Bu aşkın çöpçatanı Elele

Güncelleme Tarihi:

Bu aşkın çöpçatanı Elele
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

Duygu Dikmenoğlu ile Tan Sağtürk’ün ilk kez nasıl ve nerede biraraya geldiği ortaya çıktı

Biri top model dünyasının en güzel kadını olarak kabul ediliyor; diğeri Fransa'da birçok başarıya imzasını atmış, Türkiye'de de çalışmalarıyla dikkatleri çeken bir balet. Tan Sağtürk ve Duygu Dikmenoğlu geçtiğimiz şubat ayında ilk kez biraraya geldikleri moda çekiminden aylar sonra gene onları tanıştıran Elele Dergisi'nin Ağustos sayısı için poz verdiler...

Elele, o kış aşkı yaşatmaya kararlı. Bu filmdeki erkek oyuncu çoktan belli. Beden dilinin eğitimini almış, parmak uçlarında uçarcasına dans eden, incecik bedeni, mavi gözleri ve sarı saçlarıyla bir fırtına gibi esen, başarılı balet Tan Sağtürk’ten başkası değil. Tersi düşünülemez bile.

Peki tango yapacağı kadın kim olacak? Tango öyle bir dans ki ikili olarak bir mükemmeli oluşturmalısınız. Renkler, frekanslar, siluetler, zarafet ve kıvraklığın birbirini tamamlaması bir yana iki kişi bir araya geldiğinde elektriklenmeli ve zihinler inatçı bir paralelliği takip etmeli. Tan Sağtürk bir isimde ısrar ediyor. Bebek gibi yüzü, masmavi gözleri, masum ama yine de akıl almaz bir çekiciliğe sahip Duygu Dikmenoğlu. Duygu, o sıralar yoğun. Ancak ısrar gittikçe büyüyor. Çekim günü başka zamana aktarılıyor. Bir hayli uğraşılıyor. Ancak Elele, sonunda iki kişiyi bir araya getirmeyi başarıyor. Dans edecek iki kişi... Ve inatçı ısrarlar nihayet bir sonuca ulaşıyor. Tan Sağtürk, tangoyu yapacağı kadını çoktan seçmiş bile. Buna o zaman bir isim konulamıyor. Ancak bilinç altında, bir elektriklenme çoktan başlamış. Erkek oyuncu meğerse gizliden gizliye zaten Duygu Dikmenoğlu’nu beğenir dururmuş.

Elele Dergisi, belki de o çekimde iki kalbi bir araya getireceğinden habersiz, yine mükemmeli yaratmanın telaşı içinde. Fotoğrafçı, moda editörü, makyöz ve kuaför... Hepsi de kendi paylarına düşeni en iyi şekilde gerçekleştirmek için bir aradalar. Ve onlara bir adım uzaklıkta, kırılgan bir kıvılcımla ateş alan aşkın, en can alıcı noktasındalar. Bir bakış ve bir dans başlatıyor her şeyi. Onlar kendi yarattıkları büyülü ortamda, sanki hiç kimse yokmuşcasına aşklarının ilk dansına başlıyorlar.

Saatler, dakikalar, saniyeler birbirini kovalıyor. Yanak yanağa, göz göze, ten teneler... Belki başka bir çekimde bu denli yakın, bu denli coşkulu bir yakınlaşma olmayacaktı. Ama tango yapacağını yapıyor işte...

Tangonun gizeminde

Kıpkırmızı bir ruj, dekolte siyah bir elbise ve keskin mavi gözlerin esaretinde yitip gidiyor her şey. Çekim aralarında fısıltıyla başlayan konuşmalar, tangonun bedenleri birleştiren tutkusuyla alıp başını gidiyor. Artık tüm duygular, ihtirasın egemenliği altında el ele ve göz göze... Aralarındaki uyum ve heyecan daha ilk bakışta fark ediliyor. Elele, bir aşkın başlangıcını işte böylesine yoğun bir ortamda, sonsuza dek resmediyor. Bu aşk bir süre herkesten gizleniyor. Ancak en sonunda açıklamak zorunda kalıyorlar. ‘‘Onun en çok çekimlerdeki bakışlarından etkilendim. Çok genç, ama çok olgun. Ona danışıyorum ve fikir alıyorum’’ diyor Tan Sağtürk. Duygu Dikmenoğlu ise ‘‘Tan’dan daha iyi bir insan bulamazdım’’ derken aşkla yeni tanışmanın verdiği heyecanı ve mutluluğu yaşıyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!