Geleceğin yemeğinde sıkıntı var

Güncelleme Tarihi:

Geleceğin yemeğinde sıkıntı var
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2013 01:09

Gencecik bir adam geleceğin sağlıklı ve ucuz yemeğini ürettiğini iddia ediyor. Bu yeni gıda özellikle üşengeç beyaz yakalıları zahmetten kurtaracak. Yalnız bir kusuru var: Sarımtırak bir sıvı karışımdan ibaret.

Haberin Devamı

Üniversiteden taze mezun, kapüşonlu sweatshirt’i içinde afacan görünümlü ABD’li bir bilgisayar programcısının bütün sosyal hayatımızı belirlemesine artık şaşırmıyoruz. Mark Zuckerberg Facebook’u, Jack Dorsey Twitter’ı geliştirirken bıyıkları henüz terlemişti. Ama hiç değilse eğitimleri de bu yöndeydi. Peki ya “bundan sonra yemekleriniz de bizden” deselerdi?
Rob Rhinehart tam da bunu söylüyor. 25 yaşındaki bilgisayar ve elektrik mühendisliği tahsilli genç adam, geleceğin sağlıklı besinini bulduğunu iddia ediyor. Söz konusu olan, ağızlarınızın suyunu akıtacak türden bir gıda değil maalesef. Sarımtırak bir sıvı karışım. İçeriğinde, henüz açıklanmayan birtakım unsurlar haricinde, multivitaminler, potasyum, magnezyum gibi elementler, balık yağı ve zeytinyağı var. Tadına bakanlar, şaşırtıcı derecede lezzetli olduğunu, biraz kek karışımına benzediğini anlatıyor. Rhinehart’ın bizzat kendisi bir ay boyunca günde üç öğün sadece bu sıvıyı tüketerek yaşadı. Ölmedi… Sürünmedi de. Aksine gayet iyi ve eskisinden daha da sağlıklı hissettiğini söyledi. Yalnız değil. Genç mucidin ilk deneyinden sonra, teknoloji meraklısı gönüllüler (bazı gazeteciler de dahil) aynı yolu izledi. “Sıkıntı yok” diyorlar. “Bundan sonra böyle beslenebiliriz.”
Mevzu, gıdayla ilişkisi “yemek bulursan ye” cümlesinden ibaret birkaç bilgisayar kurdunun hevesinden ibaret olsaydı, sıkıntı yoktu gerçekten de. Ama Rhinehart’ın hikâyesi büyüyüp akıl almaz sınırlara ulaştı. Her şeyden önce şu: Rhinehart, bu karışımı Soylent adı altında bir gıda ürünü olarak tescil ettirdi. Dahası, ABD’nin katı kurallarıyla tanınan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay aldı. Üretime geçme aşamasında da, çağın modası kitle fonlama (crowdsourcing) sitelerine başvurdu. Üretim, sunum, paketleme, her şey için bir milyon dolara ihtiyacı vardı. Tam tamına üç saat içinde bu parayı toplamayı becerdi. Ve ileride ucu illaki bize de değecek macera gerçekten başladı…

Haberin Devamı

MÜHENDİS FAST FOOD YAPAR MI?

Şimdi filmi biraz geri sarıp Rob Rhinehart’ın Soylent’ten önceki hayatına bir göz atalım. Gözünüzün önüne, bilgisayar başından kalkmayan, gecesi gündüzüne karışmış, gayet meşgul, aynı oranda da üşengeç bir genç getirin. Tarifteki gencin, çamaşır yıkamaktan sıkıldığı için kirli kıyafetlerini buzdolabına yerleştiren (“soğuk, kokuyu öldürüyor” diyor ama evde denemeyin) birisi olduğunu da ayrıca not edin. İşte Rhinehart böyle biri. Bir gün bu yaşam biçiminin canına okuyacağını fark etti ve yanlış gittiğini düşündüğü ilk şeyi değiştirmeye karar verdi: “Bu tempo içinde sağlıklı yemeğe ulaşamadığımın farkına vardım. Sonra da bir mühendisin çerçöp olmayan bir tür fast food üretmesinin harika olacağını düşündüm.”
Herkes böyle düşünebilir belki ama kim bu işe kalkışır? Rhinehart’ın hikâyesi, Rocky filmlerindeki hazırlık sekanslarına benzer sahnelerle ilerledi. Biyoloji ve biyokimya kitapları alarak kendini eve kapattı. İnternette diyetisyenler ve beslenme uzmanlarının forumlarına dalarak vücudun sırlarına vâkıf olmayı denedi. Sonra karışımını hazırladı ve ince ayarlama için ölçüleri değiştirerek bir ay boyunca sadece onunla beslendi. Sonuçtan memnun kalınca Soylent doğdu. Son rötuşları yapılan Soylent, 2014’ten itibaren raflara çıkacak. Tanesi 65 dolardan haftalık paketler halinde satılan ürün şimdiden 10 bin ön sipariş aldı.
Elbette tepki de var. Bilim insanları, karışımın uzun vadede problem yaratabileceğini söylüyor. Canınız çeker de denerseniz, risk sizin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!