Yeryüzü, Soyut, Übl, Kamer, Nabu ve Sentez) baskısı yapıldı. Son 14 yılda kitabı basan yayınevlerinin toplamı 21. Nihal Yalaza Taluy çevirisi 1965’te Varlık tiyatro serisi içinde, Ayda Düz çevirisi ise 437 sayfa olarak Sosyal Yayınları’ndan 1973’te 20 liradan satışa çıkarıldı.

DEMİRYOLU ÇOCUKLARI

Edith Nesbit

22 yayınevi bastı

1990’larda her yıl en az 2, toplam 22 yayınevi tarafından yayınlandı. 2000’de Epsilon, Cemre ve Erdem, 2001’de Alfa, Özyürek, Nehir Medya ve İnkılap, 2003’te ise Mutlu, Hepşen ve Yuva yayınları yeni baskılarını yaptı. Çocuk klasiklerinin en önemlilerinden.

HEIDI /Johanna Spyri

50 dilde 20 milyondan fazla sattı

Heidi Mutlu Kız ismiyle 1976’da basılan Gülten Suveren çevirisi Altın Kitaplar, Nazife Müren çevirisi ise bir yıl sonra Varlık yayınlarından çıktı. Fiyatı 2 liraydı. 1991’den bu yana 23 ayrı yayınevi tarafından basıldı. Son üç yılda kitabı tekrar basan yayınevi sayısı 14. Geçen yıl Hepsen, Timaş, Mutlu, Uysal ve Damla yayınevleri yeni basım yaptı. İlk kez 1881’de Almanya’da basılan kitap 50 dile çevrildi ve bugüne kadar 20 milyondan fazla sattı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!