'Hayat kadını' travması

Seks işçilerinin, penis büyüklüğüne, ereksiyonlarına veya cinsel performanslarına yönelik, küçümseyici, hakarete varan sözleri, düzelmesi uzun zaman alan, bazen de toparlanamayan yıkımlara yol açıyor. "Penisim küçük", "Sertleşmiyor" ya da "Ben cinsel olarak yetersizim" gibi performans anksiyetesine dönüşebiliyor. Sadece cinsel değil tüm yaşamı alt üst edebiliyor. Hatta bazıları depresyon, obsesyon yaşıyor. Bazıları tedavi görmeden normale dönemiyor. İşte "hayat kadını travması"...

"SEN BU HALDE NASIL EVLENECEKSİN?" LAFI HASTA ETTİ

SY (35 yaşında-öğretmen), cinsel isteksizlik, sertleşme güçlüğü ve depresif yakınmalarla psikiyatriste başvurmuştu. Evlenme kararı almış ancak bundan pişmandı. Evliliği 1 yıl kadar ertelemeyi planlıyordu. Görüşmelerde bunların nedeni ortaya çıktı. Nişanlısıyla hiçbir sorunu yoktu. Anlaşarak ve isteyerek evlenmeye karar vermişlerdi. Genelde muhafazakar bir yapısı vardı, bir ay öncesine kadar ise hiçbir cinsel deneyimi yoktu. Nişanlısıyla yakınlaşmaları birleşmeyle sonuçlanmıyordu, o da ilk gece korkusu yaşıyordu. Sürekli, "Sana güveniyorum, benim hiç deneyimim yok” diyordu. Düğününe 1 ay kala, evlenmeden önce cinsel birleşme deneyimi yaşaması gerektiğine karar verdi. Bir seks işçisiyle birlikte oldu. Ancak heyecan, gerginlik ve performans kaygıları yüzünden bir türlü sertleşme sağlayamadı. Kadın bir süre sabrettikten sonra “Sen bu halde nasıl evleneceksin? Kızın başını yakma bari" diyerek odadan ayrıltı. O gece yıkıldı, cinsellikte özgüveni sıfırlandı. Travma büyüktü, uyuyamaz, düşünemez hale geldi. Nişanlısından gizledi olup bitenleri. Olaydan beri cinselliği hiç istemedi. Kendi kendine başedemeyince psikiyatriste taşındı. Tedavisi üç ay sürdü. Planladıklarından 3 ay daha geç evlendi.

SEKS İŞÇİSİ ODADAN KOVDU

Şimdi 45 yaşında olan CO, 15 yaşındayken mahalleden abileri "milli olması" için o dönemde Beyoğlu'nda bulunan randevuevlerinden birine götürüldü. Askeri, yatılı okul öğrencileri gözde mekanlarından olan bu randevuevlerinde çalışan kadınların bir kısmı aslında genelevlerde de çalışırdı. Randevuevleri fazla measi yaptıkları yerlerdi. CO arkadaşlarına söyleyemedi ama mahalleden, ondan oldukça büyük bir kadınla birlikte cinsel birliktelik yaşıyordu. Odaya girdiğinde seks işçisi soyunmuş, uzanmış, ağzında sakız dönemin dergilerinden birini okuyordu. "Sen kimsin?" dedi. CO, "Parasını verdim geldim" diye yanıtladı. Seks işçisi, "İyi de sen çocuksun. Çocuk mu emzireceğiz? Hadi soyun" dedi. CO sadece pantalonunu indirdi. "İndir lan kilodu" talimatı verdi kadın. İndirdi. Hiçbir hareket yoktu. "Yok bu birşey?" diye sordu bu kez. CO, "Yok!" dedi. Kadın buna karşılık, "S...tir git, zaten bamya kadar" dedi. Çok kötü hissetti kendini. Odadan çıktı. Arkadaşlarına verdiği raporda, "Mükemmeldi" dedi. Bu travmayı atlatması uzun zaman aldı.

KENDİLERİNİ TEST EDERKEN, TRAVMAYA UĞRUYORLAR

DOÇ. DR. CEM İNCESU (PSİKİYATRİST): Seks işçileri bilirkişi gibi görülüyor. Sadece ilk cinsel deneyim için gidenler değil, daha sonraki dönemlerde, başka nedenlerle seks işçilerine gittiğinde hakarete uğrayanlar da travma geçirebiliyorlar. Bazen çiftlerin ortak kararıyla, bazen de eşin haberi olmadan erkekler seks işçisine giderek, cinselliğini test ediyor. Özellikle sertleşme veya erken boşalma sorunu yaşıyor ve bunu eşiyle çözemiyorsa. Sorunun kendinden mi eşiyle arasındaki ilişkiden mi kaynaklanığını bu yolla ayırmaya çalışıyorlar. Ancak bu deneyim sırasında sorunlarının devam etmişse ve seks işçisinin hakaret, küçümseme gibi davranışlarıyla karşılaşmışlarsa travmatize oluyorlar. Üst üste birkaç deneme yapabiliyorlar. Deneyimi yeterli, özgüveni yeterli erkeklerin bunu pek sorun etmiyor. Ama bazıları depresyona bile giriyorlar. Hayat kadından travmatize olanlar daha çok potansiyel olarak soruna aday olanlar, takıntılı, özgüveni gelişmemiş kişilikler.

HER DÖNEMDE ÇARE HAYAT KADINI

Yaşam dönemi olarak baktığımızda genç erişkinlik dönemindeki ilk deneyimlerinde travmatize oluyorlar. İkinci dönem 20-30'lu yaşlar, özellikle muhafazakar, cinsel deneyimi olmayanlarlar "Evlenmeden önce deneyeyim" diyerek gidiyorlar. Bunlar da benzer şekilde travmatize olabiliyorlar. Bu nedenle, "Evlendiğimde böyle bir sorun yaşarsam rezil olurum" kaygısıyla evliliklerini erteleyenler az değil. Üçüncü dönem, 30-40'lı yaşlar. Bunlar daha çok cinsel sorunları bulunan ve kendilerini bunlala test etmeye çalışan grup. 50 yaşından sonra gidenlerse ağırlıklı olarak eş kaybı gibi nedenlerle seks işçileriyle olanlar... Onlar da ereksiyon olamama, erken boşalma veya penis büyüklüğüyle ilgili herhangi bir hakatere, küçümseyici ifadelere maruz kalınca "Artık yaşlandım, herşey bitti" diyerek travmatize oluyorlar.

PENİS BOYUNU ÇOK TAKIYORLAR

OP.DR. HALUK KULAKSIZOĞLU (ÜROLOJİ UZMANI): Hiçbir anatomik veya fizyolojik sorunu olmadan, kişide kaygı yaratan tek organ da penis. Erkekler penise odaklı. Dünyaları bunun üzerinde kurulu. Biz ürologlar bazen aramızda, "aslında beyin cerrahıyız" diye espiri yaparız. Erkeklerin en takık olduğu konuladan biri penis boyu. Kendine güvensizlik bu duyguyu yaratan faktörlerden biri. "Büyük olmalı ki partnerim benden etkilensin!" Bir diğer faktör, partnerlerle yaşanan kötü deneyim. Penise yönelik alaycı, eleştirel sözler travma etkisi yapıyor adeta. Benzer travmaya seks işçisi de yol açabiliyor. Yine önemli etkenlerden biri de pornografi. Pornografik yayınlar ve filmlerde görünen abartılı, büyük penislerle kendilerininkini karşılaştırıyorlar. Sonuçta, kendilerinde eksiklik hissediyorlar. Sanıldığının aksine penis boyuyla, cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki bulunmuyor.

AMELİYATI GÖZE ALIYORLAR

Penis boyu ameliyatı için bize birkaç tip hasta geliyor. Bir kısmı henüz cinsel deneyim yaşamamış bile. "Penisimin küçük olduğunu düşündüğüm için şimdiye kadar hiçbir kız arkaşımla birlikte olamadım" diyenler var. Bir de kötü bir cinsel deneyim yaşamış olanlar var. Genelde seks işçileriyle birliktekleri sırasında penisleriyle ilgili terslenmiş oluyorlar. Ciddi yıkım içindeler. İstediğiniz kadar terapi uygulayın, eninde sonunda kendilerine müdahale yaptırıyorlar.