Buram buram erkek kokan yazarlar

Güncelleme Tarihi:

Buram buram erkek kokan yazarlar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2003 00:00

Ben zaten Can Dündar'ı bu yüzden seviyorum.Her fikrine katılmasam da, her yazdığına ayılıp bayılmasam da, şunu biliyorum: Bir erkek-yazar değil o. Sadece yazar. Yazı yazarken çoğunlukla cinsiyeti olmuyor. Erkek-insan gibi değil, insan gibi yazıyor. Çok zor bir şey bu. Bakınız Türk medyasına; cümleleri, sözcükleri baştan aşağıya erkek erkek kokan yazarlarla dolu. Ben bir erkeğim diyor onların her satırı. Ben böyleyim. Kodum mu oturturum. Ve şaşırtmıyor onlar insanı. Her hangi bir konuda ne yazacaklarını aşağı yukarı tahmin edebiliyorsunuz. Sürprizleri yok. Dümdüzler. Hep ama hep erkekler. Haliyle bir süre sonra da kabak tadı veriyorlar. Çünkü bir okur olarak ben, karşımdaki yazarın parlak fikirleri kadar empati yapabilmesine de önem veriyorum. Yani zaman zaman kendini bir kadının, bir erkeğin, hatta bir eşcinselin, bir entelektüelin, bir köylünün, bir işçinin, bir patronun, bir annenin, babanın, çocuğun yerine koyabilmeli, onun gibi düşünebilmeli. Ben ne yapayım ki, hep aynı adamı, hep aynı kadını, hep aynı sesi? Hayat bu kadar değişken bir şeyken, yazarın düşünceleri, duyguları nasıl değişmiyor? Nasıl olur da kendini ötekinin yerine koyamıyor, hep aynı gazeli okuyor? Tersi, kadınlar için de geçerli. Sürekli ama sürekli feminizm pompalayanlar da bana baygınlık veriyor. Ya da sürekli ısırarak yazı yazanlar, tek numaraları zekice aşağılamak olanlar. Havlayanlar, bağıranlar, ağaçkakan gibi sürekli kalemleriyle birilerini oyanlar...Can, öyle değil işte.Türk basınının nev-i şahsına münhasır yazarlarından biri.Dünkü ‘‘Nouma'nın şortunun içinde ne var?’’ yazısı mesela; logoyu kapat, yani tepesinde kaleme alan kişinin ismi yazmasın, yazının içindeki birinci çoğul şahısları da çıkar, biz nah anlarız, onu yazan kişinin bir erkek olduğunu!***Çengelköy'de İskele'de balık yiyoruz. Maaile. Babam bir ara ‘‘İyi ki gönderdiler o adamı. Yaptığı ne aşağılık bir şeydi!’’ diyor, ‘‘Kovulmayı haketti.’’ Biraz sonra amcam da aynı konuya değiniyor. Öfkesi yüzünden okunuyor. Ailemdeki bütün erkekler bu konuda hem fikir: ‘‘Bu adam bizim geleneklerimizi hiçe saydı, ne demek, elini şortunun içine sokmak...’’Zaten T.C sınırları içindeki erkeklerin büyük çoğunluğu böyle düşünüyor.Sınır dışı edilmeli.Mümkünse bir daha da bu ülkeye gelememeli...GenelKurmay da bu konuda açıklama yaptı ya, pes dedim, güldüm.Ve babamın yanına gittim:‘‘Bu sabah gazeteye taksiyle gittim. Bil bakalım ne oldu? Belki seni şaşırtır diye söylüyorum. Beni artık şaşırtmıyor da. Bu ülkede yaşayan bütün kadınlar gibi alıştım.’’‘‘Ne olduğunu söylesene...’’‘‘Taksici yol boyunca bir dolu abuk sabuk soru sordu. Bir kısmına cevap verdim, bir kısmını duymamazlığa geldim...’’ ‘‘Sana herhangi bir saygısızlık mı yaptı?’’‘‘Yok hayır, ama adamın eli sürekli bilmem neresindeydi! Konuşurken de kendini okşuyordu.’’‘‘Kızım, niye inmedin o arabadan!’’‘‘Baba, TEM'in ortasındaydık. Zaten bu ülkedeki erkeklerin çocuğu eli bilmem nerelerinde dolaşıyor. Hangi birine tepki göstereyim. Gün boyu kadınların böyle olaylara kaç kere tanık olduğunu bilsen. Elini cebine sokanlar, karıştıranlar. Geçen gün markete yürürken de aynı şey oldu. Nouma elini şortunun içine soktuğunda hissettiğiniz aşağılanma var ya, biz onu her Allah'ın günü yaşıyoruz. O yüzden de fazla şaşırmıyoruz. Tek fark bu sefer, bu hareket erkeklere çekildi. Evet iğrenç bir şey, ama bu sefer ki, sizin meseleniz. Zaten bu yüzden bu kadar büyük tepki gösterdiniz. Ama senin kadar şiddetli tepki göstermemi bekleme benden. Ben bu filmi her gün izliyorum. Üstelik kadınlara sürekli böyle davranan insanların bu kadar incinmiş ve alınmış olmaları da biraz garibime gidiyor. Anlayacağın bu ikiyüzlülük beni hasta ediyor! ’’***Can Dündar, dünkü yazısında soruyor:‘‘Peki neden eli şortunda gezen adamların diyarında Nouma elini şortuna soktu diye tepki gördü? Buna psikolojide yansıtma diyoruz: Kişinin yanlışını bir başkasına atfederek, kendini bunu fark etmekten koruduğu bir savunma mekanizması. Yani seyirci, kendi huyunun acısını onun teşhircisinden çıkarıyor.’’İşte bu yüzden seviyorum Can Dündar'ı.Herkesin ‘‘Adamın bu yaptığı Türk örf ve adetlerine aykırıdır’’ dediği bir ülkede, o kalkıyor, ‘‘Şaşırmasanıza beyler, bu bizim kendi huyumuz’’ diyor, örf ve adet dediğimiz şeyleri sorguluyor, dahası penis- erkek ilişkisini irdeleyen bir yazı döşeniyor.Buram buram erkek kokmuyor Can'ın yazıları.O Türk basının ender kalemlerinden biri olarak kendisini bir kadının yerine de koyabiliyor.Ve asla ikiyüzlülüğe prim vermiyor.Seni seviyorum Can.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!