Ataberk Doğan: İlk yayınlarımda hiçbir şeydim

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2022 16:58

Özellikle Trakya şivesini bir mizah enstürmanı haline getiren ve sosyal medyada yıllardır milyonlarca izlenen videolara imza atan Ataberk Doğan, Ferit Ömeroğlu'nun konuğu oldu.

Haberin Devamı

Son yıllarda fenomen olmuş ve geniş kitlelere ulaşmış kişiler, 3-4 yıl sonra ne olacak bilinmiyor. Ama Vine sürecinde popüler olan ve bu dönemin popülerliğini de devam ettirebilen istisna kişiler var. Sende de durum bu şekilde. Bu noktada sana 2 soru soracağım. Öncelikle, bu duruma sana ne hissettiriyor? İkinci olarak, fenomenlerin dünyasında sevilmemene neden oluyor mu?

 Aslında benimki çok büyük bir başarı hikayesi değil. Ben, 2014 yılında bu işe başladığımda 2017’de bu piyasadan çekilenlerden biriydim. Çünkü bizlerin altyapısı yok. Fenomenler, herhangi bir eğitim görmedikleri ya da bu işle ilgili kendilerine zemin hazırlamadıkları için bu işi devam ettirebilme potansiyeline sahip olan kişiler değiller benim gözümde. 2017’de benim de piyasadan çekilmemin, 2019’da tekrar girmemin sebeplerinden biri bu. Devam ettiremedim bu işi. Gerek psikolojik gerek altyapısal olarak. Çünkü birisi size negatif yorum yaptığı zaman psikolojik olarak cevap vermeye hazır değilsiniz. Bu tarz şeyler, zamanla insanı irdeliyor. Beni de irdeledi ve bırakmaya zorladı diyelim. Ama tekrar döndüğüm zaman daha güçlü, daha ne yapacağını bilerek döndüm camiaya. Akabinde tabii ki bu durum beni mutlu ediyor. Hala bir şeyler başarabilmek, hala belirli bir topluluk tarafından izlenebilmek… Bunlar çok güzel şeyler. Ama TikTok gibi yerlerden çıkıp da şu an gözüken içerikler bakımından insanların ileriye gitmesi pek olumlu durmuyor benim gözümde.

Haberin Devamı

 TikTok fenomenlerine sempati ile bakmıyor musun?

 Sempati ile bakılacak kısmı bence çok düşük. %2 - %3 bile değildir. Gerçekten çekilen içerikler, bir içerik değil öncelikle. Bir metin yok, bir makale yok… Tabii ki müzik ve dans alanında başarılı olanları bu portföyden biraz dışarıda tutalım.

 Şive mizahı biraz farklı ve bu alanda çok fazla kişi yok. Sen, bu noktada sadece tek tip oyunculuk devam etsin dedin mi? Oyunculukla ilgili ne düşünüyorsun?

 Hiçbir zaman demedim. Çok da negatifim oyunculuğa karşı. Set ortamı bana göre bir ortam değil. Gerçekten çalışma saatleri çok yoğun. Üstelik sosyal medya çok daha samimi bir yer. Bugün hala dizi teklifleri gelmiyor mu? Geliyor. Film teklifleri gelmiyor mu? Geliyor. Lakin ben o tarafa çok uzağım. Bırakalım o işi bilenler yapsın. Biz 6 saniyeden çıkıp 2014’te yayıncılığa soyunup kamera karşısında insanlarla bire bir samimiyete alışmış insanlarız. Hem anladığım bir iş değil hem çok yetenekli olduğumu da düşünmüyorum. Ben çok kabiliyetli bir adam değilim.

Ataberk Doğan: İlk yayınlarımda hiçbir şeydim


Haberin Devamı

 Fenomenlerin oyuncu olması çok tutmuyor. Sence neden olmuyor?

 Adamın bir kabiliyeti yok. Ben de oynadım sinema filminde. Trakya komedisi idi. “Ataberk Doğan, Trakya’da seviliyor.” Eyvallah, seviliyor. Ama Ataberk Doğan’ın bir yeteneği yok ya da insanlar Ataberk Doğan’ı beyaz perdede görmek istemiyor ki zaten. Alışmışlar bana. Ben, ya onlarla yayın yaparken kamera karşısında beraberim ya story’lerde beraberim ya Twitter’da beraberim. Çok farklı bir sektör orası.

 Meslek, bir noktadan sonra tükeniyor mu?

 Kendini yenilediğin sürece asla. Neden tükensin ki? Sen, insanlara bir şey verdiğin sürece neden tükenesin.

 Bu işi yaparken neden mutlu oluyorsun?

Haberin Devamı

 Bence bu işin en güzel tarafı sevilmek.

 Sevilmemek de çok güçlü.

 Sevildiğim fazla olursa sevilmemeyi o kadar gözün görmez. Ben de şu an durum bu. Tabii ki beni sevmeyen ve linç eden bir topluluk da var. Ama şuna baktığın zaman; Allah’ın yarattığın dünyada Allah’ı sevmeyen var. Bizim sevilmememiz gayet normal.

 2014 yılından itibaren yaşadığın çarpıcı bir anıyı paylaşabilir misin?

 Geçen gün eşimle beraber evden çıktık. Florya’da ışıklarda durduk. 2 tane lise öğrencisi, birden kaputa vurmaya başladı. Korktum ve yanımda eşim de var. Bir de ben biraz patavatsız bir adamım. Acaba birinin canını mı yaktım, bir şey mi dedim diye düşündüm. Sonra camı indirdim biraz. “Sen, benim öz abimsin.” diyordu. Öz abinim eyvallah da kaputa neden vuruyorsun? Gel camdan selamını ver. Böyle anılar çok var. Bir de benim iletişimim çok daha farklı. Bilhassa Z kuşağı için ben bir abiyim. Beni bir influencer ya da fenomen olarak görmüyorlar. Benim öz abim diyebiliyorlar.

Haberin Devamı

 20’li yaşlarında bir fenomen çektiği video’da seninle ilgili konuşuyor. Ne yaparsın bu durumda?

 Hiçbir şey yapmıyorum çünkü gereken cevabı insanlar veriyor. Şu anda 20 yaşındaki bir fenomenin benimle aşık atması mümkün değil. Çünkü bu meslekte benim 8. senem. Yaptıklarım ortada, bugüne kadar başardıklarım ortada. Ki cevap verme potansiyeli, zaten bana karşı yok. Çünkü ben, tek bir kelimemle onu yok edebilecek potansiyele sahibim. Ama zaten insanlar gerekeni yazıyor.

 Antipati duyduğun, bu işi neden yaptığını sorguladığın birileri var mı?

 Çok var ve çoğu da takipleştiğimiz isimler. İçeriğini beğenmediğim, Instagram’dan takip edip sessize aldığım çok kişi var. Ayıp olmasın diye takipten çıkamadıklarımız…

Haberin Devamı

 Senin bu Fenerbahçe durumun ne olacak?

 Ben, tribünden çıkma Fenerbahçeliyim ve bunu Twitter’da gizleyemiyorum. Şu an benim Twitter hesabım resmen bir Fenerbahçe taraftar sözcüsüne dönmüş durumda. Bunu kesinlikle istemiyorum ben. Keşke böyle bir şey olmasa.

 Eskiden de böyle miydin yoksa başarısızlıklardan sonra tetiklenen bir şey mi?

 Tabii ki, hep böyleydim. Fanatizmini gizleyebilen bir adam değilim. Beni takip eden rakip takım taraftarlarını kırmak ya da kızdırmak istemiyorum. Ama tutamıyorum kendimi. Fenerbahçe ile ilgili negatif bir bir durum olduğu zaman hemen elim oraya gidiyor. Bir gol olduğunda… Keşke böyle olmasa ve tutabilsem kendimi.

 En son en çok istediğin şey neydi?

 Eşimle barışmam.

 Ayrı mıydınız?

 Evet, bir askerlik sürecinin sonrasında ayrılmıştık biz.

 Ayrılık ne kadar sürdü?

 Bir buçuk sene sürdü. Biz, 2017’de birlikteydik. 2019’da ben askere gittim; sosyal medyayı bıraktığım dönem. Akabinde askerdeyken olmadı. Benim fenomenliği bırakıp o ortama girmem, psikolojik açıdan zarar verdi. Bir de ben 12 ay yaptım. Orada 1-2 olay oldu ve benim hatalı olduğum bir konu yüzünden ayrıldık. Askerden döndükten sonra işleri yoluna koyarken en çok istediğim şey o idi. Çok şükür de oldu.

 En son en çok hüzünlendiğin anı paylaşabilir misin?

 Twitter’da yediğim bir linç var. Yaklaşık bir buçuk sene önce. Anlatmak istediğim kesinlikle o değildi. Kesinlikle detayına girmek istemiyorum. Ama çok farklı yerlere çekildi. Türkiye’deki linç kültürünü biliyoruz. Herkes etkileşim için neler yazıyor. O konu, beni çok üzmüştü.

 En son en çok neye şaşırdın?

 Yayınlarımın bu kadar patlamasına şaşırdım. Çünkü ben öncesinde de 2 bin, 3 bin izlenen biriydim. Şu anki sayılar 15 binler, 16 binler… Korkunç geliyor bana. Hala şaşırıyorum, hala şoktayım. Böyle devam etsin yeter. Dahası da zarar verir.

 En son en çok neye hayır dedin?

 Ben öyle çok net tavrı olan biri değilim. Son zamanlarda TikTok’a girmeye hayır demişimdir. TikTok’ta “Ataberk Doğan” hashtag’inin 60 milyon izlenmesi var. Lakin o medyada yokum ve olmayacağım da.

 Twitch yayınlarında neler oldu? Süreç sakinleşti mi?

 Sürecin sakinleştiğini düşünmüyorum. Bu işte zan altında kalan insanlar, hala çatır çatır yayın yapıyor. Bence insanda ilk önce biraz utanma olmalı. Bu, bir kalpazanlıktı.

 Bilinçli mi yapıldı?

 Kesinlikle bilinçli olduğunu düşünüyorum. Bazı yayıncı arkadaşların evet ben yaptım demesi, delikanlılık örneğidir. Hata mıdır? Hatadır. Bazıları hala göz göre göre devam ediyor.

 İmaj kaybettirmedi mi?

 Şahsen Allah göstermesin böyle bir şey ile ben yargılansam her şeyi kapatır giderim.

 Sen, Dlive alanındasın. Bu süreci biraz anlatabilir misin?

 Twitch, bu işin ilk oluşumlarından. Dlive, yeni bir proje. Şu an bana da en çok sorulan soru; “Neden Twitch değil de Dlive?”. İnsanlar da haklı çünkü bizim izleyici kalibresinde Twitch’te çok daha başka işler olabilir. Lakin bu, benim için çok daha duygusal bir iş. Ben, tekrardan bu işe dönmeye karar verdiğim zaman aslında tek niyetim Twitch’te tekrar başlamaktı. Dlive’ın Türkiye genel müdürü Cemal Sevindik yazdı bana ve Dlive’a başladık. Ben, askerden geldiğim zaman bitik bir adamdım. Yayınlarım 200-300 izleniyordu, hiçbir şeydim. Sürekli benim elimden tuttular, destek oldular. Bugün 15 bin, 16 bin, 20 bin izlenen biri olarak benim Dlive’ı bırakıp Twitch’e geçmem bana yakışık kalmaz. Çünkü onlar beni desteklediler. Ben de şimdi büyüme aşamasında olan Dlive’ı bırakırsam ihanet etmiş gibi olacağım. Herkes bana bu işte çok duygusalsın, yanlış yapıyorsun diyor. Yanlışsa yanlış. Ama beraber yola çıktığım insanları bırakmayacağım. Teklif gelmiyor mu? Bugün 9-10 tane yayın platformu var. Her yerden geliyor. Gerçekten o piyasada dönen fiyatlar doğru. Abuk subuk fiyatlarla geliyorlar. Lakin batıyorsak da çıkıyorsak da Dlive ile batalım ya da Dlive ile çıkalım.

 Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?

 Yok.

 Bütün defterleri kapatır mısın?

 Kesinlikle. Bir tek eşim hayatımdan çıktığı zaman ikinci kere girebildi. Bunu Burak da çok iyi bilir. Çok samimi olduğum, bu işe beraber başladığım influencer arkadaşlar ile hala görüşmüyorum. Çok sert çizgilerim var.

 Kinci misin?

 Çok kinciyim. Bu iyi bir şey değil; lakin bana yapılan yanlışı hiç unutmam.

 Kendini affettirebileceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?

 Affettirdiğimi düşünüyorum. Tabii ki o da unutmamıştır benim yaptığım bazı hataları. Lakin üstünü kapatabildiysem, bir daha yapmayacağıma ikna edebildiysem ne mutlu bana. Edebilmişim ki bugün beraberiz. Her şeyim o benim. Bu hayatta kurşun sıkılsa önüne atlayabileceğim tek insan. Ailem bir yana, eşim bir yana.

 Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?

 Miktar olarak belirtmek gerekirse dünyadaki bütün kum taneciklerinin toplamı kadar. Ona karşı sevgim bu kadar fazla. O, benim hayatımı değiştiren insan. Çünkü ben çok zıpır bir adamdım. Beni büyüten, belki insan olmaya iten kendisi. Bu hayatta ona çok şey borçluyum. Bugün işime bu kadar konsantre olmuş, bu kadar fokus olmuş biriysem yüzde yüz payı var. Bazı şeyleri aşınca gerçekten bir yuva kurmanın temelini oluşturuyorsunuz. Biz, bazı şeyleri aştık ve şu anda gerçek bir yuvamız olduğunu düşünüyorum. Gerçekten de çok mutluyum. İnsanın bekarlığını özlediği anlar muhakkak olur. Şimdi burada bu kadar anlatmışken yalan demeç de vermeyelim. Tabii ki yeri geliyor insan arkadaşlarıyla özgürce dışarı çıkmak istiyor. Ben, yine çıkıyorum gerçi. Aklınız her zaman evde oluyor bu seferde. Ne kadar arkadaşlarınızla daha fazla oturmak isteseniz de onu yalnız bırakmak istemiyorsunuz. Bunlar kritik noktalar aslında.

 Dilediğin kişiye, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi sana. Bu kim olurdu ve ona ne sorardın?

 Ali Koç’a “İstifa edecek misiniz?” diye sorardım. Çünkü Ali Koç’un da iyi bir Fenerbahçeli olduğunu biliyorum. Fenerbahçeyi sevdiğini ve gerçek bir taraftar olduğunu biliyorum. Lakin süreç, başarısız bir süreç. Yeri gelir istifa da bir hizmettir. Belki bu söylediğim farklı yerlere çekilebilir. Ama ben Ali Koç yönetiminin başarısız olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Ali Koç yönetiminin gelmesini canıgönülden bütün kuvvetimle destekledi isem de bugün gelinen sonuç; başarısız bir yönetim var.

 Sence istifa edecek mi?

 Sanmıyorum. Elbet bir başarı gelene kadar kovalayacağını düşünüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!