Bush, nane yapraklarını Parvanov’a gönderdi

Güncelleme Tarihi:

Bush, nane yapraklarını Parvanov’a gönderdi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2004 00:00

Rasim Özkanca, 1948 Trabzon Faroz Mahallesi doğumlu... Trabzonspor’un iskeletini oluşturan mahallede doğup büyüdüğü için önceleri yaşamını libero futbolcu olarak programlamış. Genç takımda birlikte top koşturduğu Şenol, Ali Kemal’le birlikte profesyonel olacağı gün yükseköğrenim için İstanbul’da bulmuş kendini. Manifaturacı babası 5,5 yaşındayken vefat ettiği için, annesi ve 2 kardeşine bakmak zorundaymış. Sakız satmış, simit satmış, ele güne muhtaç olmadan Trabzon Ticaret Lisesi’ni bitirmiş. 1968’de İstanbul’a ilk merhaba ve Sultanahmet İktisadi Ticari İlimler Akademisi... Fındıkzade’deki öğrenci yurdu, parasızlıktan Taksim’e yayan gidişler, çoban salata suyuna batırılan sıcak ekmeklerle karın doyurulan yıllar... 1979’da TCDD’nin Wagon Lit’ten sonraki ilk özelleştirilmesinde yemekli vagonların ihalesini 1 milyon 600 bin lirayla kazanır. 7 yıl raylar üzerinde 400 kişilik ekibiyle gece gündüz hizmet verdikten sonra 1983’te kapanmak üzere olan tarihi Borsa Lokantası’nı satın alır. Sonrasında ilk fast food Türk restoranını açmak vardır, Fenerbahçe’den Şişli’ye yeni Amerikan mutfağı ‘Loft’u da ekleyerek. Rasim Özkanca, şimdi Fransız Gastronomi Birliği’nin usta nişanlı üyesi. 29 yıllık eşi Suna ile Amerika ve Fransa’da işletme ve mutfak eğitimi gören kızı Bahar ile oğlu Umut, onun sağ kolu. Burası Özkanca’nın Çengelköy sırtlarında Boğaz’ın ayaklar altına serildiği yüzme havuzlu muhteşem konağı. Burası da Lütfü Kırdar’da dünya liderlerine ev sahipliği yapan Borsa Lokantası. Evde çiğköfte, kuru pasta, çay ikramı vardı, Borsa’da ise Allah ne verdiyse var. Afiyet olsun. Zirve öncesi CIA bizi 8 ay izlemişRasim Özkanca’nın Borsa’sı, NATO İstanbul Zirvesi’nde iki gün peş peşe öğle yemeği verdi Lütfi Kırdar’da. Birinci gün 30 devlet başkanı, 140 savunma ve dışişleri bakanı, 200 büyükelçi vardı. İkinci gün ise 50 devlet başkanı, 150 dışişleri ve savunma bakanı, 200 büyükelçi ve müsteşar... - Başta ben olmak üzere tüm personel zirvenin 4 ay öncesinden itibaren ıcığından cıcığına kadar güvenlik soruşturmasından geçirildik. Daha önce Clinton’lu AGİK, Dünya Gazeteciler Birliği-WAN, İslam Kalkınma Örgütü, OECD organizasyonlarında da hizmet verdiğimiz için çok deneyimliydik. Ama NATO İstanbul Zirvesi çok başkaydı, bütün dünya Lütfü Kırdar’da toplanmıştı. Başkan Bush’un güvenlik şefine ‘Servisten önce yemeklerimizi tadacaksınız herhalde’ dediğimde bana şu cevabı verdi: ‘Bizim ajanlar 8 aydır sizi izliyor, her gün sabah ve akşam burada yemek yediler. Sonunda yemeklerinizi test etmeye gerek olmadığına karar verdik. Sadece kimin nerede oturacağı ve mönü konusunda kimseye bilgi vermememizi istiyoruz.’ KASKATI KESİLDİMServise başlamadan salona girdiğimde birden kaskatı kesildim, o ne müthiş bir tabloydu. Yaptıklarımdan yüzde yüz emindim ama, yine de benim dışımdaki bir aksilikten meslek hayatım bitebilirdi. Allah korusun, yemekte veya yemekten sonra adamlardan birinin midesi bulansa ölmüştüm. Midesini üşütmüş olsa ya da bir gün önce yediklerinden karnı ağrısa ayıkla pirincin taşını. Dışarıyla her türlü telli telsiz telefon bağlantıları kesilmişti, Amerikalı güvenlikçiler sanki elektronik bir duvar örmüşlerdi. Yemeğe ayrılan süre 1,5 saat olarak belirlendiği için servisler şefin işaretiyle aynı anda başladı, aynı anda toplandı.İKİ GÜNÜN MÖNÜSÜBirinci günün mönüsü şöyleydi: Zeytinyağlı pazı, kırmızı biber, yaprak ve kurutulmuş Antep dolması, Faroz usulü ıspanak yatağında levrek buğulama, badem ezmesi üzerinde Deveci armut tatlısı, çifte kavrulmuş güllü, fındıklı, sakızlı lokum ve ince belli bardakta çay. İkinci gün içinse şunları hazırlamıştık: Tereyağı ve köy yumurtasıyla pişirilmiş peynirli suböreği, hünkarbeğendili kebap, patlıcan sapında açık ateşte pişirilmiş süt danasından şiş kebap, yanında közde pişirilmiş patlıcan püresi ve taze dağ kekiği, güllaç, mini acıbadem kurabiyesi, ince belli bardakta çay. RAKI İSTEYEN OLMADIŞarap olarak ise Sarafin Fume Blanc 2002 ve Sarafin Merlot 2002 servis ettik, rakı siparişi veren hiç olmadı. Levrekleri davetten bir ay öncesinden Bodrum’a sipariş ettik. Kuzu ve süt dana ise iki ay öncesinden Susurluk’ta hazırlandı.Bush Coca Cola içti Erdoğan Cola Turka ABD Başkanı George Walker Bush ve ötekiler bakalım neler yemiş, neler içmiş, neler yapmış elektronik duvarın arkasındaki Borsa sofralarında. Hem patron Rasim Özkanca anlatsın, hem de daha önce Clinton’a da servis yapan usta garson Haluk Çalışyüksel... İlk günkü mönüde nane yapraklı prezantasyonuyla Deveci armut tatlısı vardı. Bush armudun sapını çıkarıp sonuna kadar afiyetle yedi. Bir baktık ki, nane yapraklarını özenle bir tabağa koyuyor. Sonra bizden o tabağı Bulgaristan Cumhurbaşkanı Parvanov’a götürmemizi istedi. Bulgar Cumhurbaşkanı gülerek naneyi aldıktan sonra sağ elinin başparmağıyla Bush’a okey işareti yaptı.Başkan Bush, yemeklerde Amerika’dan getirdiği şekersiz ve kafeinsiz özel Coca Colası ile özel suyunu içti. Güvenlik elemanları kola ve suyun özel olduğunu masadaki öteki davetlilere hissettirmememizi de istedi. Bush 4 kutu kolayı uzun bardakta limonlu ve bol buzlu olarak içti. Bush aslında çok iştahlı biri, Vakfıkebir ekmeğinin doğal mayasıyla yaptığımız tırnak pidelerden 5 tane yedi. Çifte kavrulmuş lokum çeşitlerinden 6 tanesini yedi, birini yarım bıraktı.Chirac bayağı kuvvetli içiyorTayyip Erdoğan yemeklerde diyet Cola Turka ve su içti. Sayın Başbakanımızın bir özelliği de yemek ayırmaması ve tabağında hiç yemek bırakmaması.Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac hem bira istedi, hem de beyaz şarap. Bir biraya vuruyordu, bir beyaz şaraba, adam bayağı kuvvetli içiyor.İtalya Başbakanı Berlusconi birinci yemek olan dolma tabağından sonra beyaz şarapla peynir tabağı ve kavun istedi.İngiltere Başbakanı Tony Blair yemek boyunca yanında oturduğu Bush’la siyasi sohbetler yaptı. Yemeklerin hepsini zevkle yedi, beyaz şarabı tercih etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!