Ciddi bir hastalık: Şişmanlık (Obezite)

Güncelleme Tarihi:

Ciddi bir hastalık: Şişmanlık (Obezite)
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 17, 2003 13:43

Kilosu ne olursa olsun herkesin vücut ağırlığı ile ilgili bir yorumu vardır. Şişman olmak kimisi için varlığın, zenginliğin sembolü iken bir başkası için iradesizliğin, güçsüzlüğün simgesidir. Zayıflık ise bazıları için hastalık çağrıştırırken birçoğu için zerafet ve sağlık sembolü olabilir.

Haberin Devamı

Sonuçta geçerli olan tek doğru, bulunduğumuz kiloda ne kadar sağlıklı olduğumuzdur. İdeal vücut ağırlığınız, en sağlıklı olduğunuz, duygusal ve sosyal bakımdan kendinizle en barışık olduğunuz kilodur.


Yapılan araştırmalara göre ülkemizdeki her üç kadından biri ve her 5 erkekten birinin şişman olduğunu göz önüne alırsak obezite 21’inci Yüzyılın en önemli üç hastalığından biri gibi görünüyor.

Şişmanlık kilonun fazla olması mıdır, yoksa biraz topluca olmak ya da göbekli olmak mıdır? Nasıl tanımlarsak tanımlayalım obezite vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır!

Obezite insan vücudunda bulunan tüm sistemleri -kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi- sinsice etkiler ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlar.

Haberin Devamı

Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, idrarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu ve bazı kanser türleri obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkaçıdır. Bu durumda obeziteyi, insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak tanımlayabiliriz.

 

Şişmanlık bir hastalık olduğuna göre balık eti, hafif tombul gibi göreceli bir takım tanımlar yerine kesin kriterlerle bu hastalığı tanımlamak zorundayız. Bugün bütün dünyada uygulanan çok basit bir yöntemi biz de rahatlıkla kullanabiliriz. Beden Kitle İndeksi ya da İngilizce bilinen adıyla Body Mass Index (BMI) denen ve kolayca hesaplanabilen bir oran yoluyla, herkes kendi kendine kilosunun normal sınırlarda olup olmadığı yönünde fikir sahibi olabilir.

BMI=kilo (kg) /boy ² (m)

Eğer beden kitle indeksiniz 18.5 in altında ise zayıfsınız. Bu halinizden memnun olabilirsiniz ancak, normal sınırların altında olduğunuzu sakın unutmayın. Yani siz de sağlığınıza ve beslenmenize dikkat etmek durumundasınız.

Haberin Devamı

Beden Kitle İndeksi’niz 18.5-25 arasında ise, sizin durumunuz gerçekten ideal demektir. Büyük olasılıkla dengeli besleniyorsunuz ve egzersizi ihmal etmiyorsunuz. Aynı şekilde devam etmenizi öneririm. Fakat 25 civarında dolaşmaya başlarsanız, bir şeyler aksıyor demektir. Aman kontrolü elden bırakmayın.


25-30 arası eden beden kitle indeksine sahipseniz derhal harekete geçmelisiniz. Fazla kilolu olmak sizi şu an için rahatsız etmiyor olabilir, ancak unutmayın ki vücudunuzda birikmiş olan yağlar size sinsice tuzaklar hazırlıyor olabilir. Belki siz de bazı hastalıkları fark ediyorsunuz. Örneğin basit bir yürüyüşle bile eskiye oranla daha çabuk yoruluyor, bir iki kat merdiven çıkarken nefes nefese kalıyor ve daha çok terliyorsunuz ve siz bunları kilonuza değil de, yaşınıza veya başka alışkanlıklarınıza bağlıyorsunuz. Hayır, bunlar büyük olasılıkla vücudunuzun size verdiği önemli işaretler. Sizi kibarca kilonuzdan dolayı uyarıyor. Bu uyarıyı dikkate almanız gerekli, günlük yeme alışkanlığımızı, yeme sıklığımızı neler yediğimizi, hangi sıklıkta egzersiz yaptığımızı gözden geçirmemiz hiç de zor değil. Hemen harekete geçin! Kendiniz bir şeyler yapabileceğiniz gibi doktorunuzdan da yardım isteyebilirsiniz.

Haberin Devamı

Göreceksiniz, çok şey değişecek

Hesapladığınız beden kitle indeksi 30 ve üzerinde çıktı ise, biliniz ki tıbben hastasınız. "Ben halimden memnunum" demeyin sakın çünkü siz de sorunlarınızın farkında olmayabilirsiniz. En kısa sürede doktorunuzu ziyaret etmeniz ve yardımını istemeniz gerekiyor. Elbette kendi başınıza da yapabileceğiniz birçok şey var, ama doktorunuzun yardımları ve desteği işinizi çok kolaylaştıracaktır.

Obezite ile mücadele, birkaç hafta veya birkaç ayla sınırlı,"mucize diyetler ile ya da "gelin sizi 15 günde tığ gibi yapalım" merkezleri ile başarılabilecek bir iş değildir. Başarı sadece sizin kendi isteğiniz ve doktorunuzun yardımı ile, yaşamınızda yapacağınız küçük ama önemli değişikliklerle sağlanabilir.
 

Haberin Devamı

Birçok kişi sadece diyet listelerindeki programa ve egzersiz programlarına uyarak kilo vermeye çalışır. Bazıları başarılı da olur. Ancak uzun sürede baktığınızda birçoğu eski kilosuna geri döner. Aslında yemek yeme bir mutlu olma yöntemidir. Günlük yaşamda stres yaratan, sıkıntı veren., çözümlenemeyen sorunlar mutsuzluk yaratır ve kronik mutsuzluk durumunda, stresten kaçışta kişi yiyerek mutlu olmaya çalışır. Yiyerek kaçtığınız sorun halledilmeden başarıya ulaşmak çok zordur. Yaşamınızda ters giden ya da sizi strese iten nedenleri de beraberinde çözmeniz gerekir. Bunun için gerekirse profesyonel yardım almaktan çekinmemelisiniz.

Kilo kontrolü, sadece kilo vermek değil, gerçek anlamda vücudunuzun kontrolünü elinize geçirmeniz demektir. Yani kendiniz için seçtiğiniz kiloya ulaştıktan sonra, o kiloda kalabilmeniz ve bunu uzun yıllar koruyabilmenizdir.
Kilo kontrolü, sandığınız kadar zor olmamakla birlikte, zaman ve sabır gerektirir. Kısa bir zamana sıkıştırılmamalı, uzun bir döneme yayılmamalıdır. Yeni, daha sağlıklı ve daha mutlu bir hayata, yeni bir yaşam tarzına hazırlandığınızı unutmayın.
Kilo kontrolüne başlarken en önemli nokta, gerçekçi, ulaşılabilir ve korunabilir hedefler belirlemektedir. Kilo vermeye karar verdikten sonra başarısız olanların tek nedeni , bu hedefleri iyi belirleyememeleridir. Bu hedeflere, doğru sorulara doğru yanıtlar vererek ulaşırsınız.

Kilo verme kararının en önemli nedeni, fazla kiloların yol açtığı hastalıklardan korunmak, fiziksel ve ruhsal olarak da daha mutlu bir hayata adım atmak olmalıdır.
Genellikle önerilen kilo verme hedefi, başlangıç ağırlığınızın yüzde 10’undan fazla kilo olmamalıdır. Kilo kaybı haftada 1 kg'ı geçmemelidir Bu yüzde 10’luk hedefe ulaşıp, kiloyu en az üç ay koruyabilirseniz, kilo vermeye devam edebilirsiniz. Çünkü vücudunuzun yeni kilosuna uyum sağlayabilmesi için zamana ihtiyacı vardır.

Haberin Devamı

Bu konuda mutlaka bir hekime ve diyetisyene danışın.
Unutulmamalıdır ki, kilo kontrolünü zaman ve sabırlaÂancak doÄŸru ve gerçekçi hedeflerleÂbaÅŸarabilirsiniz.

Dr. Göksel,  Kariyer Destek / Sorun Yanıtlayalım / Sağlık bölümünde sorularınızı yanıtlıyor.

   

 

Op. Dr. Abdülkadir Göksel

www.kulakburunbogaz.com

 

Dr.Göksel'in yenibir.com'da yayınlanan diğer yazıları:

 

Baş ağrısı ve sinüzit

Ses kısıklığını önemseyin

Her 10 kadından birinin kabusu: Meme kanseri

Burundan estetik ameliyat olmadan önce...

Gürültü sağlığımızı tehdit ediyor

Horlama Seksi Öldürüyor

Kadınların korkulu rüyası: Menopoz!

Lazer ile Gözlüğe Elveda!

Denge Bozukluğu: Baş Dönmesi (Vertigo)
Burun kanaması hayat kurtarıyor
Kulak kiri bir hastalık mı?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!