Dostlar alışverişte görmeyiversin

Güncelleme Tarihi:

Dostlar alışverişte görmeyiversin
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2004 00:00

İyi bari, rahatladım... Şükürler olsun, arslan gibi, kadın gibi kadınmışım... Konu uzmanı, bizim Alışveriş Cadısı Banu’dur (Tuna) ama vallahi kendisinden icazet aldım, bugüne mahsus, onun alanına dalacağım.Efendim, İngiltere’de yapılan bir araştırma ortaya çıkarmış ki sanılanın aksine, kadın milletinin tamamı alışveriş meraklısı değilmiş. Öyle olanların alışkanlıkları da türüne göre değişirmiş. Araştırmanın sonucuna göre kadınların alışveriş hálleri, beşe ayrılıyormuş:MODAFOBİKLER: Yorgunluktan bitkin düşene dek alışveriş yapmaktan hoşlanmıyor, alışverişi mümkün olduğunca acısız hálletmek istiyor. (%28)ALIŞVERİŞ BAĞIMLILARI: En büyük hobileri gardıroplarını yenilemek. (%20)UCUZCULAR: Normalde alışveriş yapmaktan zevk almıyor, indirimle ilgileniyorlar. (%20’ye yakın)KALİTE DÜŞKÜNLERİ: Paralarını, kısa siyah elbiseler ve şık pantolonlu takımlar gibi klasikler için harcıyor. (%20)İNDİRİM AVCILARI: İndirim zamanı, hemen mağazalara koşuyorlar. (%10)Bak sen şu işe... Kendimi iyi hisseder gibi oldum ama yine de ne yalan söyleyeyim, bu araştırma bana pek inandırıcı gelmedi. Yani ya ben hakikaten yüzde 28’lik çoğunluğa mensubum ya da kadınların büyük çoğunluğu yalan söylüyor.Şahsen ömrümde kendim haricinde alışverişten bu derece hazzetmeyen bir kadın daha tanımış değilim. Bu kadınlar neredeyse tanışıp görüşsek de alışveriş meraklısı arkadaşlar çarşıya çıktıklarında birlikte oturup king, kanasta falan çevirsek.Gerçi düşününce, ben modafobik bile sayılmam. Yani ‘yorgunluktan bitene kadar alışverişten hoşlanmamak’ durumu, benim gibi bir vak’anın yanında çok hafif kalır. Kelimelerin gücüne inanan, kelimelere meftun biri olarak söylüyorum: Nefret kelimesinden nefret ederim ve mümkün mertebe kullanmamaya özen gösteririm. Ama benim durumumu bu kelime gayet sarih bir şekilde ifade ediyor: Alışverişten NEFRET ederim.Hayatta annem, ablam filan saçımdan sürüklemezse, alışverişe çıkmam. Çıkmamak için ne yaparsın deseler, tavizin boyutunu Bodrum’da Tuğba Özay ile tatil yapmaya kadar vardırabilirim yani, öyle söyleyeyim.Her kadın gibi ayakkabı meraklısıyım ama ayakkabı satın alma, deneme çıkarma, hele ki bunu bir satıcının yardımıyla yapma ediminden NEFRET ederim.Bu nasıl bir şeydir, biri bana açıklarsa çok sevineceğim.İzmir’den koliyle kıyafet filan yollarlar, ben öyle bir şeyler edinirim. Ya da ne bileyim, evde bir takım kıyafetler bulurum; bende kalan birilerinden kalmıştır. Ben de kimi kıyafetlerimi onlarda bırakmışımdır, nitekim öyle de kaybolurlar.Beni bir mağaza kabinine sokun, hatta kabini uzaktan gösterin, ben size özenle panik atak krizi geçireyim.Bu ilkbaharda, sokaktaydım. Hava sıcaktı, üzerimde ince bir şeyler vardı. Sonra birden yağmur ve ciddi bir soğuk bastırdı. Önünden geçtiğim dükkana dalıp, ceketlere baktım.Onu indirttim, şunu indirttim. Ona baktım buna baktım... Daha doğrusu bakar gibi yaptım. Dükkanda geçirdiğim sürenin toplamı en fazla beş dakikadır. Sonunda, evde zaten iki adet siyah, bir adet lacivert, bir adet laci-mavi kırçıllı, bir adet krem rengi muadili bulunan hırkanın aynısından, siyah bir adet daha alıp çıktım.Kimbilir, şu İngilizler beni inceleseler, belki de altıncı bir tür keşfedecekler.Gönüller sultanıAdana Milletvekili Atilla Başoğlu’nun kurultay sırasında protestoculardan çapulcu diye bahseden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın özür dilemesi gerektiğini söylemesi üzerine Deniz Baykal kahkaha krizine girdi: ‘Ben size söylüyorum; bunlar sadece çapulcu değil, aynı zamanda saftoron ve şuursuz. İnsan birazcık olsun başkanını tanımaz mı? Benim böyle bir şey için kalkıp özür dileyeceğimi düşünebilmek için ne mene sapkın bir izana sahip olmak gerekir? Yok bir de partinin ve solun selameti adına partiyi bırakayım. Oldu... Daha neler... Benim başka planlarım var. CHP olarak özerklik talebinde bulunacağız. Şakşakçı arkadaşlarımla beraber partinin merkez binasında komün hayatı yaşayacağız. Benim tahtın siparişini şimdiden verdik bile. Mumlar da hazır, partizan arkadaşlar tahtın altında mumlar yakıp bana tapınacaklar. Canım çektikçe fetva çıkaracağım, gül gibi geçinip gideceğiz. O şuursuz çapulcular, bizi de içeri alın diye yalvaracaklar ama çok geç olacak. İmandan dönenin kaşığı, Baykal’dan dönene kalem kırılır. Bizim töremiz budur.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!