ÇOCUĞUM OLSA KİMSEYE SÖYLEMEM

Güncelleme Tarihi:

ÇOCUĞUM OLSA KİMSEYE SÖYLEMEM
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2013 09:11

Zerrin ve Tülay, “Yalan Dünya”nın en eğlenceli ikilisi. Aynı zamanda leopar bluzları, mini etekleri, seksi ayakkabılarıyla dizinin en frapan kadınları. Derya Karadaş ve İrem Sak, canlandırdıkları bu iki karakteri tüm özellikleriyle çok seviyor, benimsiyor, tabii giyim tarzları hariç!

Haberin Devamı

Derya Karadaş:

Nişantaşı’nda ‘Zerrin tuniği’ satılıyormuş!

*“Yalan Dünya” ekrana iki hafta ara verdi. Siz o arayı nasıl değerlendirdiniz?
- Ben o arayı tatil yaparak değerlendiremedim, çünkü “Dur Bir Dakika” adlı tiyatro oyunum devam ediyor. Bir yandan da Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde eğitim veriyorum, zamanım dersler ve sınavlarla geçti. Bir de ben çok taze, yeni, görgüsüz bir teyzeyim. İlk defa yeğenim oldu. Şimdi iki aylık. Kalan tüm vakitlerimi onunla ilgilenerek geçirdim.

*Çekimlere verdiğiniz arada ekibi özlediniz mi? Neler hissettiniz sete dönünce?
- Ay çok fazla özledik birbirimizi ama set dışında da sürekli görüşüp hasret giderdik. Yeni bölümün çekimine de dün başladık, sete gelen herkes birbirini kucakladı.

*Peki neden böyle bir mola verdiniz çekimlere?
- Herkes çok merak etti bunun nedenini, sosyal medyada da yalan yanlış bilgiler paylaşılmış. Yılbaşı özel bölümünün çekimleri çok yoğun geçmişti. Sonrasında oyuncuların, senaristin, yönetmenin dinlenmesi açısından böyle bir araya gerek görüldü. Ama bu durum sadece bizim için geçerli değil, birkaç dizi daha yayına iki haftalık mola verdi. Genel olarak dizi sektöründe böyle bir durum var.

*Dizi bir süredir pazartesi akşamları yayınlanıyor. Gün değişikliği oyuncuları etkiliyor mu?
- Hiç etkilemiyor, rutin çekimlerimize devam ediyoruz.

*Seyircileriniz şikayet etmiyor mu bu değişiklikten?
- Bazı dizilerin günü dört-beş kere değişiyor, bizim bir kere değişti günümüz. Artık cuma değil, pazartesi günleri ekrana geliyoruz ve bu şekilde devam edeceğiz. Sadece şöyle bir durum oldu; okula giden genç öğrenciler salı sabahı erkenden kalkmak zorunda oldukları için bir mızmızlandılar ama “Yalan Dünya”nın takipçisi her şeye rağmen bırakmıyor diziyi.

ŞUURSUZLUĞUNU SEVİYORUM
*Seyirci, Zerrin karakterini çok sevdi. Bu sevginin sırrı ne sizce? Ve Derya neler katıyor buna?
- Hakikaten çok sevildi. Bunda, daha önce ekranlarda böyle bir rol olmaması etkendir. Onun dışında, Zerrin konsomatris olmasına rağmen çok bilgili. Ben Derya olarak Zerrin’in bilgisine sahip değilim. Kadın ekonomiyi de biliyor, futboldan da anlıyor. Ama şuursuz bir bilgisi var. Aynı zamanda üçkağıtçı. Dışarıdan bakıldığında çok sevimsiz bir karakter ama tüm bu özellikler bir araya geldiğinde ortaya keyifli bir rol çıktı. Gülse’nin bu anlamda kalemi çok kuvvetli, ben de senaryoyu okurken çok eğleniyorum. Diğer sorunuza gelince... Benim küçük süslemelerle katkım oldu karaktere; konuşma biçimi olarak, mimikler olarak...

*Sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Ben bugüne kadar Zerrin karakteriyle ilgili tek bir olumsuz eleştiri duymadım. Çok sevilen bir karakter.

*Neler söylüyorlar onunla ilgili? Sevgilerini nasıl belli ediyorlar?
- Beni gerçekten konsomatris sananlar varmış. Oyuncu olduğumu öğrendiklerinde bir özür yazısı yazıldı. Bu durum seyircinin de çok hoşuna gitti. Zerrin’in birkaç cümlesi de dillere pelesenk oldu, sokakta da o laflar üzerinden tepkiler alıyorum. Yeni tanıştığım biri bile çok rahatlıkla “kııııııız” diye sarılabiliyor bana.

*Siz Zerrin’in en çok neyini seviyorsunuz?
- Bilgisini ve şuursuzluğunu seviyorum. Zerrin aslında çok temiz kalpli biri.

*Sizin de gülmekten çekim yapamadığınız oluyor mu?
- Olmaz mı! O kadar eğleniyoruz ki, bazen gülmekten sahneyi bir türlü çekemiyoruz. Bizimki inanılmaz mutlu bir set. Bugüne kadar tek bir tartışmanın bile olmadığı, stressiz bir keyif alanı. Bizim mutluluğumuz da fazlasıyla ekrana yansıyor.

GİYİM TARZLARINI BEĞENMİYORUM
*Dizideki favori karakteriniz hangisi?
- Hepsini çok seviyorum ama Füsun Demirel’i başka bir hayranlıkla izliyorum.

*Zerrin’le Bünyemin arasında bir yakınlaşma var. Neler yaşayacak bu ikili önümüzdeki bölümlerde?
- Neler olacağını ben de bilmiyorum. Şu anda önlerinde bir Nurhayat engeli var, bakalım neler yaşayacaklar...

*Siz ne düşünüyorsunuz ilişkileri için?
- Gülse her bölüm bizi şaşırtıyor ve hikâyeyi başka bir yere taşıyor. Gerçekten hayal gücümüzün ötesinde şeyler veriyor bize. O yüzden “Ah ilişkileri şöyle olsun” demiyorum.

*Tülay’la aranız nasıl bu arada?
- Tülay’la da aramız çok iyi, İrem’le de. (Gülüyor) Zerrin’in bir Selahattin fobisi olduğundan, aralarında tatlı bir çekişme var ama çok iyi anlaşıyorlar.

*Bu ikilinin giyim tarzlarını nasıl buluyorsunuz?
- Onları biz bulmuyoruz, kostümcümüz Fatoş buluyor, bize de sürpriz oluyor. Ama o da bizi giydirirken çok gülüyor.

*Beğeniyor musunuz peki?
- Beğendiğim bir giyim tarzı değil. Arkadaşlarım fotoğraf göndermişler, Nişantaşı’ndaki birkaç mekânda benim giydiğim leoparlı tunikler “Zerrin tuniği gelmiştir” diye satılmaya başlanmış. Kim alıyor bunları, merak ediyorum.

HİÇ PAVYONA GİTMEDİM
Hiç pavyona gittiniz mi?
- Hayır ama önünden geçmişliğim, orada çalışan kadınları dışarıdan görmüşlüğüm vardır.

*Pavyonda çalışan bir kadını canlandırıyorsunuz, hiç merak etmediniz mi o ortamı?
- Ya çok merak ettim, çok görmek istedim ama bu saatten sonra zor olur, o yüzden gitmedim.

Haberin Devamı

İrem Sak:

Haberin Devamı

Hep dar giyiniyorum kilolu görünüyorum
 
*İrem Hanım, siz neler yaptınız diziye verilen iki haftalık arada?
- Yılbaşı tatilini uzatıp iyice bir dinlendik. Zaten Gupse (Özay), Sarp (Apak), Okan (Çabalar) ve Öner’le (Erkan) İzmir’de beraberdik. Tatil hepimize iyi geldi.

*Sizce ilgiyle izlenen bir diziye iki haftalık ara vermek doğru mu?
- Kendimizi ödüllendirdik ve kısa, küçük bir tatil yaptık. Yurtdışındaki dizilerde de bu tip aralar oluyor.

*Gün değişikliği sizi etkiledi mi? Bu duruma tepkili olanlar var mı?
- Bizim dizinin hiçbir zaman seyirci sıkıntısı olmadı, olmaz da. Bu konular, yapımcı ve kanalın uzmanlık alanı. Bu kararı alırken mutlaka hesabını kitabını yapmışlardır. Benim de ilgi alanıma girmez zaten. Ben oyuncuyum, oyunuma bakarım, reytinge değil.

*Canlandırdığınız Tülay karakterinin en çok hangi yönünü seviyorsunuz?
- Tülay’ın saflığını, masumluğunu seviyorum. Eğlenceli bir karakter, bu açıdan şanslıyım. Ben de şarkı söylemeyi çok severdim ama Tülay’ı canlandırana kadar hiç topluluk önünde şarkı söylememiştim. Şu an düşünüyorum da bayağı aştım kendimi.

*Dışarıda nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- E tabii bana Tülay muamelesi yapanlar yok değil! Bazı kadınlar “Kızzz ben seni yerim Tüllaayy” diye sarılıp öpmeye, hamur gibi yoğurmaya başlayınca bir zorlandım gerçi ama zamanla alıştım. Bir tane bile kötü eleştiri almadım sokakta.

SEVİLMEYECEK BİR TARAFI YOK
*Karakterin bu kadar sevileceğini tahmin ediyor muydunuz?
- Tülay’ın sevilmeyecek bir tarafı yok ki. Drama çekmiyoruz sonuçta, işin komedisindeyiz. Evli bir adamla olmanın, pavyonda çalışmanın, borç batağında olmanın, ailesiz olmanın da komik taraflarını işliyoruz. İnsan güldüğü şeyi sever.

*Tülay’ın giyim tarzını nasıl buluyorsunuz?
- Tülay ve Zerrin’in giyinme tarzı karşısında “Olmaz olsun böyle tarz” deyip susuyorum! (Gülüyor) Ben normalde medium beden giyen bir kadınım ama dizide daha avam olsun diye sürekli dar giyiniyorum, ekranda olduğumdan kilolu görünüyorum. Saçlarımın bir kısmı postiş. Pavyon sahnelerinde de sarı peruk takıyorum. Neyse ki kuaförümüz Yüksel Abi Türkiye’de bu işi bu kadar iyi, pratik ve ağrısız yapan yegane insanlardan, yoksa işimiz çok zor olurdu.

*Tülay’ı canlandırırken sizi en çok ne zorluyor?
- Şarkıları Tülay gibi okurken zorlanıyorum bazen. İçimdeki İrem ortaya çıkıyor, düzgün okumaya falan çalışıyor, hemen bastırıyorum. (Gülüyor)

*Kamera arkasında ilişkileriniz nasıl?
- Zamanında herkes gibi ben de oturup “Avrupa Yakası”nı izlerdim. Oradan hayranı olduğum insanlarla tanışıp arkadaş olmak garip geldi baslarda. Hepsinin telefon numarası var şu an bende, inanabiliyor musunuz! (Gülüyor) Herkesle muhabbetim var. Herkes derken; oyuncu, yönetmen, reji, prodüksiyon ekibi, hepsiyle kocaman bir aile olduk, çok da tatlıyız. Zaten haftanın dört-beş günü beraber olan bir ekip bu, görüşmemek elde değil.

Haberin Devamı

EVLENSEM, ÇOCUĞUM OLSA KİMSEYE SÖYLEMEM

Tülay, aşkı çok tutkulu yaşayan bir karakter. Peki İrem nasıl?
- Ben en çok işime ve aileme aşığım. Bu ikisi olmazsa, kimseye faydam olmaz. Ben çoğu zaman pozitif, güler yüzlü, tatlı dilli ey ceylan gözlü bir insanım (Gülüyor) Özel hayatın adı üstünde “özel” olması taraftarıyım. Bu arada Beşiktaş taraftarıyım! Şu an bekarım. Evlensem, çocuğum olsa kimseye söylemem. Mahremiyete çok önem veriyorum. Ve saygı duyulmasını büyük bir sabırla bekliyorum. Aşk/evlilik hayatı sorularının bunları göz önünde yaşayan insanlara sorulması taraftarıyım.
                                                                                                                                                                                                                                                                              

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!