Hem manavla hem baÅŸbakanla damardan iliÅŸkiye girebilen adam Kadir Çöpdemir

Güncelleme Tarihi:

Hem manavla hem başbakanla damardan ilişkiye girebilen adam Kadir Çöpdemir
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 18, 2004 00:00

Televizyon habercisi, dizi ve reklam oyuncusu ve hepsinden öte, Türkiye’nin en baÅŸarılı radyocularından biri... Özetle, fena halde iletiÅŸimci... Bürokratından manavına, sosyete güllüsünden yaşını başını almış ev kadınına, çocuÄŸundan yaÅŸlısına, hemen herkesle direkt ve damardan iliÅŸkiye girebilen, üstelik tüm bu insanlardan aynı samimiyetle yanıt alabilen birisi Kadir Çöpdemir. Peki nasıl oluyor da olabiliyor? Ä°ÅŸin sırrı nedir? ‘Valla ben de anlamıyorum’ diyor; ‘O galiba, fıtrat, yaradılış ile ilgili bir ÅŸey. ‘Bununla kuracağım iliÅŸki, bundan alacağım elektrik veya oluÅŸturacağım zemin bana zarar vermez’ gibi bir intiba bırakıyorum galiba ki insanlar bana kendilerini teslim ediyorlar. Ama inanın bana, bunun için hiçbir özel çaba sarf etmiyorum, sadece şükrediyorum. Bunun için insanlar binlerce dolar verip kurslara gidiyor, seminerlere katılıyorlar. Ben bu uÄŸurda, evde iki cümle düşünmüş adam deÄŸilim; ‘Ulan nasıl yaklaÅŸsak acaba hem manava hem de BaÅŸbakan Danışmanı’na’ diye...’ Yine de bütün bunlar iÅŸin, iÅŸ kısmı. Yoksa Kadir Çöpdemir, kendi kendine kalmayı, yalnızlığını seven bir insan. YaÅŸamını sürdürmek için bu iÅŸleri yapıyor. Yani Mısırlı bir dedesi olsaydı ve ona küpler dolusu altın miras bıraksaydı, böyle kendini sokaklara atıp ‘aman iletiÅŸim kurayım’ ÅŸeklinde bir sevdaya kapılır mıydı? Yok...Kadir Çöpdemir’in, hiiiç öyle ‘sosyalitede peak yapmak, yani zirve yapmak’ gibi bir derdi yok. Yorucu buluyor böyle ÅŸeyleri.Geçenlerde iki çift, feribota binmiÅŸler. Yanlarına bir genç yanaşıp, dördünün de elini sıkmış: Nasılsın? Ä°yiyim... Sen nasılsın? Ben de iyiyim... E, şükür... E, iyi... Laf bitmiÅŸ ama çocuk gitmemiÅŸ. Duruyor öyle karşılarında. Sonunda isyan etmiÅŸ: ‘E abi? Sen hiç de televizyondaki gibi deÄŸilsin? Ööööle durgun durgun duruyorsun?’Zira Kadir Çöpdemir, pek öyle ‘karşısına geçtiÄŸi insanı yıkıcı bir espri, yakıcı bir mizahla yerlere yatırmak’ gibi bir misyonu olduÄŸuna inanmıyor: ‘EÄŸer çok önyargılı ya da katı deÄŸilse hemen onun yaÅŸam alanıyla kendi yaÅŸam alanımı yan yana getirip diyalog kurabiliyorum. Kasmam kendimi.’Peki BaÅŸbakan’ı hakikaten, gerçekten yanaklarını sıkacak kadar sevimli bulmuÅŸ olabilir mi?‘Vallahi buldum’ diyor gülerek. Tayyip ErdoÄŸan’ı kaçırıp kebapçıya götürmesini kaleme aldığında, onunla ilgili yazdıkları, bayağı bir tepki aldı bildiÄŸiniz gibi. O bu durumun niçin bu kadar eleÅŸtirildiÄŸini anlamış deÄŸil: ‘Ben sanayici deÄŸilim. Devletle bir iÅŸim yok. Biz o gün yemeÄŸe gittik ya... O masaya oturmak için ÅŸu vakfa ÅŸu kadar para yatıracaksın deseler, verecek bir sürü insan çıkar deÄŸil mi? Mesela onlara yaÄŸdanlık denilebilir.‘Kadir Çöpdemir’e kalsa, ille ki iletiÅŸmek gibi bir derdi yok ama iletiÅŸim bir nev’i amansız takiple onun peÅŸinde, ömrü billah bırakmıyor.TAVÅžAN KATLÄ°AMIKadir Çöpdemir, 1967’de, Sıtkı-AyÅŸe Çöpdemir çiftinin üç çocuÄŸu arasında yegáne erkek evlat olarak, Elazığ’da doÄŸar. Babasının çalıştığı ÅŸeker fabrikasının çalışanlarının ikamet ettiÄŸi ve koloni olarak anılan bir yerleÅŸim bölgesinde yaÅŸayan, aralarında özelden öte bir sevginin olduÄŸu babaannesinin ve iki ablasının da dahil olduÄŸu, altı nüfuslu bir ailenin küçümenidir.Altı yaşına kadar Elazığ’da yaÅŸar. Daha sonra, Sıtkı Çöpdemir’in tayiniyle aile, EskiÅŸehir’e taşınır. Orada da ÅŸeker fabrikasının bitiÅŸiÄŸinde, geniÅŸ bahçeli bir eve yerleÅŸirler. Kadir’in yaratıcı bir oyun kurma kabiliyeti vardır. Mesela, mahallenin futbol takımı Lider Spor’un kurucusudur. Bir ara takıma forma almak için para toplamaya kalkar fakat bu giriÅŸimi, mahalle arkadaşı Erdal’ın babaannesinin attığı dayağın neticesinde bertaraf edilir.Bunun yanında aile maddi sıkıntılar içindedir ve bu durum kimi travmatik geliÅŸmelere gebedir: ‘Birisi babama ada tavÅŸanı hediye etmiÅŸ. 300-400 metrekarelik yemyeÅŸil bahçede beslene beslene bizim tavÅŸan deve kadar oldu. Kaçar kaçar, beni uzaktan seyrederdi; ben de onu... Okul dönüşü bir gün, annem; ‘Çok güzel bir et yaptım’ deyince, ben niyeyse, birden duruma uyandım. Çünkü et çok yapılan bir ÅŸey deÄŸildi. Anlaşıldı ki bizim beyaz tavÅŸan bir katliama kurban gitmiÅŸ. Çok travmatik bir andı benim için, hıçkırık, aÄŸlama, kriz... Sonra kuzum oldu, onu da kestiler. Ailemi böyle Belçika canavarı gibi lanse etmeyin lütfen. Dünyanın en tatlı ailesidir ama yokluk iÅŸte ne yapsınlar.’Babaannesi her sabah zihni açılsın diye küçük Kadir’i okunmuÅŸ sular içirip okula öyle yollar. Zihin, ilkokul yıllarında pek açılmaz yine de... Ama ortaokulda roket yapar. Ä°lkokulda hımbıl, sünepe bir çocukken, ortaokulda birden çalışkan bir öğrenciye dönüşür. Kitaplarla tanışır ve tanışıklığın boyutu aÅŸka kadar varır. O zamana kadar Yüzbaşı Volkan, Zagor, Mister No hayranıyken, hikaye kitapları okumaya baÅŸlar. Aziz Nesin, Bekir Yıldız, Sevgi Soysal, Firuzan... Sonra saza merak salar, sinemaya vurulur: ‘Bizim lise yıllarımız, 12 Eylül’ün ezici, gri havasına denk geliyor. ArkadaÅŸlarım pek okuyan insanlar deÄŸildi, biriktirdiklerimi paylaÅŸacağım çok da kimse yoktu.’83’te Ä°stanbul Ãœniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’nu kazanır.Ä°LLE KÄ° Ä°LETİŞİMEsasta hukuk okumak istiyordur. Ä°letiÅŸim, ilgisini çeken bir dal deÄŸildir fakat sonra bakar ki okul çok rahat. Kafasının uyduÄŸu solcu arkadaÅŸlar da bulur. Bunlara raÄŸmen, kendisini attıracak kadar kötü bir öğrenci olur. Sınava bir kez daha girer ve yeniden Basın Yayın’ı kazanır! Bunun üzerine ‘kaderine boyun eÄŸer.’Bu süreç ona yalnız yaÅŸamak konusunda muhtelif beceriler kazandırır. Uzun süre bir evin içinde kalabilir. Her türlü yemeÄŸi piÅŸirebilir. DeÄŸme kadından daha iyi ütü yapar ve temizliÄŸi de pek cevvaldir. Teferruatlı ve şık, pırıl pırıl... Pantolonunda çift ütü izi olduÄŸunu görüp, Beyazıt’taki okula girmeden Kadıköy’e döndüğü, ütüyü baÅŸtan yapıp okula öyle gittiÄŸi olur.Sol tandanstan kız arkadaÅŸlarına süslenmeyin, makyaja harcadığınız parayla kitap alın diyen, kendi tabiriyle bir ‘öküz’dür.Ãœniversitede ilk kez aşık olur. ‘‘Bunun filmi yapılması lázım’ denilen, tutkulu, hatta hastalıklı bir aÅŸk, bir karasevda’dır bu.Ayrılırlar, sonra aradan yıllar geçer ve tekrar karşılaşırlar. Bu kez daha sakin bir ÅŸekilde depreÅŸir aÅŸkları ve evlenirler, altı yıl evli kalır, ‘94 yılında boÅŸanırlar. Gelin görün ki ÅŸu andaki medeni durumu dolayısıyla -Gülgün Yıldız ile niÅŸanlı olan- Çöpdemir, eski eÅŸinin ismini ısrarla vermez. FotoÄŸrafını, hiç vermez...NE RADYOSU BE ABÄ°?Okulun bitmesine yakın, hayat gailesine düşer. MesleÄŸe, ‘87 yılında, Güneri CıvaoÄŸlu’na ait Yat dergisinde pikajör olarak baÅŸlar. Muhtelif gazete ve dergilerde çalışır. Aktüel dergisinde müzik sayfaları hazırlarken köşe yazarı olmak konusunda diretince ve bu ısrarlı talebi reddedilince istifa eder.Tam o dönemde, o sıralar adı Ä°nterstar olan kanal kuracağı özel bir radyo için iÅŸ teklifi gelir. BaÅŸta bu teklifi kaale almaz ve sırf reddedilsin diye kendince fahiÅŸ, o sırada aldığı maaşın iki katı bir fiyat çeker. Teklifi kabul edilir! Ve 92 AÄŸustos’unda, Süper FM’de Kadir Çöpdemir’in radyoculuk hayatı baÅŸlar. Kısa sürede ÅŸanı alır yürür... Türkiye’nin en çok dinlenen programcısı olur, yüzünü hiçbir yerde göstermediÄŸi, röportaj vermediÄŸi için de giderek bir ÅŸehir efsanesine dönüşür.Bu kaçma-kovalama, 94 yılına kadar sürer. Yani Ä°nterstar yöneticileri, artık bir TV programı yapma zamanının geldiÄŸine hükmedene kadar: ‘Tabii millet bir sukut-u hayale uÄŸradı. Ä°lk tepkiler; ‘Amaan, herif çok çirkinmiş’ ÅŸeklinde oldu.’Nihayet Nr 1’da kült statüsüne ulaÅŸan meÅŸhur Geyik Parkı programını yapmaya baÅŸlar. Sonra yine iÅŸsizlik. Sonra Radyo D’de çalışırken Hasan Kaçan’dan, Ekmek Teknesi’ndeki Kirli rolü için telefon gelir. Akabinde de NTV’de ‘bir çeÅŸit haber programı’ olan GerçeÄŸin Ta Kendisi’ni yapmaya baÅŸlar.Åžu anda, radyocu, TV habercisi, reklam ve dizi oyuncusu olarak, çalışmakta, koÅŸuÅŸturmakta, hayata yetiÅŸmeye çalışmaktadır.Bir de hayata sormalı, belki de o Kadir Çöpdemir’in peÅŸinden koÅŸmaktadır.KAHROLSUN BROKOLÄ°Ben kibire, brokoliye, brüksel lahanasına, tai-chi’ye ‘diyet yapın genç kalın’ dayatmalarına inanmıyorum. Sen dünyada üretilen tüm brokolileri de yesen, eÄŸer senin senaryonda yazılıysa, o brokoliler seni kurtarmaz. Aman genç kalayım, aman ÅŸunu da yapayım, aman doktor tavsiye etti diye haftada bilmem kaç kere seks yapayım. Yılda 4000 kere de seks yapsan, hikaye... Bizim dışımızdaki enerjiyi de algılamak gerekir bence. Åžu popüler kültür denen ÅŸey, kullan at kültürü... Bu da çok doÄŸal. Yani kimsenin büstümü yaptırıp da evine koyacak háli yok. Bugün kullanacak, yarın yine biraz sempatik gelecek, güzel... Devrisi gün, aman yeter sıkıldım bu heriften diyecek bırakacak. Haklı da yani... BaÅŸkaları çıkacak. Asla suçlamam yani...’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!