Daha yolun başındayım

Nihan Hanım, İstanbul Moda Haftası’nda düzenlediğiniz defile ile bu ay adınızdan çok söz ettirdiniz. Bu defileyi daha önce Londra’da da yapmıştınız, değil mi?
- Evet, buradaki defilenin aynısını Londra’da da yaptım. Ama buradakinde şöyle bir fark vardı; erkek koleksiyonunu büyüttüm. Ana koleksiyon erkek oldu.

* Böyle bir değişikliğe neden gerek duydunuz?
- Hem kadın hem de erkek tasarımları yapabilen bir tasarımcı olduğumu göstermek benim için çok önemli çünkü...

* İstanbul Moda Haftası’ndaki defilede podyuma çıkardığınız kişiler manken değildi sanırım...
- Evet, hem büyük firmalara danışmanlık yapmak adına ve hem de kitlemin kimler olduğunu göstermek için sokak kastı yaptım. Aralarında sadece iki-üç kişi profesyonel mankendi, gerisi sokaktan insanlardı.

GECE GÜNDÜZ SOKAKLARI DOLAŞIP MANKEN SEÇTİK
* Kim seçti peki onları?
- Asistanımla birlikte seçtik. Bu kastı yapana kadar çok uğraştık. Gece gündüz kafeleri ve sokakları dolaştık. Defileye çıkan gençleri Beyoğlu sokaklarından bulduk.

* Zor olmadı mı?
- Çılgınca görünüyor değil mi? Gerçekten zordu. Ama bir şeyi çok istediğin zaman oluyor. Herkes için imkansız olan bir şeyi yaptık. Ve hiçbirini tanımamama rağmen o gençlere güvendim.

* Ne kadar zamanınızı aldı bu iş?
- Londra Moda Haftası’na gidip dönmüştüm. Sonrasında Paris’e gittim. Döndüğümde sadece 4 gün zamanım vardı. O insanları bu kadar kısa sürede topladım. Gece 1’lere, 2’lere kadar sokaklardaydım.

ÖNYARGILARDAN KURTULMAK GEREK
* Londra ile İstanbul’u kıyaslarsanız, nasılız moda haftası konusunda sizce? Becerebiliyor muyuz bu işi?
- Bizim moda geçmişimiz çok yok. Moda haftasını 9 sezondur yaşıyoruz. Bu da çok kısa. New York, Paris ve Londra moda haftaları yıllardır yapılıyor. O yüzden bunları konuşmak için çok erken.

* İki sezondur Londra’da defile düzenliyorsunuz. Bu size ve tasarımcılığınıza neler kattı?
- Benim ne yapmak istediğimi ve hangi konuda iyi olduğumu görmemi sağladı. Orada çok fazla tasarımcı ve marka var. Bu büyük kazanın içine düştüğün zaman kendine karşı daha dürüst olmayı öğreniyorsun. Tasarım anlamında bu kadar büyük bir yelpazenin içerisinde ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin, onu düşünüyorsun.

* Türkiye’den bu konuda destek görüyor musunuz?
- Bizim daha çok çalışmamız gerekiyor. Bir kere önyargılardan kurtulmak gerek...

BÜYÜK BİR MARKANIN ÇATISI ALTINDA OLMAK İSİYORUM
* Artık “Ben iyi bir tasarımcıyım” diyebiliyor musunuz?
- Daha yolun başındayım, iyi bir modacı olmak için uğraşıyorum. En çok istediğim şey de bir Türk firmasına kreatif olarak danışmanlık yapmak.

* Yaptığınız tasarımları hedef kitlenize ulaştırabildiğinizi düşünüyor musunuz?
- Aslında ben mağazacılıktan vazgeçtim. Showroom’a geçtim. Hatta şu an Nişantaşı’ndan taşınıp Cihangir’e gidiyorum. Büyük bir markanın, çok fazla üretim yapan birinin çatısı altında olmak istiyorum.

* Var mı aklınızda bir marka?
- Hedeflediğim firmalar var ama şimdi isim vermem doğru olmaz.

Mutlu bir aileyiz
* Bir ara Okan Buruk’la boşanacağınız yönünde haberler çıkmıştı, neler söyleyeceksiniz bu konuda?
- Yok öyle bir şey. Bunu konuşmaya bile gerek yok. Biz mutlu bir aileyiz.

Ailem hep yanımda
* Çok mu yoğun çalışıyorsunuz? Eşinize ve oğlunuza zaman ayırmakta zorlanıyor musunuz?
- Ben yılda iki kez yoğun bir dönem yaşıyorum. Ailem de her zaman destek oluyor bana. Hep yanımdalar. O yüzden bir sorun yaşamıyorum.