Fanlarım artık bana Işın Ana diyor

Arabeskin fitilini ateşlediniz diyebilir miyiz?
- Eğer bir şeyin öncüsü olduysam ne mutlu. Zaten iki senedir aklımda ‘Kıskandığım şarkılar’ adlı, eski şarkıları yorumlayacağım bir proje yapmak vardı. Fakat Deniz Seki ve Göksel gibi isimler eski şarkıları söyleyince biraz durmak gerektiğini düşündüm. Bir gün kardeşim Akın, karşı komşusunun dinlediği arabesk şarkılardan etkilenip bana bu projeyle geldi.

Popçuların çoğu tarzının dışına çıkıp eski şarkıları söylüyor. Yeni şarkı mı üretilmiyor?
- Pop müzik artık sil baştan olduğu bir döneme girdi. Üretilen ve tüketilen şarkıların arasındaki hız sınırı arttı. Şarkı çıkıyor, dinleniyor, beğeniliyor ve her şey bitiyor. Bunun sebebi teknoloji ve yaşamın hızlanması.

Sizin gibi neşeli bir kadının da arabesk söylemesi dinleyiciye ilginç geldi...
- Neden hayat bu kadar mı negatif kardeşim? Ama ters köşe olma durumu oldu tabii. Hiç kimse benim gibi bu kadar disko müziğine sadık birinden böyle bir şey beklemiyordu.

Arabeskçilerden tepki alıyor musunuz? Onların alanına çomak soktunuz...
- Onlar da bizim alanımıza zamanında girmişti. Kimse de ağzını açıp gık demedi (Gülüyor). Yok canım öyle bir şey yok.

Devamı gelecek mi?
- Selami Şahin’le repertuarı hazırlarken bu albüme koyamadığım bir sürü şarkı oldu. Seneye ikincisi çıkacak.

İçinizde yatan arabesk bir kadın da varmış ama...
- Fena varmış hem de. Seviyorum. Bence bir gün herkes arabeskçi olacak.

Arabeskin kraliçesi mi olacaksınız?
- Fanlarım bana Işın Ana, Arabesk Queen diyor.

Albüm kapağının Maldivler’de çekilmesi ve çok renkli olması eleştirildi...
- Bu bile insanları rahatsız ediyorsa tebrik ediyorum onları! Biz kitabı kapağıyla ölçeriz. Tabii başka müzik yazarlarının çok pohpohladığı işleri de gördük.

Bir de, “Işın Karaca bağırarak şarkı söylüyor. Arabeski nasıl söyleyecek?” diyenler vardı...
- Ben nasıl bağırarak şarkı söylüyorum, merak ediyorum. Şarkının bir çıkışı, noktası gerektiyorsa beş oktava yakın sesimi neden kullanmayayım? Ayrıca hepsini kullanırsam bayağa afallarlar. Fısıltıyla söylenen ve küçücük sesleri olanların da albümlerini dinliyoruz.

SEDAT BARIŞMAK İÇİN YATAĞIM KADAR GÜLLER GETİRDİ

Sedat Doğan’la kısa bir ayrılık yaşadınız. Neden yaşandı bu ayrılık?
- İkimizin farklı yerlerde işlerimiz oluyordu. Birbirimize zaman ayıramadık ve egolarımız ortaya çıktı. Kısaca sevdik, kavga ettik, ilk kavgamızda ayrılmaya karar verdik. Ayrıldık ve ayrı kalmayı sevmeyip barıştık.

Kalbinizi kolaylıkla geri kazandı mı?
- Asistanımdan nerede sahneye çıkacağımı öğrenmiş. Sahne programı öncesinde kulise yatağım büyüklüğünde kalp şeklinde kırmızı güller yolladı. Gül demetinin içinde uçak bileti ve bir aşk mektubu vardı. Kim olsa dayanamazdı. Tabii kız tarafı olarak kendimi biraz naza çektim. Buna karşılık, birkaç gün sonra bir otelin terasını kapattı. Orada birbirimize sarılıp ağladık ve şarap içtik, sonra da evimize geldik.

Sedat romantik bir adam o zaman...
- Çok. Sedat çok zor geçirdiğim iki senenin sonunda karşıma çıktı. Bana sevginin var olduğunu yeniden gösterdi. Beraber büyümenin esasında ne kadar güzel olduğunu, bu sırada birbirinizi kırmadan kavga edebileceğinizi öğretti.

Kavgalar neden çıkıyor?
- Genelde ben yapıyorum (Gülüyorum). Huzur bozan benim. Zaman zaman ruh hastasıyım. Psikopat bir tarafım da var. Dominant olmayı seviyorum. Ama bir yandan da yönlendirilmem gerekiyor.

Sizinki zor kazanılan bir aşktı...
- Evet. Kolay bırakılmayacak bir aşkımız var.

Birbirinize taktığınız lakaplarınız var mı?
- Go go diyoruz. Andy Warhol’un platonik aşkına için kullandığı bir terimdi. Salak anlamına geliyor (Gülüyor).

Gizli kapaklı evlendiğiniz doğru mu?
- Sence ben gizli kapaklı evlenir miyim? Davul, zurna olur, herkes altın takar. Evlenmeyi istiyoruz. Teklif ve tek taş geldi.

Nasıl evlenme teklif etti?
- Dördüncü ayımızda İstiklal Caddesi’nde bir restoranda otururken teklif etti, ben de kabul ettim.

44 BEDENİM VE TÜRK KADINININ YÜZDE 55’İNİ TEMSİL EDİYORUM

Tanrı hepimizin 90-60-90 olmasını isteseydi öyle yaratırdı. 44 bedenim ve Türkiye’de kadınların yüzde 55’ini temsil ediyorum. Ben de istesem üç ay sonra 38 beden olabilirim. Kimseyi renk, şekil, din ve diliyle yargılayamazsınız. İnsanların dış görünüşleriyle sınıflandırılmasını kınıyorum. Dışarıda onlarca insan kiloları yüzünden kendini evini kapatıyor. Ben kendimle barışığım. Aynaya baktığımda kıvrımlarımı görüyorum. Erkeğimin bana bakışını biliyorum.

KAÇ KİŞİ ET PAZARI İSTİYOR

Bir kadının seksiliği gösterdiği et oranıyla bağlantılı değil. Güzel bir bakış ve duruşla da dünyanın en seksi resmi ortaya çıkabiliyor. Her şey biraz yırtmaç açmaktan ibaret değil.
Ben bestelerimi, şarkı sözlerimi ve yorumculuğumu satıyorum. Et satmıyorum. Cevap olarak “Kendi açamadığı için mi acaba?” diyenler oldu. Kim açmak istiyor ki? Acaba Türkiye’de kaç kişi et pazarını izlemek istiyor?

GEYŞA RUHLU BİR KADINIM

Evde geyşa ruhlu bir kadınım. Hizmet etmeyi seviyorum. Sinirlendiğimde ya da üzüldüğümde kendimi dünyaya kapatıp temizlik yapıyorum. Acıyı en uçta yaşıyorum ama bunu mutluluğa dönüştürüyorum. Gözyaşı döktüğüm her şeyin arkasından kahkaha atmayı bildim. Her kötülükte bir iyilik arıyor ve buluyorum. Haksızlığa tahammülüm sıfır. Bu yüzden dobra bir kadınım. Hayata karşı başımı dik tutuyorum.