Türkiye'nin 'İnci'leri sahiplerini buluyor... Lezzetin izini sürüyoruz!

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin İncileri sahiplerini buluyor...  Lezzetin izini sürüyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2022 15:05

Fine-dining restoranlardan esnaf lokantaları, sokak lezzetlerinden ‘en iyi’ balıkçılar, kasaplar, manavlar ve pastanelere kadar, Türkiye’nin ilk ve tek özgün derecelendirme sistemiyle hazırlanan, gastronomi dünyası için ‘prestij’ kabul edilen İncili Gastronomi Rehberi’nin dördüncüsü yolda. Türkiye’nin önde gelen yeme-içme yazarları, danışma kurulu üyeleri ve gizli müfettişleri salgın ile mücadele ettiğimiz 2 yıl boyunca zor şartlar altında da olsa ziyaretlerini yaptı ve inciler dağıtıldı. En yüksek inciyi alanlar 7 Mart’taki özel gecede açıklanacak. Tören öncesi İncili Gastronomi Rehberi’nin öncülerinden Karaca Grup CEO’su Fatih Karaca ile projeye dair her şeyi konuştuk.

Haberin Devamı

Gittiğiniz mekânların, ki çok lüks, şık, pahalı ya da tam tersi olsun fark etmez, şöyle bir duvarına bakın! Muhakkak şefin kendisini ağırlamaktan mutluluk duyduğu bir ünlü ile fotoğrafı yanında da Hürriyet Gazetesi ‘en iyi 10 listesi’ kupürü görürsünüz. İncili Gastronomi Rehberi işte bu birikimin sonucu. Peki ama bu birikimi rehbere dönüştürme fikri nasıl doğdu? Sektörün buna neden ihtiyacı vardı? Son hazırlıklar neler? Detayları proje koordinatörü-Hürriyet yazarı Müge Akgün, Karaca Grup CEO’su Fatih Karaca, Demirören Medya 360 Projeler Başkan Yardımcısı Gupse Özlen Özgür anlattı.

* İncili Gastronomi Rehberi fikri nasıl doğdu?

Müge Akgün: Hürriyet grubu ve Fatih Karaca’nın öncülüğünde ortaya çıkan bir proje bu. Hürriyet her zaman yeme içme kültürüne önem veren bir gazeteydi. Bir toplantıda ‘Neden bir restoran rehberimiz yok?’ sorusu ve konusu gündeme geldi. Ortak akıl ‘Yapalım’ dedi ve heyecanla yola koyulduk.

Haberin Devamı

Fatih Karaca: Karaca olarak iz bırakacak, sürdürülebilir işler üretmeye çalışıyoruz. Ülkemiz değerlerini sahipleniyor ve bilinirliğini artıracak projeler geliştiriyoruz. Kısacası yaptığımız işlerin yaşadığımız bu topluma da bir katkısı olmasına ve sosyal sorumluluk bilinci taşımasına özen gösteriyoruz. Ülkemizde çok özel lezzetler ve kıymetli şefler var. Hürriyet’in “En iyi restoranlar” bölümü de hiç şüphesiz lezzet duraklarının izini sürmek adına iyi bir referans. Tüm bu değerli noktaların tek bir kaynakta toplanması fikri de buradan doğdu. Türkiye’nin bir gastronomi rehberine ihtiyacı vardı ve bunu da en iyi Hürriyet gazetesi ile yapabilirdik.

Gupse Özlen Özgür: 5 yıl önce böyle bu yolculuğa çıktığımızda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeme-içme akımının yükselen bir trend olduğunun farkındaydık ancak Fatih Bey’in dediği gibi bir eksik vardı. Michelin, Zagati, TheWorld’s 50 Best Restaurants gibi geçerli bir derecelendirme sistemimiz, listemiz ya da rehberimiz yoktu. Hürriyet de sektörde marka haline gelmiş yazarları ve ‘En iyi 10 listeleri’ ile okur tarafından ilgiyle takip edilen, gastronomi konusunda kasları oldukça kuvvetli bir mecra olduğundan bu misyonu üstlendi.

Haberin Devamı

ÖZGÜN DERECELENDİRME

* ‘İlk ve tek özgün derecelendirme sistemi’ ne demek? Sistemi kendine özgü kılan nedir?

Müge Akgün: Ekipler kurulması, o ekiplerin tarafsız olması lazım. ‘Gizli’ müfettiş ayağı var bir de bu işin. Projede görev alan gizli müfettişlerin restoranlarla özel ve maddi ilişki olmamasına çok dikkat ediliyor. Yeme-içme tutkunları arasından seçilen bu müfettişler görevlerini puan verdikleri yerlerden kesinlikle gizli tutuyorlar. Yani mekân sahibi ya da şefler onları ‘sadece müşteri’ sanıyor. Listemizdeki her işletme en az üç farklı müfettiş ve proje ekibinden bir kişi tarafından ziyaret ediliyor ve malzeme, lezzet, servis, sunum, dekorasyon ve fiyat-kalite dengesine göre puanlandırılıyorlar.

Haberin Devamı

Gupse Özlen Özgür: Müge Hanım önderliğinde, yaptıkları çalışmalarla sektöre katkısı hayli önemli olan yeme-içme yazarları ve danışma kurulu üyelerimiz de projeye destek veriyor. 300 kadar da yeme-içme tutkunu gizli müfettişimiz var.

HİÇBİR MÜDAHALEMİZ YOK

Müge Akgün: Puanlamanın tarafsız olması konusunda hayli hassasız. Mesela arama motoruna ‘En iyi restoran’ yaz, birçok öneri çıkar karşına. ‘En yüksek puanlı’ ya da ‘İlk 10’a giren bir yere gidersin ama ne yazık ki önerilerin çoğu ticari kaygılarla (reklam, iş birliği gibi...) öne çıkarıldığı için genellikle hayal kırıklığına uğrarsın.

Gupse Özlen Özgür: Çok turistik yerlere de yönlendirilebiliyorsunuz bazen. O nedenle dijitaldeki derecelendirme sistemleri o kadar güvenilir değil. Oysa bizim sistemimizde gizli müfettişler ve fikir önderleri olduğu için deneyiminizin üzücü olması neredeyse sıfıra yakın bir ihtimal.

Haberin Devamı

Fatih Karaca: Biz bu işin partneri olmamıza rağmen hangi restoran inci aldı, hangisi alamadı? İnanın bilmiyoruz. Hiçbir müdahalede bulunmuyoruz. Böyle kalması için de çaba sarf ediyoruz.

Türkiyenin İncileri sahiplerini buluyor...  Lezzetin izini sürüyoruz

Karaca Grup CEO’su Fatih Karaca - Fotoğraflar: Murat ŞAKA

İNCİLER VE ANLAMLARI

İncili Gastronomi Rehber’inde 5 İncili 6, 4 İncili 75, 3 incili 157, 2 incili 189 ve 1 incili 167 olmak üzere toplam 594 restoran ve 452 lezzet noktası var.
5 İnci: Sıra dışı deneyim
4 İnci: Mükemmel
3 İnci: Çok iyi
2 İnci: İyi
1 İnci: Gitmeye değer anlamına geliyor.

Türkiyenin İncileri sahiplerini buluyor...  Lezzetin izini sürüyoruz

Gupse Özlen Özgür - Fatih Karaca - Müge Akgün - Fotoğraflar: Murat ŞAKA

Haberin Devamı

REHBERE GAZİANTEP DE GİRDİ

* İncili Gastronomi Rehberi’nde hangi şehirler var peki?

Müge Akgün: İlk yıl Türkiye’nin yeme-içme sektörünün kalbinin attığı ve turizmin gözbebekleri İstanbul, Bodrum, Çeşme, ikinci yıl İzmir ve Ankara, üçüncü yıl Bursa ve Antalya girdi rehbere. Bul yıl, Gaziantep’i de ekledik. En başından beri hedefimiz Türkiye’nin bir gastronomi haritasını çıkarmaktı. Bu yolda emin adımlarla yürüyoruz. Rehberde sadece restoranlar yok. 452 lezzet noktasını da ekledik. Kasaplar, balıkçılar, manav ve pastaneler, çikolatacılar, kuru yemişçiler, bir tezgâhlı-esnaf lokantaları, sokak lezzet durakları... Hepsi var rehberde...

Fatih Karaca: Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz Zeugma serisine Belediye Başkanı Fatma Şahin öncülük etmişti. Tüm Karaca mağazaları Gaziantep’in bir kültür elçisi oldu adeta. Bu yıl Gaziantep’in rehbere girmesi bizim için çok anlamlı. Bir de bu işin bir partneri değil de tüketici gözü ile gönülden konuşmam gerekirse rehberin şöyle de bir güzelliği var; mesela eskiden Gaziantep’e gittiğimde arkadaşlarımı arar, ‘Burada bir gün geçireceğim. Nerede yemek yiyeyim?’ diye sorardım. Başka bir şehre gitmişsiniz, kısıtlı zaman var ve iyi bir tecrübe ile ayrılmak istiyorsunuz ama günün sonunda sorduğunuz kişinin bilgisi kadar tanıyorsunuz şehri. Ama şimdi İncili Gastronomi Rehberi var. Nereye gidersem, ‘Neresi önerilmiş’ hemen bakıyorum. O noktada çok da iyi bir referans noktası rehberimiz.

REHBERİN İNGİLİZCESİ YOLDA

* Bu yıl bir ilk daha gerçekleşiyor, rehberin İngilizcesi yolda. Neden İngilizce?

Fatih Karaca: Yurtdışından Türkiye’ye gelenlerin kaliteli bir tecrübe yaşaması için yol gösterici İngilizce bir rehbere ihtiyaç vardı hiç şüphesiz.

Müge Akgün: Rehberin İngilizce versiyonu Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla yayımlanacak. Sanırım haziran gibi İngilizcesi de raflarda yerini alacak.

PANDEMİ İÇİN ÖZEL BAŞLIK

* Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında şüphesiz yeme-içme sektörü geliyor. Tüm bu zor koşullarda rehber çalışmalarını devam ettirmekte zorlanmadınız mı?

Fatih Karaca: Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de bu konuda önemli bir sınav verdi. İki yıldır iş yapış şekillerimiz, hayata bakışımız, alışkanlıklarımız değişim geçirdi. Yeme-içme ve turizm sektörleri salgından ciddi anlamda etkilendi. Ama vazgeçmedik. İşin arkasında durduk. Çünkü biliyorduk ki bu rehber hem sektör hem de bu alanda hizmet veren bütün paydaşların gelişmesi için önemli bir değer.

Müge Akgün: Çok doğru. Ancak yeme-içme sektörünün kendi içinde farklı da bir devinimi var. Kapananlar kadar açılan yeni restoranlar da oldu bu süreçte. Bazıları da sundukları hizmetin kalitesini ve niteliğini değiştirmek, geliştirmek için büyük çaba harcadı, risk aldı, atılım yaptı. Proje ortakları ve ekibi olarak bu yaşanan değişimi, dönüşümü kayda geçirmenin hem sektöre hem de yeme-içme severlere karşı bir sorumluluk olduğu düşüncesiyle bu dönemi boş geçmezdik. Ayrıca nereler kapandı, nereler açıldı? Tüm bunları lezzet tutkunları nasıl ve nereden takip edeceklerdi? Hemen aksiyon aldık. Kapanan ve açılan yerlerin bir listesini çıkardık ve İncili Gastronomi Rehberi’ne koyduk. Rehberi dijital platforma da taşıdık ki basılı halini edinmemiş olanlar tüm bu yenilikleri görebilsinler. Şefler, işletmeciler de böyle bir destek ile yalnız olmadıklarını hissetmiş oldular.

Gupse Özlen Özgür: Şeflerimiz de bizi destekledi, bu projeyi sahiplenmeleri çok önemliydi. Sanırım en başından beri de rehberin içinde yer almaktan büyük keyif aldılar. İlk sene basılı rehber olarak hayata geçirdiğimiz projemiz sonraki sene Hürriyet’in tüm dijital mecralarından desteklendi. Üçüncü sene projeyi bir adım daha ileri taşıdık. Kanal D’de ‘Beşinci Tat’ programı yaptık, İncili restoranların şefleri ve iş dünyasının önemli isimleriyle sohbetler gerçekleştirdik. Rehberin bilinirliği, güvenirliği, şefler ile okurlar tarafından kabul edilmesi konusunda böylesi bütünleşmiş bir proje yapmanın keyfi içindeyiz.

 

 

BAKMADAN GEÇME!