En büyük hayali bir gün Madonna’yı giydirmek

Güncelleme Tarihi:

En büyük hayali bir gün Madonna’yı giydirmek
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2004 00:12

Ebru Akel’in ‘Gelinim Olur musun?’ programında giydiği kostümler de, Candan Erçetin’in birçok sahne kostümü de genç modacı Tuvana Büyükçınar imzasını taşıyor. A46 adlı butiğinin, İstanbul’dan sonra, Paris’te de açılmasının heyecanını yaşayan Büyükçınar’ın hedefleri de büyük.

- A46’nın hikayesi nedir?

99 yılında Atiye 9 adlı bir dekorasyon mağazamız vardı. Ben o zamanlar Mimar Sinan Üniversitesi’nde endüstriyel tasarım okuyordum. Ama aynı zamanda hem moda editörlüğü yapıyordum. Modayı daha çok istediğime karar verdim. Ortağım olan annem Ayşe Ataklı, nişanlım Selim Demir ve onun annesi Çipe Demir’i ikna edip Nişantaşı’nda A46’yı açtık.

- İlk açıldığı zaman da siz tasarım yapıyor muydunuz?

O zamanlar bizim meşhur balon eteklerimiz vardı. Her gören ‘Bu etekten ben de istiyorum’ demeye başladı. Balon etekle beraber böyle bir sipariş furyasına geçildi. Yine de doğru söylemek gerekirse bana ilk tasarım kapısını açan Candan Erçetin oldu. Erçetin benim yaptığım balon eteklerden birini vitrinde görüp, ‘Bana sahne için bir şey yap’ dedi. Ben de ilk tasarımlarıma öyle başladım. Derken baktım ki ciddi koleksiyonlar çıkıyor, önce çantalara geçtim, sonra bikini koleksiyonu, tişört, gece elbisesi derken Avrupa’ya açıldık.

- Ebru Akel’in ‘Gelinim Olur musun?’daki giysilerini de siz hazırlıyorsunuz...

Ebru Akel’in programı herkes tarafından seyredilen ve konuşulan bir program. Benim kostümlerim de ön plana çıktı. Özellikle mezuniyet döneminde Gaziantep’den, Mersin’den, Adana’dan, İzmir’den gelen kızlar Ebru’nun giydiği elbiseleri görünce hemen tanıyorlar.

- Çalıştığınız başka ünlüler var mı?

Ben Seda Sayan’a da, Gülben Ergen’e de kostüm diktim. Ayça ve Mine Çayıroğlu’nun kliplerindeki kostümler de benim imzamı taşıyor. Ama tek hayalim Madonna’yı giydirmek. Ona kesin bir gün ulaşacağım. Türkiye’de şu anda ulaşmak istediğim herkese ulaştım.

- Organizasyon işi de yapmaya başladınız değil mi?

İki sene önce annemin çok yakın bir arkadaşı kızını evlendiriyordu. Beni yemeğe çağırdı ve dekoru yapmamı istedi. Çok güzel bir teklifti, iki gece üç günlük bir organizasyondu ve Antalya’daydı. Herkes çok memnun kaldı. Gördüm ki aslında bu tip organizasyonlar yürek işi. Çok sık davet almak taraftarı değilim. Butik daha özel organizasyonlar yapmak istiyorum.

PARİS’TE MAĞAZA AÇTIK

Paris’te bir mağazam olmalı dedim ve oldu. Nişanlım ve ortağım Selim Demir’in çocukluk arkadaşının kızkardeşi oradaki ortağım.

Yıllardır Paris’te yaşıyor, onun da böyle bir niyeti varmış. ‘Düşünür müsün?’ dedi ve böylece mağazamızı açtık.

Gelen tepkiler çok güzel. Benim koleksiyonumu dünyaya tanıtacak bir ajansım var. Açılışa bir gittim, basından 70 kişi var. Vogue, Harper’s Bazaar, televizyonlar...

Dünya basını çok ilgi gösteriyor, yabancı dergiler moda çekimlerinde benim kıyafetlerimi kullanıyor.

Paris’teki mağazamızda çantasından lambasına kadar tamamen benim tasarımlarım satılıyor.

Şimdi orada çocuğumu bırakmış gibi hissediyorum. İnşallah sırada New York ve Londra olur.

Bu arada Candan Erçetin’in Beyaz’la birlikte oynayacakları müzikalin kostümlerini de ben hazırlıyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!