Çalıştığınız insanlara başarıyı tattırmalısınız

Güncelleme Tarihi:

Çalıştığınız insanlara başarıyı tattırmalısınız
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2004 23:55

Hürrem Sultan Dans Gösterisi, Eurovision Şarkı Yarışması, Rock’n Coke... Birçok dev prodüksiyonun altında Fırat Kasapoğlu ismi var. Türkiye’de olduğu kadar yurtdışındaki festviallerde de el üstünde tutuluyor. Türkiye’de prodüksiyon yönetimi alanında çalışan ender uzmanlardan biri. Free-lance (serbest) çalışıyor. Özgürlüğüne ve yaptığı işe son derece düşkün.

Amiyane tabirle ‘organizasyon onun genlerinde var’. Eğlence sektörü olsun olmasın, girdiği her ortamı en etkin şekilde organize ettiği gibi insanları da peşinden sürüklüyor.

Misyoner bir yanı var. Yaptığı işi sürdürecek gençleri yetiştiriyor. Türkiye’de prodüksiyon endüstrisinin ilerlemesi için sektör içi eğitimler vermeyi planlıyor. Mesleği farklı zamanlarda, farklı yerlerde olmayı gerektirdiğinden yerleşik düzene geçememiş. Bu nedenle iki kez denediği evliliği de yürütememiş.

Babası Karadenizli bir müteahhit, annesi İstanbullu bir avukat. Ailesinin ona verdiği ‘yap ama iyi ya da kötü sonuçlarıyla başa çık’ mesajını şimdi ekibiyle paylaşıyor.

21 Ağustos’ta başlayacak Rock’n Coke festivali için 200 kişilik ekibiyle Hezarfen Havaalanı’nda devasa bir prodüksiyon çadırında ‘şamata yapıyor’. Ön planda olmak gibi bir niyeti hiç yok. Hayatta tek amacı mutlu olmak ve çevresindeki insanların da hayatından memnun olması.

Organizasyon işlerine nasıl başladınız?

- 1982’de liseyi bitirdikten sonra bas bariton olarak TRT Klasik Batı Müziği Çok Sesli Gençlik Korosu’na girmiştim. Kısa süre sonra kendimi koronun konserlerini organize ederken buldum. O yıllarda bugünkü gibi festivaller yoktu. Bir tek İstanbul Kültür sanat Vakfı-İKSV’nin düzenlediği İstanbul Festivali vardı. Bir gün şefimiz Gökçen Koray ‘festivalde senin gibi adamlara ihtiyaçları var’ dedi. Hemen gittim. Bir-iki sene sonra festival daha ‘mainstream’ (yaygın) bir hale gelmeye başlamıştı. Ray Charles’ı getireceklerdi. O gelmeden üç-dört ay önce Ray Charles’n yapım ekibinden ofise bir faks gelmiş ‘prodüksiyon müdürünüz kim, görüşmeye başlamak istiyoruz’ diye. Herkes etrafına baktı, festival sorumlumuz bana baktı ve ‘sensin’ dedi, ‘çünkü rehberlikten ses ve ışık ihtiyaçlarına kadar her şeyle sen ilgileniyorsun’. Böylece yabancı sanatçıların prodüksiyon müdürü oldum.

Bu işin eğitimini aldınız mı?

- 1990’ların başında bu işin eğitimini almak istediğime karar verdim. O dönemde yapım yönetimi ve organizasyonunu bire bir öğreten bir okul yoktu. New Orleans Üniversitesi’nde İletişim okudum. Gider gitmez pratiğim kadar teorimin de iyi olduğunu fark ettim. Asistanlık yaptım. Hayatımda belki de ilk kez ders çalıştım. Ortaokulda üç okul değiştirmiş, Boğaziçi Üniversitesi’ne Matematik bölümünden girip Elektronik’ten çıkmış biri olduğum düşünülürse bunlar alışık olduğum şeyler değildi.

Eurovision Şarkı Yarışması ve Rock’n Coke gibi büyük organizasyonlarda görevlendireceğiniz ekipleri nasıl oluşturuyorsunuz?

- Belli bir çekirdek ekibim oluştu. Geçen yıl Rock’n Coke’u yaptıktan sonra Mydonose Showland’de Hürrem Sultan’ın prodüksiyonunu yaptım. Bu süre içinde yanımda birtakım ekipler yetişti. Şu anda ekibim 30 kişiyi buldu. Bu ekibin içinde mesleği hakkıyla yapabilecek 8-9 prodüksiyon müdürü adayı var. Eğitime çok önem veriyorum, o yüzden sürekli ekipleri büyütüyorum. Sektörde bir ilerleme olması için sektördeki insanların bir şeyler yapması lazım. Bizde her sene bir sürü konserde sahnenin barikatı yıkılır, tribün çöker. Neden? Çünkü her şey hasbel kader yapılıyor.

Türkiye’de gösteri sektörünün ilerlemesi, dünya çapındaki prodüksiyonların artması için ne gerekiyor?

- Herkes işin bir tarafından tutmalı. Ben kendi sektörümde bayrağı aldım gidiyorum, bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Şikayet etmek yerine çözüm üretmek durumundayız. Ekip çalışması diyoruz. İyi bir ekip çalışması çıkarabilmek için ekip üyelerinin konularında uzman olması gerekiyor. Eğlence, bugün uzay teknolojisi ve askeri silah teknolojisinden sonra en hızlı ilerleyen sektör.

Mesleğinizin altında ciddi bir kriz yönetimi yatıyor. Bunca insanı, bunca sorunu nasıl idare ediyorsunuz?

- Sabır çok önemli. Bir de resme birinin geriden bakması lazım. Ben model yapar gibi küçük küçük çarklar yapıyorum, sonra o çarkları bir araya getiriyorum ve hepsi beraber çalışıyor. Benim işim bu. Bu çarklardan biri yavaşlamaya ya da aksamaya başlasa gidip onu düzeltiyorum. Ama bir kuralım var. Birinden iş istediğim zaman, karşımdaki ne iş yapıyor olursa olsun, o işi en az o insan kadar ya da ondan daha iyi biliyorumdur. Dolayısıyla insanlar benimle çalışırken işlerini belli standartlarda yapmak zorunda.

Sorumluluğu nasıl dağıtıyorsunuz?

- Başarının insanlar üzerinde garip bir etkisi var. Beraber çalıştığınız insanlara başarıyı tattırmanız çok önemli. İnsan başarıyı bir kez hissettikçe daha fazlasını istiyor. Türkiye’de ilk kez bu festivalde yataklı bir prodüksiyon ofisi kuruldu. Belki de biraz kontrol manyaklığı var bende; herkesin elimin altında olmasını istedim. Çünkü benle 24 saati beraber geçirdikleri zaman ben onlara istediklerimi anlatabildim. İnsana bir şey yaptırıyorsan ona neyi, niye yaptırdığını göstermelisin.

İş değerlendirmesini nasıl yapıyorsunuz?

- Şu anda 17 departmandan oluşan bir ekibim var. Hepsi haftalık raporlar verir. Mutlaka değerlendiririz. Festivalin sonunda herkes geri bildirim raporu yazıyor. Bu yazılardaki verileri ileride yapacağımız festivalleri daha iyiye götürmek adına kullanıyoruz.

Mesleğinizi gençlere öğretmek için bir çabanız var mı?

- Geçen sene İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Görgün Taner’in yönetimindeki Sahne Sanatları Yönetimi programında bir seminer verdim. Sahne sanatları için ‘yapım yönetimi ve organizasyonu’ anlatan biri yok. Elimden gelirse bu sene kış döneminde seminerler vermek istiyorum.

Uluslararası bir organizasyonda yüzlerce kişilik ekipleri nasıl motive ediyorsunuz?

- Doğru zamanda, doğru şekilde inisiyatif vererek. Burada 200’e yakın çalışan var. Saat altı olunca çıkıp, basketbol, voleybol oynayacaklar. Sonra yemek yenecek, şamata yapılacak, hep beraber oturulup film izlenecek, saat 12.00’de yatılacak. Şu anda onların 24 saatlerini bu işe vermelerini istemiyorum. Çünkü yakında 72 saatlerini bu işe vermelerini isteyeceğim. O zamana kadar kafalarının sakin kalması lazım. Türk insanı her şeyin daha iyisini yapar ama insanlar inisiyatif almalı. Türkiye’de ‘benim hayatım’ kavramı yok. Hala o ne der, bu ne der var. Biraz bencil olmak lazım sen kendini ayakta tutamadığın sürece de çevrendeki kimse seni ayakta tutamaz. ‘Ben ne olacağım’ sorusu önemli. Sen kendi hayatının sorumluluğunu kendi sırtına almadığın sürece şikayet etmeye hakkın yok.

Prodüktör Fırat Kasapoğlu 38 yaşında ama 21 yıldır gösteri dünyasında ilklere imza atıyor. Bu işten Türkiye’de para kazanan ilk prodüksiyon müdürü. Kasapoğlu, Türkiye’nin ilk stadyum konserleri, dünyaca ünlü Woodstock festivali, Eurovison Şarkı Yarışması derken, bu yıl ikincisi düzenlenen Rock’n Coke Festivali’nin de başında.

21-22 Ağustos’ta Hezarfen Havaalanı’nda, 300 dönümlük arazi üzerine kurulu ‘Müzik Kasabası’nda düzenleniyor.

25 yataklı tam donanımlı hastane, 150’si doktor 250 sağlık görevlisi, 6 ambulans hizmet verecek.

Üç itfaiye aracı, 650 güvenlik, 300 temizlik görevlisi üç gün boyunca aralıksız çalışacak.

Beşi engelliler için olmak üzere 400 tuvalet var.

Kamp alanı 20 Ağustos akşamı saat 18.00’den itibaren kampçıları ağırlamaya başlayacak. Bu yıl kamp alanına beş bin çadır yerleştirilecek.


İmza attığı prodüksiyonlardan bazıları


Eurovision Şarkı Yarışması, (2004)

Hürrem Sultan Dans Gösterisi (2003)

Rock’n Coke (2003)

Woodstock Roma ve New York (1999)

Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. Yıl kutlamaları (1998)

Birleşmiş Milletler II. Habitat Toplantısı’nın açılış ve kapanış törenleri (1996)

Doritos Tarkan Turnesi (1995)

Scorpions Konseri (1993)

Bryan Adams Konseri (1992)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!