Çok ağlattım şimdi herkesi oynatacağım

Güncelleme Tarihi:

Çok ağlattım şimdi herkesi oynatacağım
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2013 01:14

Damardan acılı nağmeleriyle tanınan arabeskçi Cansever, Latin ve Hint ezgileriyle süslü kıpır kıpır yeni şarkısıyla herkesi şaşırttı. ‘Hey Denisha’ adlı şarkısının hikâyesini ve geçirdiği büyük değişimi Cansever’le konuştuk.

Haberin Devamı

Geçen hafta ‘Hey Denisha’ adındaki yeni şarkınız sosyal medyayı salladı. Şarkının hikâyesi ne?
- ‘Hey Denisha bir’ doğum günü şarkısı. Almanya’da yaşayan aranjör ve dans eğitmeni arkadaşım Deno Records’un kızı Denisha’ya birinci yaş günü hediyesi. Klipteki dansçılar Deno’nun öğrencileri, en minik dansçımız da Denisha. Arkadaşım kızına yaş günü armağanı olarak yaptığı bu şarkıyı benim söylememi istedi. Ben de severek kabul ettim. Aslında kitlelerle paylaşmak için yapılmış bir şarkı değil. Hatıra olsun diye bize saklayacaktık fakat Deno internet üzerinden birkaç yerde paylaşınca şarkı aldı başını gitti.

Ne diyor şarkıda? Hangi dilde söylüyorsunuz?
- ‘Hey Denisha’ Romanca. Sözleri şöyle: “Bu ritm insanın kalbini attırıyor. Deno bu akşam çok mutlu. Tıpkı annesi ve Denisha gibi. Hadi kalkın hep birlikte dans edelim. Küçük büyük, genç yaşlı kimse utanmasın. Denisha bugün bir yaşına giriyor. Onun doğum gününü hep birlikte kutlayalım. Haydi Denisha haydi oynayalım. Herkes sana bakıyor bu gecenin kraliçesi sensin.”

Haberin Devamı

UZUN YILLAR BREAK DANS YAPTIM

İlk tepkiler nasıl?
- En başta beni her zaman alıştıkları ‘damar’ şarkılarımla seven kitleden olumsuz tepkiler aldım. Ama ilk dinleyişte sevmeyenler bile birkaç seferden sonra alışıyor. Çok kıvrak ve neşeli. Sonuçta dansa davet eden bir şarkı. Klip YouTube’da 500 binden fazla kez seyredildi. Kendi izlenme ve paylaşılma rekorumu kıracağım bu gidişle. Beni çok iyi tanımayan genç nesil de ‘Hey Denisha’yı sevdi. Bu şarkıyla bana Eurovizyon yolu bile açılabilir. Avrupa ve Balkanlar’daki sevenlerim sayesinde iyi bir sonuçla dönebiliriz gibi geliyor.
Sizi ağır arabesk şarkılarınızla tanıyoruz. Neden tarz değişimi yaşadınız?
- Aslında böyle şarkılarım vardı benim önceden de. Türkiye’ye ilk geldiğimde 1997’de prodüktörüme de söylemiştim. Ancak istemediler. Türk dinleyicisiyle hiç paylaşılmadı. İbrahim Tatlıses’in ‘Karaçadır’ şarkısıyla tanındım. Öyle de devam etti. Oysa Hint ve Latin melodilerine, Hip Hop’a merakım hep vardı. Hatta uzun süre break dans yaptım. Rahatsızlanıncaya kadar. Başımın üzerinde defalarca döner, taklalar atardım.

Haberin Devamı

Ne zaman rahatsızlandınız? Hastalığınız ne tam olarak?
- Sırtımda kemik eğilmesine sebep olan bir tür romatizma. Tamamen sağlıklı bir insanken birkaç yıl içinde sırtım kamburlaşmaya başladı. 15 sene sırt üstü yatamadım. Çaresi yoktu. Üç sene önce Almanya’da zor bir ameliyat geçirdim. Yüzde 100 olmasa da sağlığıma kavuştum. Beni görenler gözlerine inanamıyor. Dans edebiliyorum, rahat şarkı söyleyebiliyorum. Öyle sıkıntılı günler geçirdim ki şimdi “Soğan ekmek bile bana yeter, yeter ki sağlığım yerinde olsun” diyorum.

‘Gangnam Style’ cover’ınız var bir de. Eski dansçı günlere bir selam mı?
- Evet, yine Deno Records’la birlikte Roman Style olarak yeniden yorumladım. Herkes şaşırdı ama çok da sevdi. Hatta klip çekmediğimiz halde katıldığım bir televizyon programındaki görüntülerimle Youtube’da çok izlendi.

Haberin Devamı

Sizin için arabesk mazide mi kaldı?
- İçimden ne geliyorsa, dinleyicilerim benden ne bekliyorsa ona göre şarkılar yapacağım. Ömür boyu tek bir tarz benimsemek gerektiğini düşünmüyorum. Eğer bana ‘Yeter bizi yıllardır ağlattığın artık biraz da oynat” diyorlarsa ben de bundan sonra o ağır şarkıları söylemem. Ama belli bir kitlem ve onların benden beklentileri var. Hüzünlenmek de gerekli hayatta. Benim şarkılarım da insanı fena ağlatır. Herkes hayatta acı çekiyor. Maddi, manevi pek çok sorun var. İnsanlar içlerinde kaybolmak yerine sorunlardan kaçmak, unutup uzaklaşmak istiyor galiba artık. Bu yüzden daha hareketli parçalar daha çok seviliyor olabilir. Ben de o ağır şarkıları eskisi kadar dinlemek istemiyorum. Hayat çok güzel çünkü. İnsanlar hep gülsün isterim. Gırgır şamatayı çok severim. Etrafımdakileri güldürürüm. Yalnızken bile gülümserim. Ama o yavaş ve acı yüklü şarkıları söylerken nasıl gülümseyeceksiniz ki? Tarzımla paralel olarak ağır bir havam da vardı önceden.

Haberin Devamı

VÜCUDUMDAN HEP UTANDIM

Hep ceket ve pantolonla gördük sizi. Neden daha kadınsı bir tarz benimsemediniz?
- O vücutla nasıl dekolte bir elbise ya da topuklu pabuç giyebilirdim ki. Sırtımdaki deformasyon yüzünden hep utandım. Gizlenmeye çalıştım. Büyük ceketler de kusurları en rahat örten kıyafetler. Biraz erkeksi ama gece hayatında yalnız başına ayakta durmaya çalışan bir kadın olarak bu sert imajdan da faydalandım.

Aşk hayatınızı bilmiyoruz. Hiç evlendiniz mi?
- Gençken biriyle nişanlandım ama yürümedi ayrıldık. Sonra da geçim derdine düştüm, hep aileme baktım. Artık 46 yaşındayım. Bu saatten sonra zor ama belli de olmaz.

TATLISES BENİ İLK DUYDUĞUNDA ELİNDEKİ HAVLUYU ATMIŞ

Haberin Devamı

Avrupa’da Türklerin yaşadığı her yerde şarkı söylüyordum. Bir gün sahneye çıktığım yere Gökhan Güney ve bir yönetmen arkadaşı geldi. O gece programımı kaydetti ve Türkiye’deki ilk prodüktörüm Celal Bağlan’a dinletti. 1996’da çağırdılar, geldim ve albümü yaptık. İbrahim Tatlıses’in söylediği ‘Karaçadır’ı okumuştum. Bir gün bir müzik kanalında klibin tanıtımı dönerken Derya Tuna beni dinlemiş. İbrahim Tatlıses berberdeymiş. Hemen aramış ve televizyonu açmasını söylemiş. İbrahim Abi açıp dinleyince elindeki havluyu yere atmış. “Bana bu kızı bulun” demiş. Sonrasında hemen aradı ve İbo Show’a konuk etti. Böylece Türkiye’de maceram başladı.

Tarlada çapa yaparken şarkı söylerdim

Roman’ım. Babam Selanik, annem de Bulgaristan göçmeni. Makedonya’da Üsküp’e beş kilometre uzaklıktaki Veles şehrinde büyüdüm. Türkçe adı Köprülü. Yedi kardeşiz. Ailenin en küçüğü benim. Gerçi şimdi herkese ben bakıyorum. Annem babamla tarlalarda ırgatlık yaparak büyüdük. Yokluk içindeydik. Okuyamadım. Tarlada çapa yaparken de hep şarkı söylerdim ama Hintçe ve Arapça. Türkçem bu kadar iyi değildi. ‘Ayağında Kundura’, ‘Sabuha’ gibi Tatlıses şarkılarıyla Türkçeye sevdalandım. İyi ki de öyle olmuş çünkü bu sayede ünlendim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!