Lewis Hamilton: 'Korku denen şeyi bilmiyorum'

Güncelleme Tarihi:

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2016 11:49

O, takım arkadaşıyla olan çekişmesinden hızlı aşk hayatına, dövmelerle kaplı vücudundan asi tarzına Formula 1’in en çok konuşulan pilotu: 31 yaşındaki Lewis Hamilton. Son iki yılın dünya şampiyonu İngiliz pilotla Londra’da buluştuk, pistte bir-iki tur atarken bu senenin muhakemesini yaptık: “Evet, dertler peşimi bırakmıyor ama ben de bu işin de peşini bırakmayacağım”

Haberin Devamı

Kariyerinize henüz 9 yaşında, Mercedes-Benz genç pilot yetiştirme programıyla başladınız. O yaşta çoğu erkek çocuğu astronot, itfayeci, futbolcu, şerif filan olmayı hayal ederken F1 pilotluğu nereden çıktı?

- Kontrol dışı olan şeyleri yapmaya bayılıyorum. Daha doğrusu kontrol etmesi zor olan şeyleri kontrol altına alma mücadelesini seviyorum... Hep böyleydim. Sınırları zorlamayı çok ama çok seviyorum. Tabii yaralanmadan...Yarışın dışında da ekstrem sporlarla ilgileniyorum, snowboard filan... Hepsini en zor haliyle, hep limitleri zorlayarak....

Demin pistte yaşadığım adrenalini tarif edecek kelime bulamıyorum. Tabii yanında gelen korkuyu da... Sizin hiç korktuğunuz anlar olmuyor mu?

- Bende eksik olan şey o. Korku  hissini bilmiyorum. Bunu hava atmak anlamında söylemiyorum: Gerçekten içimde böyle bir hissiyat yok. Sanırım sorumlusu babam: Onun hayata dair pek çok korkusu vardı. Ben de onun tam tersi oldum. O yüzden hiçbir şeyden korkmuyorum. Bu sadece yarış pistinde değil, hayatın her alanında böyle. Mesela iki tane kaplanım var, onlarla  oynarken de korkusuzum.

 

Haberin Devamı

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum

Bu hafta sonu Formula 1 Amerika Grand Prix heyecanı var. Sıralama turlarını bugün 21.00 - 22.00 arasında, yarışı ise yarın 22.00’de D-Smart SmartSpor’da izleyebilirsiniz. 

“Kaplanlarım var” derken!

- ‘Black Jaguar-White Tiger’ adlı, kaplan, aslan, jaguar ve pumaları kurtaran bir vakfı destekliyorum. Vakıf Meksika’da; ilk ziyaretimi yaptığımda bir yavru kaplana benim adımı, dişi olana da dönemdeki kız arkadaşım Nicole’un adını verdiler. Sıklıkla gidip kaplanlarımı görüyorum. Beni tanıyorlar. Kucağıma oturuyorlar, ayakkabımı kemiriyorlar. Vakfın kurucusu Eduardo, kafeslere hiç koruma olmadan girdiğimde “Nasıl korkmuyorsun” diyor...

 

 

Haberin Devamı

Haydi pisti anladık da, aslan kafesine dalarken de mi korku yok?

- Yoo, neden korkayım? Yumuşak davranıyorlar bana...  Küçükken tırnakları daha sivriydi: bakın, ellerim tırmık içinde. Arkadaşlarıma “Elimi kaplan yırttı, ne kadar cool’um” diyerek hava atıyorum. En büyük hayalim onları piste götürmek. Düşünsenize, yarışa yanımda iki kaplanla gitsem ne kadar ‘cool’ olur. Pistin hâkiminin kim olduğunu gösteririm. Zaten her anlamda gösteriyorum. Sadece komplikasyonlar olmasa...

 

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum

 

Farkındayız. Son iki yılın şampiyonuydunuz ama bu sene ikincisiniz: Aksilikler peşinizi bırakmıyor. Malezya Grand Prix’sinde motorunuz yandı mesela. “Şampiyonluk için mücadele ediyorum ama motorum beni sürekli yarı yolda bırakıyor. Bazıları kazanmamı istemiyor” diyerek sabotaj yapıldığı yönünde sinyaller verdiniz. Tepkileriniz de tartışıldı..

Haberin Devamı

- Her zaman sakin kalamıyorum. Benim de sinirlerim bozuluyor, insanım sonuçta. En son yarıştan sonra gerçekten kendimi kötü hissediyordum. Ama topluyorum bir şekilde. Sonuçta her zaman bir sonraki yarış var. O yarışa pozitif bir kafayla gitmem lazım. Evet, bu sene birçok zorluk yaşadım. Bazıları benim hatam olabilir ama çoğu araba kaynaklı. Ancak kafama takmıyorum. Bir de inanılmaz destek alıyorum hayranlarımdan. Gerçekten çok teşekkür ederim. Ama inanın, tüm zorlukları bir şekilde yeneceğim. Evet, dertler peşimi bırakmıyor ama ben de bu işin peşini bırakmayacağım...

Peki Formula 1’den sonraki hayat? Yaşlanana kadar yapılan bir spor değil. Ne zaman emekli olacaksınız?

Haberin Devamı

- Formula 1’de yarışmanın şöyle bir zorluğu var: Bundan emekli olduğunuzda, yerini doldurabilecek hiçbir şey yok.  Yapabildiğim kadar yapacağım o yüzden. İki sene daha bu takımla sözleşmem var zaten.  O bittiği zaman 25 sezon geçirmiş olacağım pistlerde. Hedefim 37, yani onun üzerine dört yıl daha...

 

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum

 

Sonra ne peki? Müziğe meraklı olduğunuzu biliyoruz... Albüm çıkarmayı planlıyorsunuz sanırım.

- Evet. Ama o çok daha uzun bir süreç: Formula 1’den çok farklı. Bir şarkı yaratıyorsunuz; onu remix’lemek filan acayip uzun sürüyor. Zaten mükemmeliyetçi olduğum için şarkı hazır hale geldiği zaman da bir şeyini beğenmiyorum filan... 250 şarkı yaptım bu zamana kadar.  En iyilerini elde edene kadar da uğraşmaya devam edeceğim.

Haberin Devamı

Peki, hayatı adrenaline bağlı olan bir erkeğin hayatı nasıl? Bir F1 pilotunun günü nasıl geçer mesela?

- Hayatım ya uçakta ya pistte geçiyor. Bugün buradayım, dün fabrikada motoru test ettim, akşam hasta bir arkadaşımı ziyaret etmek için Cenevre’ye gideceğim, yarın yine döneceğim, sonra Toronto’ya gidiyorum, oradan Los Angeles’a gideceğim, ertesi hafta kaplanlarımı görmeye Meksika’ya... Diğer yarışçılara kıyasla çok daha aktif bir yaşamım var benim. Birçoğu yarışıyor, sonra gidip ailesiyle zaman geçiriyor. Antrenman yapıyorlar boş vakitlerinde, işte hepsi o.

 

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum

 

Nasıl yani? Pistin tozunu attırıp evde yemeğe mi gidiyorlar?

- Yani... Formula 1 harika bir spor ama işte söylediğiniz gibi tiplemeler var. Çünkü üst düzey yöneticiler, çok uzun zamandır bu işi yapıyorlar ve “Formula 1 pilotu şöyle olmalı” tarzında bir prototip oturtmuşlar. Herkesin de bu yönde davranmasını bekliyorlar. Ben de onların çizdiği tiplemeye hiç uymuyorum.

Ve bu yüzden size türlü türlü lakaplar takılıyor: Pistlerin playboy’u, kötü çocuk filan...

- Peki genç gibi davranmamın nesi anormal ki? Formula 1’de daha genç, taze anlayışlara da yer olması gerektiğini savunuyorum. Neden söylememeliyim ki fikirlerimi, ne hissettiğimi? Kısıtlanmaktan hoşlanmıyorum. Neyse ki Mercedes’le birlikte çalışmanın böyle avantajları oluyor. Yani senin ‘sen’ olmana takılmıyorlar. Birkaç sene önce Formula 1’de dövmeleri olan bir pilot düşünülemezdi bile. Asla izin vermezlerdi. Ben değiştirdim bunu. Ufak ufak alıştırıyorum yeniliklere. Bir hareket yapıyorum, tepkileri ölçüyorum, ses etmezlerse devam. Evet, işler belki yavaş ilerliyor ama değişime alışmaya başladılar, artık Formula 1’de farklı bir dönem olabileceğine inanıyorum. Biraz zor ama ben zorlukları severim zaten. ‘Basit’ benim için sıkıcı bir kelime.

 

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum

 

Zorluk demişken, İstanbul Park’ta mücadele ettiğiniz günleri anımsıyor musunuz? Pilotlar pisti zor olarak değerlendirmişti.

- Gerçekten çok güzel bir pistti. Artık o kadar harika pistler tasarlamıyorlar. Mesela sekizinci viraj, of neydi o! Fiziksel anlamda zor, herkes giremez o viraja. İşte iyi pilot olduğunuz öyle pistlerde anlaşılıyor. Gerçekten yazık oldu. Bence İstanbul Park’taki sorun, pistin şehir merkezinden çok uzak olması. Üstüne bir de bilet pahalıydı. Bernie’ye (Ecclestone) söylemiştim, “Düşür fiyatları, daha çok insan gelsin” diye... İstanbul’u seviyordum çünkü.

Nesini seviyordunuz mesela?

- En çok Boğaz’a karşı uyanmayı... Bir yanı Avrupa, diğeri Asya... Çok güzel bir his, size normal geliyor belki ama çok ‘cool’ bir şey ya.  Boğaz’daki restoranlar güzeldi. Denize bakmak mesela... Gece hayatı da güzeldi. O dönemki sevgilimle (Nicole Scherzinger) birkaç yıldönümümüzü İstanbul’da kutlamıştık. Birkaç kez gelip bana sürpriz yapmıştı, çok hoşuma gitmişti. Güzel anılarım var.

Lewis Hamilton: Korku denen şeyi bilmiyorum

300 KM’DE MİNİBÜS ŞÖFÖRÜ RAHATLIĞINDA

** Yer: Mercedes Benz’in Londra, Surrey’deki merkezi. Etkinlik: Monster Energy’nin düzenlediği büyük buluşma. Görevim, F1 pistinin en spekülatif ismi Lewis Hamilton’la birlikte pistte bir-iki tur atmak. Lewis, Mercedes C Class 63 model afili bir araçta bekliyor beni. “Kemerini bağlasan iyi olur” diyor. Gülümsüyorum. İçimde fırtınalar kopuyor ama cool’luğun kitabını yazmış edasıyla gülümseyen 31 yaşındaki pilotun karşısında yelkenleri suya indirmeyelim lütfen!
** Saniyeler içinde 300’lere çıkan, iki turda lastikleri yakan Hamilton, ben bir oraya bir buraya savrulurken, Taksim- Kadıköy hattında direksiyon sallayan minibüs şoförü edasında rahat. Oturduğum yerde neredeyse takla atacak kıvamdayken o direksiyon sallıyor, bir yandan radyoyla, klimayla oynuyor. Dizlerim titreyerek araçtan inerken anlıyorum: Şampiyon boşuna olunmuyormuş.
** Röportaj öncesi karşıma iddialı bir yasak listesi tutuşturuluyor: Takım arkadaşı Nico Rosberg’le çekişmesi, ona şapka atması gibi detayları sormak, aşk hayatını didiklemek, sosyal medya hesabıyla ilgili konuşmak yasak. Aracındaki sorunları da pas geçmem söyleniyor. “Ne soracağım” isyanındayken başlıyoruz. Neyse ki Lewis, pistteki rahatlığını burada da koruyor.

 

 

BAKMADAN GEÇME!