Hasta bilgisayar sendromu

Güncelleme Tarihi:

Hasta bilgisayar sendromu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2004 00:46

Boyunda kireçlenme, gerginlik, başparmakta ya da bilekte ağrı, gözlerde yanma ve batma, sırt, bel ve omuzda tutulma olması... İşte işyerinde haftada 15 saatten fazla bilgisayar başında oturmanın sonuçlarından bazıları. ‘Meslek hastalığı’ olarak da bilinen ‘Kas İskelet Sistemi Hastalıkları’, işle ilgili hastalıkların yüzde 60’ını oluşturuyor. Bu problem hem çalışanların sağlığını olumsuz etkiliyor hem de işgücü kaybı ve tedavi masrafları açısından işverene yük oluyor. Yeni İş Güvenliği Yasası, ışıklandırmadan ekipmana kadar birçok konuya standart getiriyor. Standartları iki yıl içinde uygulamaya geçirmeyen şirketler için çalışanlar yargı yoluna gidebilecek.

Klavyesi, monitörü, ‘maus’uyla, taşınabilir ve sabit formatlarıyla bilgisayarlar iş hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu. Neredeyse bilgisayarsız hiçbir işimizi yapamaz hale geldik. ABD’de tüm çalışanların yüzde 50’si işlerinde bilgisayar kullanıyor. Dünyada 150 milyon bilgisayar ‘tüketicilere’ hizmet ediyor. Diğer taraftan, bu ‘teknolojik nimet’ ciddi ve tehlikeli bir sağlık sorununu tetikliyor.

Halk arasında ‘meslek hastalığı’ olarak nitelendirilen ‘Kas İskelet Sistemi Hastalıkları’, boyun, omuzlar, kollar, el bilekleri, eller, sırt ve belde ortaya çıkıyor. Haftada 15 saatten fazla bilgisayar kullanan çalışanların yarısından fazlası ilk bir yıl içinde ‘meslek hastalığı’na yakalanıyor.

‘Kas İskelet Sistemi Hastalıkları’, iş ile ilgili hastalıkların yüzde 60’ını oluşturuyor. Tekrarlamalı hareketler, omurganın, kol ve bacakların yanlış kullanılması, kötü duruş, iş yerindeki ekipmanın ergonomik olmaması gibi nedenlerle ortaya çıkıyor.

İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Emel Özcan yaptıkları bir araştırmada bir devlet kurumunda çalışan, ortalama 30 yaşındaki, 104 bilgisayar kullanıcısının yüzde 90’ında boyun, kollar ve bel ile ilgili yakınımlar saptadıklarını söylüyor. Özcan, sinsice gelişen ve başlangıçta ciddiye alınmayan ağrı ve tutuklukların ilerde ciddi problemlere yol açabileceğini anlatıyor: ‘Bu tür ağrılar tedavi edilmezse el, kol ve vücut fonksiyonlarını kısıtlar, aktiviteleri etkiler ve önlem alınmazsa sakat bırakabilir. Ağrılar uzun sürdüğü taktirde, depresyon gibi psikolojik bozukluklara, aile içi ve iş yeri fonksiyonlarının etkilenmesiyle sosyal sorunlara, iş değiştirme ve kaybına neden olabilir.’

Özcan, uzun süre bilgisayar kullananlarda bu problemlerin yanı sıra, gözlerin zorlanmasıyla ağrı, yanma, batma ve görme bozukluğu ve yorgunluk, halsizlik gibi rahatsızlıkların görüldüğünü söylüyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre yoğun bilgisayar kullanımının neden olduğu bu hastalıkların maliyeti 1980’den beri dramatik olarak artıyor. Örneğin, Amerikan Ulusal Bilim Akademisi’nin 1999’da yaptığı bir araştırma, ABD’de bu hastalıklar için bir yılda bir trilyon dolardan fazla harcama yapıldığını göstermiş. Yüksek tedavi harcamaları, iş günü kaybı ve sigorta tazminatları, maliyetin bu kadar yüksek olmasının başlıca nedenleri.

Bunu gören ABD ve AB ülkelerinde hızlı bir şekilde etkin politikalar geliştirilmiş. Şirketler çalışanlara iş ortamında omurgayı, kolları ve bacakları doğru kullanmak üzerine eğitimler vermeye başlamış. İş ortamını çalışana uygun düzenlemek ve çalışanlar için çeşitli egzersiz programları geliştirmek için kolları sıvamışlar.

TÜRKİYE’DE DURUM

Prof. Özcan, Türkiye’de çalışanların, işverenlerin, hekimlerin ve sigorta şirketlerinin bu tür meslek hastalıkları hakkında yeteri kadar bilgisi olmadığını söylüyor. Korunma ve ergonomi eğitiminin ise hemen hiçbir şirkette verilmediğini dile getiriyor. Diğer taraftan, Yeni İş Kanunu kapsamında 2003’ün sonunda yayımlanan yeni bir yönetmelik bu konuda gerçekleşmesi gereken uygulamaları ve işverenin sorumluluklarını net bir şekilde dile getiriyor. Yeni İş Güvenliği Yasası kapsamındaki ‘Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’ işvereni, çalışanları bu konuda bilgilendirmek, eğitmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlü tutuyor.


Hasta olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Belirtileri

Ağrı, hareket güçlüğü, kollarda uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, baş ağrısı, yorgunluk ve halsizlik. En sık el bileği ve el tutulması görülüyor. Bilgisayar kullananların yaklaşık yarısını etkileyen Karpal Tünel Sendromu’nda el bileğinde sinirin sıkışmasına bağlı olarak el bileğinde ve ilk üç parmakta ağrı, uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük oluyor. Tedavi edilmezse elin kullanımı güçleşiyor, hatta imkansızlaşıyor.

Risk etkenleri

1) Fiziksel:
İş yerinde kötü pozisyonda çalışma, omurga, kollar, el ve bacakları yanlış kullanma, uzun süreli aynı pozisyonda çalışma, tekrarlamalı hareketler yapma, aşırı güç harcama, alışılmamış iş aktiviteleri yapma, iş yerindeki ekipmanın ve ortamın çalışanın fiziksel özelliklerine uygun olmaması (ergonomik düzenlemede yetersizlik), hava cereyanına ve titreşime maruz kalma.

2) Psikososyal: İş memnuniyetsizliği, iş monotonluğu, ağır iş yükü ve baskısı altında çalışmak, yetersiz amir ve iş arkadaşı desteği.

Tedavisi

Belirtiler bilinir ve geç kalmadan doktora başvurulursa, tedavide başarı şansı artıyor. İlaç, fizik tedavi, masaj gibi yöntemlerle ağrı azaltılıyor. İşe başlamadan önce ve çalışma sırasında uygulanan 5-10 dakikalık kasları güçlendiren egzersizler veriliyor.


En sık görülen ofis hastalıkları

Boyunda kas zorlanması (gergin boyun sendromu)

Boyunda kireçlenme

Omuz ve dirsekte tendon iltihaplanması

Başparmakta ve el bileğinde tendon iltihaplanması

El bileğinde sinir sıkışması (karpal tünel sendromu)


Korunmak için öneriler


Bel ve kol ağrıları, erken belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olun.

Herhangi bir yakınmanız olduğunda gecikmeden doktora başvurun.

Vücudunuzu, boyun ve kollarınızı doğru kullanın.

Düzgün durun, oturun, çalışın,yatın.

Yüzükoyun uyumak boynu zorlar, bu şekilde uyumayın.

Doğru pozisyonda bilgisayar kullanın.

Tekrarlamalı hareket ve zorlanma, titreşim, soğuk gibi risk etkenlerinden uzak durun.

Ev ve işyerinizi kendi ihtiyaç ve fonksiyonlarınıza uygun düzenleyin.

Dinlenme molaları verin, pozisyon değiştirin.



Nasıl oturmalı, nasıl yatmalı?


Oturma koltuğu ne çok sert, ne de çok yumuşak olmalı. Koltuk arkalığı omuzlara kadar gelmeli, kollukları bulunmalı. Arkalık, bel kavisini desteklemeli ve açısı 85-110 derece arasında ayarlanabilir olmalı.

Otururken sırtınız arkaya dayanmalı, kalça ve dizleriniz 90 derecelik açıda olmalı ve ayak tabanlarınızın yere konmalı.

Yatağınız ne çok sert, ne de yumuşak olmalı. Yatarken omurganın kavisleri zorlanmamalı. Yastık yüksek olmamalı, boynunuzun kavisini desteklemeli ve omuzlara kadar gelmeli.

Klavyeyi kullanırken dirsekleriniz 90 derecede açıda olmalı, el bileğinizle eliniz aynı hizada bulunmalı.

Bilgisayarınız sizden 45-75 cm uzaklıkta olmalı ve tam karşınızda bulunmalı.

Her saat başında birkaç dakika bilgisayarın başından kalkarak ara verilmeli.

Çalışma ortamının yeterli ışıklandırılmasına ve havalandırılmasına dikkat edilmeli.



23 Aralık 2003’te Resmi Gazete’de yayımlanan 25325 sayılı yönetmelik ‘Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri’ni içeriyor. Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte faaliyette olan çalışma merkezlerinin iki yıl içinde yönetmelik hükümlerine uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu tarihten sonra açılacak çalışma merkezlerinin yönetmelik hükümlerine uygun olarak kurulması gerekiyor. Yönetmelik ayrıca monitör, klavye, çalışma masası, çalışma sandalyesi, çalışma ortamı ve kullanılan bilgisayar programlarının nasıl olması gerektiği ile ilgili detaylı bilgiler veriyor.

İşverenin yükümlülükleri

Ekranlı araçların kullanımından kaynaklanan zorlayıcı travmalara neden olabilecek riskleri belirlemek. Bu riskleri ortadan kaldıracak veya en aza indirecek sağlık ve güvenlik önlemlerini almak.

Yeni işe başlayanlara zorlayıcı travmalar ve korunma yolları, doğru oturuş, gözlerin korunması, gözleri en az yoran yazı karakterleri ve renkler, çalışma sırasında gözleri kısa sürelerle dinlendirme alışkanlığı, gözlerin, kas ve iskelet sisteminin dinlendirilmesi, ara dinlenmeleri gibi konularda eğitim vermek.

Ekranlı araçlarda çalışmaktan doğacak işyükünü azaltmak amacıyla çalışanların periyodik olarak işe ara vermesini veya dönüşümlü olarak başka işlerde çalışmalarını sağlamak.

Düzenli aralıklarla çalışanların göz muayenesini yaptırmak.


Personel Yöneticileri Derneği (Peryön) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bekir Kural, yeni iş güvenliği ve iş sağlığı yasasının bilgisayar kullanımının yanı sıra birçok farklı sorumluluğu içerdiğini söylüyor. Şirketlerin üst yönetimlerini bilgilendirme işinin insan kaynakları yöneticilerine düştüğünü anlatıyor:

‘Yeni İş Kanunu sonrasında insan kaynakları yöneticilerinde işten çıkarma ve performans yönetimi gibi konularda farkındalık arttı. Ancak, iş güvenliği genelde ekstra masraf gibi görülüyor. Yasa çıkmadan önce de iş güvenliği ile ilgili uygulamalar yapanlar vardı. Ama orta ölçekli şirketlerde farkındalık yok. İnsan kaynakları yöneticileri bu konularda projeler geliştirmeli, risk analizleri yapmalı ve bunları üst yönetime sunmalı.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!