Gelinim Olur musun programını dünyaya satan adam İzzet Pinto

Güncelleme Tarihi:

Gelinim Olur musun programını dünyaya satan adam İzzet Pinto
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2008 00:00

Ben üniversite okumayacağım, ticaret yapacağım diye İstanbul’dan Tayland’a gittiğinde 19 yaşındaydı. Bir süre işportada ayakkabı sattı. Sonra Türkiye’den bavul ticareti yaparak, mevcut etiketleri kesip yenilerini takarak Angel adlı bir hazır giyim markası yarattı. Tayland’ın en güzel kadınları onun kıyafetlerini giyiyor, önemli dergilere poz veriyordu. Açtığı dört mağaza sayesinde 2004’e kadar iyi para kazandı.

2004’Te İstanbul’a geri dönüp dergicilik yapmaya karar verdi. O dergicilik önce reklamcılığa, sonra yayıncılığa, en son da prodüktörlüğe dönüştü. Teyzesinin kitabını dört dile, Çetin Altan’ın eşinin kitabını beş dile çevirtti. Gelinim Olur Musun yarışmasından format yazarıyla tanışınca haberi oldu. Ben bu formatı dünyaya pazarlayabilirim dedi ve başardı. Ortadoğu’da 11 ülkede, İtalya’da ise oranın TRT’si sayılan kanal RAI 2’de yayınlandı. Ve son olarak Emmy Ödülleri adaylığına kabul edildi. İzzet Pinto (29) bugüne kadar yaptığı her işe neden olmasın, diye başladı. İşte onun hikayesi...

Okumayı sevmiyordu. Bunu anladığında lise son sınıftaydı. Babasına durumu açıkladığında ise üniversite eğitimi için ABD’ye gitmek üzereydi. Ailesini ikna etti. ABD’ye değil Tayland’a ticaret yapmaya gitti. "Uzakdoğu ticaretin merkezi olduğu için Tayland’ı seçtim. Uçaktan iner inmez Tayland Ticaret Merkezi’ne gidip burada ne iş yapabilirim diye sordum. Adamlar bana çok güldü."

Kısa bir araştırmadan sonra Tayland’da ayakkabı üretiminin çok ucuz olduğunu fark etti. Feminen ve seksi kadın ayakkabıları ürettirip daha sonra satması için İstanbul’a babasına göndermeye başladı. Satışlar iyi gidiyordu ama bir yıl sonra Türkiye’de 2001 ekonomik krizi patladı. Babasından veto yemişti: "Artık ayakkabı gönderme, sen de geri gel." Babası, gelmeyeceğim yanıtı alınca İzzet’i para göndermemekle tehdit etmiş, hakikaten dediğini de yapmıştı.

"Tayland’ın ortasında beş parasız, elimde 200 çift ayakkabıyla kalakaldım. Pazarda bir yer kiraladım ve işporta tezgahta mal satmaya başladım. Ne kadar popülerdim anlatamam. Çünkü Tayland’ın beyaz, sarışın ve hatta mavi gözlü tek işportacısı bendim. Her geçen kamera şakası zannediyordu. Çünkü onlara göre Avrupalı ve beyazların hepsi zengin insanlardı."

Bir süre sonra işportada mal satmaktan, işportada mal satanlara toptan mal vermeye terfi etti. Ama yine de iyi para kazanamıyordu. Kirasını ödeyemediği için evinden çıkmış, 10 metrekare bir odaya taşınmıştı. Onu kurtaracak fikri İstanbul’a yaptığı kısa bir ziyaret sırasında buldu. Laleli’de, Mahmutpaşa’da özellikle Rus pazarı için üretilen bol dekolteli gece kıyafetleri satılıyordu. Onar, yirmişer aldı onlardan, bavullara doldurdu ve Tayland’a götürdü. Hepsinin etiketini kesti, ortak bir isim altında topladı.

Bavul ticaretiyle yarattığı markanın ismi Angel oldu. Tefeciden yüksek faizle borç alarak ilk mağazasını açtı. "Beş dolara aldığı elbiseyi, 100 dolara satıyordum. En son moda ve Avrupa malı olduğunu söylüyordum. O kadar çok para kazandım ki bir senede dört dükkan açtım. Çok ünlü bir marka olduk ve her hafta önemli dergilere çekim yapıyorduk. Hayal ettiğim yaşama kavuşmuştum."

TAYLAND’DA DENİZ BİTTİ İSTANBUL’A GERİ DÖNDÜ

2004’de Türkiye’ye dönmeye karar verdi. Çünkü Tayland’daki deniz bitmişti. Gerçekten Avrupa’da üretilen, daha kaliteli markalar pazara girince Angel’ın pabucu dama atılmıştı. İzzet Pinto İstanbul’a geldi. Önce dergicilik yapmaya karar verdi. Tayland’da dergilere reklam verdiği için bu işin çok prestijli olduğunu düşünüyordu. Gazetelere Angel’s Magazin açılıyor diye bir ilan verdi. "Tam 350 kişi başvurdu. Ama editör nedir onu bile bilmiyordum. Kadının biri geliyor mesela, editörüm diyor. Ondan az çok ne demek olduğunu öğreniyorum. Bir sonra gelene editörlük yapabilir misin diye satıyorum."

Dergicilikle ilgili hiçbir fikri olmadığını ve bu işten çok para kazanamayacağını anlayınca Angel Magazin fikrini Angel Prodüksiyon’a dönüştürdü. Tam o sırada iyi bir moda fotoğrafçısı olan Serkan Şedele ile tanıştı, birlikte katalog çekimleri yapmaya başladılar. Çekim için seçtikleri mekanlar ve kullandıkları modeller sıradışıydı. Hatta Aprido mayoları için birlikte çalıştıkları model sonradan Victoria’s Secret’ın mankeni oldu ve çok ünlendi.

HALASININ KİTABINI BİLE DÜNYAYA PAZARLADI

Prodüksiyon işleri devam ederken kitaplar ilgisini çekmeye başladı. Çünkü halası Stella Molinas Trevez "Ben 44 Yaşındayım Oğlum 53" adlı bir kitap yazdı ve yeğeninden okumasını istedi. Halasına ayıp olmasın diye okumaya başladığı kitabı bitirdiğinde kararını verdi, bu kitabı yurtdışına pazarlayacaktı. Ülke ülke dolaştı: İlk müşterisi Tayvan oldu. Kitap Çince basıldı ve en çok satanlar listesinde dört numaraya çıktı, ardından Tayland’da, Brezilya’da piyasaya çıktı. Yakında İtalya’da basılacak. İzzet Pinto bu işi sevmişti. Çetin Altan’ın eşi Solmaz Kamuran’a Kiraze adlı romanını yurt dışında pazarlamak istediğini söyledi. Solmaz Hanım "Valla bu güne kadar çok istendi, kimse satamadı" dedi. Ama İzzet Sırbistan’dan İspanya’ya, Portekiz’den Çin’e kadar sattı. Sırada Ayşe Kulin’in Adı Aylin adlı romanı var.

EMMY’YE BAŞVURDU, KABUL EDİLDİ

Bu sıralarda kuzeni sayesinde Murat Üçkardeşler’le tanıştı. Format yazarıydı ve yazdığı Gelinim Olur musun adlı yarışma programı Türkiye’yi karıştırmıştı. Yarışmadan çıkan Semra Hanım adlı kaynana herkesin dilindeydi.

Gelinim Olur musun’u dünyaya satmak onun için kolay işti. Çok iyi bir sunum hazırladı, yine ülke ülke dolaşmaya başladı. Perfect Bride yani Mükemmel Gelin ismiyle sattığa programa ilk kabul İtalya’dan geldi. Hem de İtalya’nın TRT 1’i sayılan Rai Due yarışmayı satın almıştı: "İtalya’da kadın dernekleri ayaklandı. Kaynananın gelini seçmesi de ne demek, bu ne ilkellik diye bas bas bağırdılar. Bu gelenek Anadolu’ya hapsedilmeli diye slogan atıyorlardı. Politikacılar da tepki gösterdi ama devlet kanalında yayınlandığı için bir şey yapamadılar. New York Times’tan Herald Tribune’e bütün dünya basını bu yarışmayı yazdı." İtalya’nın hemen ardından Ortadoğu’ya açıldı. Ve program Lübnan, Kuveyt, Mısır, Suriye gibi 11 ülkeye yarışmayı sattı. "Her hafta yüzde 45 reyting alıyordu. Neredeyse her iki kişiden biri bu yarışmayı izliyordu."

Ve İzzet Pinto dört buçuk ay önce tamamen tesadüf eseri Emmy ödüllerinin yani televizyon Oscarlarının dünya çapında da verildiğini öğrendi. O güne kadar bir tek ABD’de düzenlendiğini zannediyordu. Neden olmasın dedi ve başvurdu. Bir hafta önce kabul edildi. Kasım ayına kadar 550 jüri üyesi programı izleyecek. Kasım’da ilk dörde kalan programlar açıklanacak. "İlk dörde kalırsak, New York’a gideceğim. Büyük final orada. Birincilik konuşmam bile hazır."

MURAT ÜÇKARDEŞLER

Annemle babaannemin ilişkisi bu formatı yazmamın sebebi


Çocukluğum boyunca babaannem bizimle yaşadı. Annem ile ilişkileri tek kelimeyle evlere şenlikti. Çatışmanın yaşanmadığı bir gün bile geçmezdi. Gelin kaynana sorununun ne kadar gerçek olduğunu çok küçük yaşta öğrendim. Bu yarışmanın formatını bu sebeple yazdım. Türkiye’de kaynanası ile anlaşamayan o kadar çok kişi var ki. Formatın çok tutacağına, tabir yerindeyse patlayacağına emindim. İzzet’in anlaştığı TV kanallarına formatı çok kalın bir kitapla birlikte sattık. Hangi durumda neler yapabilecekleri madde madde yazıyordu. Örneğin haftanın birincisi kaynana adayının kocasını stüdyoya getirebilirsiniz, adamı limuzinin içine gizleyebilirsiniz, kaynanayı limuzine bindirerek sürpriz yapabilirsiniz gibi... İtalya’da bu dediğimi aynen yaptılar. Kadın limuzinin içinde kamera olduğunu hiç tahmin etmemiş. Kocasını görünce dudaklarına atladı, sevişmeye başladılar, zar zor ayırdık.

ENTERESAN FİKRİ OLAN BANA GELSİN

Global Agency hem yazarları, hem de format yazarlarını temsil eden bir ajans. Amacım Türkiye’deki yeni format yazarlarına ulaşmak. İlginç fikirler bana gelirse demo çekerim ve yurtdışına açılırız. Türkiye’de yayınlanmasa da olur. Önemli olan fikrin beni heyecanlandırması.

SEMRA GİBİSİ ÇIKMADI AMA GAYRİMEŞRU ÇOCUĞU OLAN DAMAT, PORNO KRALİÇESİ GELİN VARDI

2.
İtalya’da bir kızla erkek birbirlerini çok sevdi. Anneleri de sıcak baktı. Canlı yayında spiker şöyle bir anons yaptı: "Sevgili seyirciler. Hafta içinde gelin adayımız Sara ile ilgili çok ilginç görüntüler bulduk. Meğer Sara eskiden porno filmlerde oynamış, 900’lü hatlar için çalışmış. İşte o görüntüler." Tabii başta damat adayı ve annesi olmak üzere herkes şoke oldu. Anne hemen tavır değiştirdi, çocuk da soğumuş gibi yaptı ama soğuyamadı. İnanılmaz bir çatışma başladı. Birinci olamadılar ama hálá beraberler. Birbirlerine çok ama çok aşıklar.

3. Yine İtalya’da damat adaylarından birinin Fransa’da gayrimeşru bir çocuğu olduğu ortaya çıktı. Fransız kız çocuğuyla birlikte görüntülü olarak canlı yayına bağlandı. "Beni uluorta bırakıp kaçan adamı, televizyonda annesiyle birlikte gelin ararken görmek beni çok üzdü" dedi. Tabii bütün halk mağdur annenin yanında oldu. Damat adayını yerden yere vurdu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!