El kızından gelinim olsun sağlıklı bebeklerim doğsun

Güncelleme Tarihi:

El kızından gelinim olsun sağlıklı bebeklerim doğsun
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2006 00:00

Ankara Lösemili Çocuklar Vakfı LÖSEV, her 100 evlilikten 42’sinin akrabayla yapıldığı Diyarbakır’da AB desteğiyle yürüttüğü projenin sonuna geldi. Akraba evliliklerinden doğan her 100 bebekten dokuzunun hasta veya özürlü olduğu gerçeğinden yola çıkan vakıf, AB’den aldığı destek ve 15 kişilik proje ekibiyle çocuklarında doğuştan kan hastalığı bulunan 120 aileye ve yakınlarına ulaştı.

70 binden fazla ilköğretim öğrencisi ve kadına konuyla ilgili eğitim verdi. "El kızından gelinim olsun, sağlıklı bebeklerim doğsun" sloganıyla yürütülen kampanyada akraba evliliklerinin ve buna bağlı, talasemi, hemofili, fankoni anemisi gibi kan hastalıklarının yanı sıra başka sakatlıkların da azaltılması hedefleniyor.

Kaynak bulunursa proje uzatılacak

LÖSEV’in yürüttüğü çalışmanın tam adı "Akraba Evliliğiyle Geçme Oranı Artan ve Doğuştan Gelen Lösemi ve Kan Hastalıklarının Genetik Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleriyle Azaltılması Projesi." Toplam 420 bin Euro bütçeli projenin, 70 bin Eurosu’nu vakıf, gerisini AB fonları karşıladı. Projeye Türkiye Aile Planlaması Derneği Diyarbakır Şubesi ile Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Ankara Şubesi destek verdi. Dicle Tıp Fakültesi ve Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü kayıtlarını açtı.

Doktor, hemşire, sosyal hizmetler uzmanı, fen bilgisi öğretmenleri, şoförlerden oluşan toplam 15 kişilik kadroyla aileleri evlerinde ziyaret ettiler. Kürtçe bilenlerin de olduğu ekipler, 120 aileye dörder kez uğradı, akraba evliliğinin sakıncaları anlatıldı.

İlköğretim okullarında öğrencilere ve kadınlara benzeri eğitimler verildi. Kente uyarıcı afişler asıldı, yerel basında konu anlatıldı. Proje için Diyarbakır’da ofis açan LÖSEV, burada lösemili çocuklara okul, annelerine meslek kazandırma eğitimi veriyor. Kaynak bulunursa, proje bir yıl daha uzatılacak.

VAKA 1

KUZENDİLER EVLENDİLER 8 ÇOCUKLARINDAN 4’Ü HASTA
/images/100/0x0/55eb3f51f018fbb8f8b4d293


Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin Kemberli Köyü’nde 8 çocuklu Özer Ailesi’ne konuk oluyoruz. Ahmet Özer (41) dayısının kızı Hacire (40) ile evlenmiş. Ancak bu akraba evliliğinin faturası ağır. İki erkek çocukları hemofili, iki kız çocukları ise Von Willebrand hastası (VWH). Bu da hemofiliye benzer bir kan hastalığı. 14 yaşındaki Elif aynı zamanda fiziksel engelli. Yürüyemiyor, konuşamıyor. Yaşamları boyunca her kanamada ilaç almak ve dikkatli olmak zorundalar. Kanama riskleri sürekli var. Çocuklarından birini daha 3,5 yaşında yine kanama nedeniyle, hastane yolunda kaybetmişler.

Ahmet Özer, zorunluluk nedeniyle akraba evliliğine yöneldiklerini söylüyor: "Köyde büyüyoruz, yaşıyoruz. Nerede, kimi tanıyacağız? En iyi tanıdığımız, akrabamız. Akraba evliliğinden hasta çocuk doğabileceğini bilmiyorduk. 30 haneli köyde hemen herkes akraba evliliği yaptı." Hacire Özer 3-4 çocuktan sonra "yeter" demiş. Ama yöresindeki tüm kadınlar gibi korunmayı kocasına bırakmış. Aslında otomobille 20-30 dakika uzaklıktaki Bismil’de devlet hastanesi var. Sağlık Ocakları da. Nedense bunlardan yardım istemeyi düşünememiş. 1.5 yaşındaki ikizler Hasan ile Hüseyin tam bir sürpriz aile için. Gebeliğin üçüncü ayında anlamış hamile olduğunu. İmama danışmışlar. "Canlılar, öldürmeyin" deyince Allah korkusuyla yaptırmamışlar kürtajı. Hüseyin hasta.

Ailenin en büyük çocuğu 18 yaşındaki hemofilili Abdülsamet, üniversite sınavına hazırlanmak için dershaneye gidiyor. Kanama riski nedeniyle sünnet olamamış. Babası, oğlunun sünnette çok ısrarcı davrandığını anlatıyor. Abdülsamet, mahcubiyetinden fotoğrafa bile girmekten kaçıyor. Kesin dille akraba evliliği yapmayacağını söylüyor. Aile, hasta çocuklarını Dicle Tıp Fakültesi’ne taşımaktan bitap. Maddi-manevi zorlanıyor. Depresyon tedavisi görmüşler. Akrabalarının desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyorlar.

VAKA 2

AYNI AİLEDE ÜÇ TALASEMİ HASTASI
/images/100/0x0/55eb3f51f018fbb8f8b4d295


Diyarbakır merkezine bağlı Bağpınar Köyü’nde yaşıyor dört çocuklu, İkram (43) ve Nurşen (38) Güzelsoy. Onlar da üçüncü dereceden akraba. İkisi de Talasemi taşıyıcısı. Anne ve babadan gelen genler, dört çocuklarından üçünün hasta olmasına yetmiş. 17 yaşındaki lise öğrencisi kızları beş yaşındayken hastalanmış ilk. Yapılan tahlillerle hastalığının tanısı konmuş. Zaten anne-baba da bundan sonra öğrenmiş taşıyıcı olduklarını. Derya’dan sonra dünyaya gelen Deniz (15) taşıyıcı. Şirvan (9) ile Şevval (5) ise Talasemi. İlk üç çocuklarını isteyerek dünyaya getirmişler. Şevval kazayla dünyaya gelen bebeklerden. "Günahtır" diye aldırmak istememiş annesi. 30-40 günde bir hasta çocuklara kan nakli yapılıyor. Halsizlik, yorulma, istahsızlık, ciltte sararma başladı mı anlıyorlar ki kanları düşüyor; nakil zamanı gelmiş. Vücutta demir birikmesine karşı her gece karından ilaç alıyorlar. Anne Nurşen Güzelsoy, "Böyle olabileceğini bilseydim asla akraba evliliği yapmazdım. Bizim köyde neredeyse herkesin soyadı aynı: Güzelsoy. Akraba evliliğinin sakıncasını anlatayım diyorum, dinlemiyorlar" diyor. Peki kızlarını akrabaya gelin verir mi? "Gönül verirlerse ne yapayım" diyor. Üç hasta çocuğuna rağmen...

Neden akraba evliliği yapılıyor?

Malın bölünmemesi, Soyun devam ettirilmesi, Akrabadan alınan gelinin daha saygılı olduğu inancı Başlık parası vermemek veya az vermek için, Evliliğin daha istikrarlı olacağı düşüncesi Akraba kızının varsa üvey çocuklara daha iyi bakacağı Soyu, sopu belli gelinin namuslu, dürüst olduğu Evlenenlerin küçük yaşlardan beri uzun yıllar birlikte büyümeleri, birbirlerini yakından tanımaları ve böylece duygusal bağlarla bağlanmaları
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!