Çocukların Ezo ablası

Güncelleme Tarihi:

Çocukların Ezo ablası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2006 00:00

Önceleri sadece Kemal Sunal’ın kızı olarak tanınsa da, Ezo Sunal artık kendi başarılarıyla adından söz ettiriyor. Gül Sunal Anaokulu’nda İngilizce eğitimi veren, Elele dergisine çocuk gelişimi hakkında yazılar yazan, bir yandan da çocuklara yönelik bir televizyon programı hazırlayan Sunal, "Ben ilkokulu bitirirken ağabeyim liseyi, babam da üniversiteyi bitiriyordu. Bundan çok etkilendim. Londra’ya gittiğimde de çocuk gelişimi üzerine bir eğitim alacağımı biliyordum" diyor.

Haberin Devamı

Bir yandan Gül Sunal Anaokulu’nda İngilizce eğitimi veriyor, bir yandan Elele dergisine çocuk eğitimi hakkında yazıyor, bir yandan da çocuklara yönelik bir TV programı hazırlıyor. Tüm bunları yaparken mütevazılığı da elden bırakmıyor.

Belgesel çekmek için İngiltere’ye gittiğiniz biliniyor ama bambaşka bir meslekle geri döndünüz...

- Aslında beş senedir İngiltere’deyim. Ondan önce Fransız okulu olan Sainte-Pulcherie’de okuyordum. Lise eğitimi almak içinse İngiltere’yi seçtim, çünkü İngilizcemi geliştirmek istiyordum. Lise boyunca orada drama ve art çalışmalarına katıldım. İşletme, İspanyolca ve bilgisayar dersleri de aldım. Biraz karışık bir lise hayatım var. Üniversiteye de Londra’da devam ettim. Okuduğum bölümler sinema-televizyon ve çocuk gelişimiydi. İki bölümü bir arada bitirdim kolay olmasa da...

Haberin Devamı

n IQ’nuz biraz yüksek o halde...Hürriyet

- IQ’mu hiç ölçtürmedim, merak da etmiyorum. Yapmak istediklerime yetiyor, önemli olan bu. Zekamla barışığım. Bir de ben çalışkanım, çalışmayı seviyorum.

n Ne zaman mezun oldunuz?

- Bu yaz mezun olup döndüm. Şimdi de okuduğum bölümleri birleştirip uygulamaya yönelik projelerim var.

n Biraz bahseder misiniz projelerinizden?

- Şu anda anaokulumuzda eğitmenlik yapıyorum. Bir yandan da Elele dergisine çocuk gelişimi ve eğitimi hakkında bir sayfa hazırlıyorum.

n Anaokulunda ne dersi veriyorsunuz?

- İngilizce öğretiyorum. Bunların dışında okul için kitaplar çeviriyorum. Çocuklara fen ve matematiği sevdirme üzerine kitaplar var mesela bunların arasında. Benim matematiğim hep zayıftı, sevememiştim bir türlü. Burada çocuklara ilk önce öğrenmeyi sevdirmek istiyorum.

n Yeni mezun oldunuz, zorlanmıyor musunuz öğretmenlik yaparken?

- Annemin açtığı anaokul benim için büyük bir şanstı. Çünkü İngiltere’de çocuk gelişimi üzerine eğitim alırken, tatil için Türkiye’ye geldiğim zamanlarda burada çalışma fırsatı buldum. Zaten Londra’da da staj yapıyordum. Yani yeni mezun olsam da deneyimliyim.

Haberin Devamı

Hürriyetn Diğer projeniz nedir?

- Çocuklar için eğitim amaçlı, aynı zamanda eğlenceli bir televizyon programı... Kendim hazırlayıp sunacağım.

n Susam Sokağı gibi bir şey mi?

- Yok, hiç benzemiyor. Var olan programlardan çok farklı.

n Çocuklara karşı bir zaafınız mı var yoksa anaokulunuz olduğu için mi bu mesleği seçtiniz?

- Anaokulu olmadan önce de böyleydim. Ben ilkokulu bitirirken ağabeyim liseyi, babam da üniversiteyi bitiriyordu. Kaç kişi böyle bir olayı yaşar ki! Ben bundan da çok etkilendim. Sonra anaokulumuz açıldı, burada çok şey gördüm.

n Neden Türkiye’de okumadınız?

- Aslında bu, bir hafta içinde verilmiş bir karardı. O yüzden burada araştırma yapma fırsatım olmadı ve tek bir kararla hayatımı değiştirdim.

Haberin Devamı

n Londra’da nerede kaldınız, tanıdıklarınız mı vardı?

- Hayır yoktu. İlk başta yurtta kaldım. Sonra bir ailenin yanında kaldım. Aslında sadece Londra ile sınırlı değildi yurtdışı maceram. Yazları da eğitim aldım. Bunun için Barcelona’ya, Fransa’ya, Avusturya’ya gittim. Oralarda da hep aile yanında kaldım. Son olarak Londra’da kendi evim de oldu. Bir ev arkadaşıyla kaldım. Hiçbir zaman otellerde kalmak istemedim, çünkü farklı insanlarla tanışıp, yeni kültürleri görmek istiyordum.

n "Okulu bitirince organizasyon işinde çalışmak istiyorum" demişsiniz bir röportajınızda, bu fikirden vazgeçtiniz mi?

- İlk hedefim her zaman için eğitim. Bunun yanında değişik projelerim de var. Dedim ya çalışmayı çok seviyorum. Organizasyon işi şöyle güzel. Ben art okudum. Kendi kendime tasarım ve resim yapmayı çok seviyorum. İnsanlarla ilişkilerim de çok iyi. Bu açıdan organizasyon eğlenceli bir iş benim için. Yapmayı düşünüyorum.

Haberin Devamı

n Çocukluğunuz nasıl geçmişti?

- Çok harika bir çocukluk geçirdim. Ailenin en küçüğü olarak şımarık bir çocuktum, ama artık değilim.

n Babanızı Kemal Sunal’ı küçük yaşta kaybettiniz, ardından yurtdışına çıktınız. Zor bir dönemdi, değil mi?

- Zor oldu tabii. Eminim annem ve ağabeyim için de çok zor olmuştur ama başardık. Atlattık o dönemi.

n Babanızın kaybından sonra, ağabeyiniz Ali size karşı daha mı korumacı oldu?

- Evet. Ben ağabeyimle her zaman çok iyi anlaşırım zaten, aynen böyle devam etti bu. Bu konuları hiç konuşmamış olsak da, böyle bir koruma duygusunu mutlaka hissettirmiştir. Bana çok düşkündür, ben de ona. Bu yüzden hem ağabey, hem baba gibidir. Hep destek olur bana.

Haberin Devamı

HürriyetHiçbir zaman "Ben

harikayım" demedim

8 Ezo ismi nereden geliyor?

- 1981 yılında, yani ben doğmadan üç yıl önce, annem ve Fatma Girik sohbet ediyorlarmış. Annem, Fatma Girik’e "Ezo Gelin filminde ne kadar güzelsin. Bir kızım olsun, gözleri senin gibi mavi, adı da Ezo olsun" demiş. Bunun üzerine Fatma Girik de "Nasıl olacak bu? Sen çok esmersin, Kemal de renkli gözlü değil" demiş. Üç yıl sonra ben doğduğumda Fatma Girik hiçbir şey sormadan hastaneye üzerinde Ezo yazan bir bileklik getirmiş. O bilekliği hálá takıyorum. Annemin kalbi çok temizmiş, istediği oldu. Gözlerim mavi, adım Ezo...

8 Evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı düşünmüyor musunuz?

- Düşünüyorum. Burada çocuklarla iç içeyim ama kendi çocuğum gibi olmaz tabii.

8 Peki bu kadar işin arasında hayatınıza alacağınız insana nasıl zaman ayıracaksınız?

- Yaşım evlilik için çok genç, üstelik hedeflerim de var. Ne istediğimi çok iyi biliyorum. Şu anda böyle deli gibi çalışıyorum ama eğer evlenmeye karar verirsem, çok iyi bir şekilde bunun dengesini kuracağıma inanıyorum.

8 Ben süperim diyorsunuz yani...

- Herkes süperdir, herkesin meziyetleri vardır. Ben hiçbir zaman ben muhteşemim, harikayım diye gezmiyorum ortalıkta. Sadece çalışmayı çok seviyorum, böyle mutlu oluyorum. Hepsi bu...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!