Gümüş Ekran... Gücün kimde olduğu belli olmaz

Değerlendirme yaparken, zaman zaman filmleri yönetmenine göre mi yoksa oyuncularına göre mi yaptığımı düşünürüm.Bakıyorum ki benim ölçülerim sıradan bir seyircinin ki gibi. Filmin nesini beğenirsem, onu övüyorum.Mutlak Güç'ü (Absolute Power) seyrederken yönetmenini filan düşünmedim. Gene Hackman'ı seyretme heyecanı her şeyi bastırdı.Luther (Clınt Eastwood) karizmatik bir hırsız. Yıllarını hapishanede geçirmiş, çıktıktan sonra yaptığı işlerde ise yakayı ele vermemiş. Emeklilik işi gibi gördüğü bir malikane soygunu ile jübilesini yapmak istiyor.Malikane ünlü zenginlerden Bay Sullivan'a ait.Sevgili hırsızımız torbalarını mücevher ve para ile doldudup kaçacakken, içeriye bir adamla bir kadın giriyorlar, ikisi de zilzurna sarhoş.Yumuşak sevişmeleri şiddet gösterileri izliyor, derken erkek işi azıtıyor, kadın mektup açacağı ile kendini korumak için adamı yaralayınca olan oluyor.Şimdiye kadar anlattığımda heyecanlı bir yan yok. Gelin görün ki kadın yaşlı Sullivan'ın karısı, erkek de Amerikan başkanı Alan Richmond (Gene Hackman).Adamın feryadı üzerine korumalar geliyor ve kadını öldürüyor.Tabii personel şefi kadın delilleri yok etmek için her tedbiri alıyor.Apar topar kaçıyorlar ama kanlı mektup açacağını unuttutklarını son anda hatırlıyorlar.İş işten geçiyor, çünkü hırsız bu önemli delili alıp kaçıyor.Konuyu kapatmadan önce bir küçük açıklamada daha bulunayım.Hırsızın kızı da savcı.Hırsız deyip de küçümsemeyin, ömrü hapiste geçen Luther, resim yapıyor, çizgisi de iyi.Desen çalışmaları sırasında onu gören öğretmeni, el becerisi isteyen bir işte çalıştığınız belli, diyor.Arif seyirci, adamın mesleğini aşağı yukarı daha filmin başında kestirebilir.Gerilim dozu sonuna kadar düşmeyen, yer yer ironilerle süslenen film aslında klasik bir mesaj veriyor.İşlenen suç mutlaka cezasını bulur. Sonunda başkan da buluyor ama nice olaylardan sonra.Boyuna kan görülmeyen, alaycı bir dille anlatılmış, tipik Amerikan başkanı konulu filmlerden biri.Clınt Eastwood, sakin, ölçülü, alaycı, hak bilir bir hırsız.Tuhaf, beni onun hırsızlığı rahatsız etmedi. Zaten beni hırsızlar pek rahatsız etmez, çünkü onları cani kategorisine sokmam da ondan.İki saat boyunca, kendimi kaptırararak, sıkılmadan seyrettim.