GüneÅŸlenmeden bronzlaÅŸmak

Güncelleme Tarihi:

Güneşlenmeden bronzlaşmak
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2005 00:00

Yanık bir ten, saÄŸlıklı ve dinç bir görünüm... Yaz aylarının yaklaÅŸması ile birlikte bedenimizi güneÅŸe bırakma arzusu da iyice depreÅŸir. Ãœstelik güneÅŸ ışınlarının ve uzun süre güneÅŸte kalmanın tehlikelerini bile bile yine de alamayız kendimizi güneÅŸlenmekten. Aslında bronzluk deÄŸil, ‘altın ışıltı’ önemli tenin ‘yanık’ gözükmesinde.GüneÅŸ yanığı ciltler artık modanın deÄŸil, tıbbın, özelikle de deri kanseri literatürünün doÄŸal bir üyesi haline geldikçe ‘güneÅŸlenmeden bronzlaÅŸtırıcı’ ürünlerin çeÅŸidi de çoÄŸalıyor. Fakat, bazıları tehlikeli ve yasak. Bilim ise, biyolojik bronzlaÅŸtırıcı üretme peÅŸinde... Siz güneÅŸe yatmadan ve ürünleri kullanmadan önce en iyisi bu yazıyı okuyun.‘GüneÅŸlenmeden bronzlaÅŸtırıcı’ ürünler doÄŸal bir yanık ten görüntüsü vermekten hálá uzak.Kimi karotenoid içeriyor. BilindiÄŸi üzere karotenoidler havuca turuncu, domatese ise kırmızı rengini veren kimyasallardan. Deri hücreleri üzerinde bir etkisi yok, ancak yüksek dozlu kullanımda deri altındaki yaÄŸ katmanlarının içinde depolanarak cildin rengini bronza deÄŸil daha çok turuncuya dönüştürüyorlar.Karotenoidler bronzlaÅŸtırıcı ürünlerde kullanılan tek madde deÄŸil, diÄŸerleri de var. Ancak gerek internet ortamında gerekse kozmetik reyonlarında satılan bronzlaÅŸtırıcı krem, sprey ve mendillerin saÄŸlık açısından ne kadar tehlikesiz oldukları henüz kanıtlanmış deÄŸil.Ä°laç denetim kurumları tarafından bugüne kadar bronzlaÅŸtırıcı ürün olarak onaylanmış herhangi bir ilaç bulunmuyor. Yine de piyasada sürüyle ürün bulunuyor.ÖrneÄŸin karotenoid ailesinden olan canthaxanthin’in bronzlaÅŸtırıcı ürünlerinin içinde kullanılması ABD’de yasaklanmış durumda. Çünkü karaciÄŸere zarar vermekten, göz bozukluklarına kadar çeÅŸitli yan etkileri bulunuyor. O halde, içinde bu madde bulunan bronzlaÅŸtırıcı ürünleri asla almayın.KANSER RÄ°SKÄ° AZALMALIBir diÄŸeri ise menanin ürettiÄŸi için bileÅŸiminde amino asit tyrosine bulunan ürünler. Ancak insan vücudunda zaten yeterli miktarda tyrosin bulunduÄŸu için bu ürünlerin kullanımı da fazla bir ÅŸey deÄŸiÅŸtirmiyor. En uygunu, bedenin biyolojik yapısında var olan hormonlar, cilde rengini veren pigmentler ve DNA yapılarından yola çıkarak yeni bileÅŸiklerin geliÅŸtirilmesi. Böylece bilim dünyası, güneÅŸin ultraviyole ışınlarının yol açabileceÄŸi deri kanserin riskini en aza indirme peÅŸinde.Yani bir diÄŸer deyiÅŸle, hem doÄŸal bir bronz görünüm kazanılacak hem de kanserden de korunmuÅŸ olunabilecek.GÃœNEÅžLE AÅžK-NEFRETDoÄŸal bronzlaÅŸma iÅŸleminin temelinde, derinin güneÅŸ ışığı ile kurduÄŸu aÅŸk-nefret iliÅŸkisi yatıyor.Belli bir miktar ultraviole (UV) ışınına ihtiyacımız var. Çünkü deri hücrelerimizin belli baÅŸlılarından olan keratinocyte bu sayede D vitamini üretebiliyor. Bu vitamin de özellikle kemik geliÅŸimi için vazgeçilmez bir vitamin. Ancak UV’nin fazla miktarda alınması, DNA’da bozukluklara ve bu da deri kanserine yol açıyor.Ä°ÅŸte, bu birbiri ile çatışan gereksinimleri dengelemek için, bedenimizde melanin adı verilen, bizi güneÅŸten doÄŸal olarak koruyan bir renk pigmenti bulunuyor. Bu pigment, bedenimizdeki melanosit hormonu üretiyor.Koyu tenli insanlarda, örneÄŸin Afrikalılarda melanosit hormonları daha yoÄŸun ÅŸekilde çalışıyor ve daha çok renk pigmenti melanin üretiyor; böylece Afrikalılar koyu renkleriyle güneÅŸin zararlı ışınlarından doÄŸal olarak korunuyorlar. Burada sorun, Afrikalı olmayan beyaz tenli insanlarda.ÖrneÄŸin Avustralya ve Yeni Zelanda’da yaÅŸayan Avrupa ve ABD’den göç eden beyaz tenliler, Güney Afrika kadar güneÅŸli olan ülkelerinde ciddi sorun yaşıyorlar. Bugün, 75 yaÅŸlarındaki Avustralyalıların üçte ikisi, deri kanserlerinin çeÅŸitli türlerine yakalanmış durumda. Son yıllarda aynı vakalar Ä°ngiltere ve ABD’de de görülüyor.BÄ°LÄ°MÄ°N YENÄ° ARAYIÅžIBilim insanları deri kanseri sorununu çözmek amacıyla, son dönemlerde, deriye rengini veren melanosit hormonlarını ele aldı.Boston Ãœniversitesi’nden Dermatolog Barbara Gilchrest ve ekibi, daha çok renk pigmenti üretecek melonisit hormonları üreten DNA parçacıkları keÅŸfetti. Bu DNA’lar uyarılarak, daha çok melanin üretilebiliyor. Böylelikle, güneÅŸ altında çok uzun süre çalışan insanların bedenlerinde, yaz ayları yaklaÅŸtıkca koruyucu sistem geliÅŸiyor ve bedenin ideal miktarda güneÅŸ ışığı alması saÄŸlanıyor.Bu bilgiden yola çıkarak, New York’ta Applied Genetics Inc Dermatics adlı bir firma, Dimericine adını verdiÄŸi bir losyon geliÅŸtirdi. Losyonun özelliÄŸi, deri kanserine yol açan UV ışınlarının zararlı etkisini azaltıcı enzimler içermesi. Bu enzimler, DNA’ları tamir edici özellik taşıyor. Ä°laç, baÅŸlangıçta deri kanserli hastalar için üretildi, ancak yakın zamanda güneÅŸ ve kozmetik sanayi tarafından da yaygın ÅŸekilde kullanılacağı öngörülüyor.Dimericine adlı bu ilacın, organ nakli yapılan hastaların deri kanserine yakalanma riskini de azaltacağı öngörülüyor. Organ nakli yapılan hastalarda deri kanserine yakalanma riski, diÄŸerlerine kıyasla 100 kat daha yüksek. Çünkü bu hastalar yeni organı bedenlerinden atmaya çalışan bağışıklık sistemlerini baskı altına alacak ilaçlar kullanıyorlar. Vücut bu ÅŸekilde yeni organa alınıyor, ama öte yandan bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri öldürücü özelliÄŸi de azalmış oluyor.DNA ÃœRETÄ°LÄ°YORÄ°ÅŸte Gilchrest ve ekibinin melonisitlerin güneÅŸ ışığına karşı geliÅŸtirdiÄŸi mekanizmayı keÅŸfetmesi, kanser ile mücadelede önemli ilerlemeler kaydedilmesini saÄŸlayacak. Ayrıca bu araÅŸtırma ekibi, derideki UV ışınların hasarlarını taklit eden, aşı gibi kullanılacak, deri kanserinin ortaya çıkardığı DNA’daki hasarı azaltan bir madde geliÅŸtirme aÅŸamasında; farelerde yapılan ilk deneyler çok olumlu sonuçlar verdi.Ekip, laboratuvar ortamında melanin hormonu üretecek DNA parçaları geliÅŸtiriyor. Bu doÄŸal hormonlar çeÅŸitli losyonlarda da koruyucu olarak kullanılacak.GÃœNEÅž YANIÄžIDerimiz, vücudumuzu korurken, kendini de güneÅŸin morötesi (UV) ışınlarına karşı korur. Morötesi ışınlar, erken yaÅŸlanma ve kansere yol açar. GüneÅŸ yanığı, güçlü UV ışınlarının derinin en üst tabakasındaki -epidermis- hücrelere zarar vermesi sonucu oluÅŸur. Daha derinlerdeki kan damarları geniÅŸler ve derinin kırmızılaÅŸmasına neden olur. Ä°ÅŸte bu durum güneÅŸ yanığını oluÅŸturur.BRONZLAÅžMAGüneÅŸ ışınları, epidermisin daha fazla melanin pigmenti (boya maddesi) üretmesine yol açar. Burada amaç UV ışınlarını emmektir. EÄŸer deride yeterli miktarda melanin birikirse, deri koyulaşır. Bu da günlük yaÅŸamda ‘bronzlaÅŸmak’’ olarak tanımlanır. Derisi koyu renkli olan kiÅŸilerde açık renkli olanlara oranla daha fazla melanin bulunur. Dolayısıyla bu kiÅŸiler kolayca yanmazlar. Koruyucu krem ve losyonların içindeki aktif kimyasal maddeler de UV ışınlarını filtre ettiÄŸi için deride hasar oluÅŸmasını engeller. Koruyucular, ‘Sun protective factor-SPF’ (GüneÅŸ koruyucu faktör) denilen sınıflamaya tabi tutulur. Derinin 10 dakikalık bir süre sonunda kızarmaya baÅŸladığını varsayalım. EÄŸer deri SPF 15 koruyucu ile korunuyorsa, benzer bir yanık 15 kez daha uzun sürede gerçekleÅŸir. SPF 30 koruyucu ile 30 kez daha uzun süre gerekir.SOYULMADeri iki ana tabakadan oluÅŸur. Dermis denilen tabaka kan damarlarını ve sinirleri barındırır. Epidermis denilen üst deri ise melanin içerir. Melanosit’ler (yukarıda) melanin granüllerini hücrelerin içine taşır. Bu süreç sırasında yeni oluÅŸan hücreler yaÅŸlı hücreleri yüzeye doÄŸru iter. Hücreler göç ederken keratin üretirler ve ölürler. Bu ölü hücreler ‘‘stratum corneum’’ denilen sert tabakayı oluÅŸturur. Aynı keratin insanlarda saç ve tırnakları, hayvanlarda tüy, pul, pençe ve toynakları oluÅŸturur.KORUYUCULARLaboratuvar ortamında koruyucular, santimetre kareye iki miligram yoÄŸunlukta test ediliyor. Oysa güneÅŸlenen tipik bir insan bunun yarısı kadar koruyucu kullanabilir. Dolayısıyla koruyucu etki de yarı yarıya azalır. Ayrıca güneÅŸi tümüyle engelleyen bir madde henüz söz konusu deÄŸil. Boston Ãœniversitesi Tıp Fakültesi’nden dermatolog Barbara A.Gilchrest’e göre, tropik ürünlerde bulunan vitaminlerin deriye aktif bir ÅŸekilde geçtiklerine iliÅŸkin kesin bir delil yok. Koruyucu krem ve losyonların özellikle kısa morötesi ışınları -UVB- filtrelemesi bilim adamlarında kaygı yaratıyor, çünkü son çalışmalar derinin yaÅŸlanmasında uzun morötesi ışınlarının -UVA- daha büyük rol oynadığını gösteriyor.Bu durumda en iyi koruyucu sırta geçirilmiÅŸ kalın bir gömlek oluyor. Hücre hasarı kümülatif olduÄŸu için, uzmanlar elleri ve yüzü düzenli olarak her gün nemlendirici veya koruyucu kremlerle korumanın da yararlı olabileceÄŸini söylüyorlar. Her gün direkt güneÅŸin altında bir saat kalmak, bütün bir günü plajda geçirmek kadar tehlikeli sayılıyor. (Kaynak: Scientific American)Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!