Bu albümle kazanılacak parayı ben hak etmedim

Güncelleme Tarihi:

Bu albümle kazanılacak parayı ben hak etmedim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2005 00:00

Emre Altuğ, son albümü ‘Dudak Dudağa’dan sonra yeni bir maxi single çıkarıyor. DMC etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alacak albüm 5 şarkıdan oluşuyor: Nazan Öncel’in ‘Erkekler de Yanar’, Zerrin Özer’in ‘Ağlayamıyorum’, Selami Şahin’in ‘Sensiz Olmuyor’, Teoman’ın ‘Bir Damla Göz Yaşı’ ve Emre Altuğ’un çıkış şarkısı olan ‘İbret-i Alem’in hem akustik hem de remiks versiyonu.

Yapımcılığını Ercan Saatçi’nin üstlendiği albümün tüm geliri Milliyet Gazetesi’nin ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasına bağışlanacak. Emre Altuğ albümün satmasını her şeyden çok istiyor: ‘Hayatımda ilk defa kendi üretimim olan bir şey için insanlara yalvaracağım. Almalarını isteyeceğim. Hatta 5 tane alıp, eşlerine dostlarına da hediye etmelerini istiyorum.’

Piyasaya çıkardığınız şeyin adı maxi single. Bana bir maxi single tanımı yapar mısınız?

- Maxi single’ın dünyadaki yeri ile Türkiye’deki yeri çok farklı. Aslında maxi single diye bir şey yoktu biz uydurduk. Çünkü Türkler bu single işini sevmedi. İki şarkılık kasete onca para verince kendini kazıklanıyormuş gibi hissetti. Bunun üzerine yapımcılar iki şarkıyı, dörde, beşe çıkardı. Maxi single’larda ikiden fazla şarkı var ama bir albüm kadar da çok şarkı yok.

Bir şarkıcı neden maxi single çıkarır?

- Biz DMC ile sözleşme imzalarken aklıma geldi. Ercan’a (Ercan Saatçi) ‘Benim sağda solda, filmlerde, dizilerde söylediğim ve kaydı olmayan birçok şarkı var. Bunları bir kasette toplasak’ dedim. O da olur dedi. O gün karar verdik.

Kimileri bunu ‘Yeni beste yapamadı ama gündemden de düşmek istemediği için böyle yaptı’ diye yorumluyor... Ne diyorsunuz?

- Doğru. Müzik yapmak istedim ama albüme başlamak için de erkendi. Yeni beste yaptım ama henüz bir albüm oluşturacak kadar çok yeni besteyi bir araya getirmedim.

Bu albümde Nazan Öncel’in ‘Erkekler de Yanar’ şarkısı var. Bu şarkıyı daha önce Neredesin Firuze filmi için söylemiştiniz ama albüme girmemişti. Sorun neydi? Kendinize mi sakladınız?

- Albüme girmesine izin vermedim. Özel bir mesele. Buna pek cevap vermek istemiyorum izin verirsen.

İzin vermiyorum.

- Peki o zaman şöyle söyleyeyim. Ben bir profesyonelim bu profesyonel bir iş, sonunda birileri profesyonel bir kazanç elde edecek, benim yaptığım işin de bir bedeli var. Müslüm Gürses’e veriliyorsa bu bedel, bana da verilmeliydi. Bana verilmiyorsa ben de kasete konulmasına izin vermem. Ben Ezel’e (Neredesin Firuze’nin yönetmeni Ezel Akay) arkadaşlık görevimi yaptım, filmde şarkıyı seslendirdim, bedava. Film için gerekli rolümü de aldım, gene bedava. İş kasete gelince orada durun dedim. Kasetin yapımcısı Hasan Saltık’la aramıza girenlerin olayı saptırdığını düşünüyorum. Ben Hasan Bey’le tek başıma konuşsaydım anlaşabilirdik. Bir şey itiraf edeyim, o soundrack’da olmayı çok isterdim. Kesinlikle çok iyi bir işti. Ama olmadı. Şarkıyı film için düzenlediğimiz haliyle kasete koydum. Düzenlemeyi yapan arkadaşlar da paylarına düşen parayı aldılar. Çünkü en doğal haklarıydı.

Selami Şahin’in ‘Sensiz Olmuyor’ şarkısı da albümde var. Bu şarkıyı geçen sezon oynadığınız televizyon dizisi sayesinde keşfettiniz değil mi?

- Evet. Osman Yağmurdereli buldu. Bir gün ‘Jeneriğe bu şarkıyı koyacağım. Geçmişte Zeki Müren ve Emel Sayın da okumuş bunu. Bir hafta birini, ertesi hafta diğerini kullanacağım’ dedi. Beşinci bölümde senaryo ile birlikte bu şarkı da geldi. Bir hayal sahnesinde esas kıza serenad yaparken ben Sensiz Olmuyor’u söyledim. Ortaya başarılı bir sonuç çıktı. Sonra bir baktık ki benim şarkıyı söylediğim dakika reytingler yükselmiş. Bunun üzerine jeneriğe benim söylediğim hali girdi. Ve ondan sonra çok ilgi gördü. İnternette en çok indirilen şarkılardan biri oldu. Ben çok istendiği için konser repertuvarıma aldım. Dolayısıyla albüme girmesi kaçınılmazdı.

Albümün tüm gelirini bir sosyal sorumluluk projesine bağışlıyorsunuz? Neden?

- Bu biraz da duygusal bir

tavırdı. Yedi senedir bu piyasadayım. Ben herkesten sadece sevgi ve saygı gördüm. Ve onlar bana para kazandırdı. Sevdiğim işi yaparak para kazandım üstelik. Karşılığında ben de bu halka faydalı olmak istedim. Maddi anlamda hırs sahibi bir insan değilim. Hem bu albümde kazanılacak parayı hak etmediğimi düşünüyorum.

O neden?

- Çünkü albümün içinde yeni bir şey yok, yeni bir beste yok. Ben bugüne kadar yeni ürettiğim şeylerden para kazandım. Oturdum düşündüm, o zaman bu albümü bir sosyal hareket için yapayım dedim. Gittim bu fikrimi DMC ile paylaştım. Ercan’a ‘Bu albüm kendi masrafını çıkarttığı andan itibaren DMC’nin de para kazanmasını istemiyorum’ dedim. Memnuniyetle kabul etti. Bu albüme harcanmış bir 70 milyar lira var. O para çıktıktan sonra gelen bütün para kızlarımızın eğitimi için harcanacak.

Gelir, Milliyet Gazetesi’nin Baba Beni Okula Gönder kampanyasına bağışlanacak. Neden bu kampanyayı seçtiniz?

- Bir eğitim seferberliği olmasını istiyordum. Çünkü Türkiye’de hálá en önemli eksiklik eğitim. DMC ile birlikte şu anda varolan eğitim kampanyalarını araştırdık. Mevcut kampanyalar içinde en güçlü ve en çok noktaya ulaşabilenlerden biri olduğu için projenin içindeydim. Hem bu seferberlik sadece okula gönder kampanyası değil, okulu onarma, yapma, yurt yapılması ve onarılması seferberliği.

Bu kampanya bir kız fotoğrafıyla simgeleniyor. Ne hissediyorsunuz o fotoğrafı gördüğünüz an?

- Bizim sektörün karnı bu işlere biraz tok. Ambalaja karışmam ben. Çünkü ambalajla bu işlerin olmayacağını bilirim. Bu kampanyanın içine o kız güzel baktığı için girmedim. Elle tutulur çok sağlam nedenlerim var.

Dudaklarımı inceltmeyi düşünmüştüm, iyi ki yapmamışım

Fiziksel görünümünüzü albüm için mi değiştirdiniz? Yoksa yeni bir proje mi var?

- Hayır hiçbir proje olmadığı için, bütün işler bittiği için kendime imaj yaptım. Bir sabah kalktım ve saçlarımı kısa kestirmek istedim. Sakallarım yıllardır hep aynıydı. Onlara da şekil verdirdim. Albümün geliri ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasına bağışlanınca ben de kız öğrencilerle birlikte yeni bir kapak fotoğrafı çektirdim. Öyle olunca bu albüm için imaj yapmış gibi oldum.

Zaman zaman görünümünüz sesinizin ve yaptığı işin ötesine geçiyor. Bu durumdan sıkıldınız mı? Ara sırada ‘Keşke daha az yakışıklı olsaydım’ diye düşünüyor musunuz?

- Konservatuvarın ilk sınıfında dudaklarımı inceltmeye karar vermiştim. Çünkü artikülasyonum ve diksiyonum beni çok zorluyordu. Sabahtan akşama kadar ağzımda kalemle çalışıyordum. Sonunda becerdim. Yıllar sona iyi ki yapmamışım diye şükrettim. Çünkü dudaklarımın bu kadar meşhur olacağını bilmiyordum. Evet Sezen Aksu’nun dudaklarının ilgi çektiğini biliyordum ama kadın diye ilgi çekiyor herhalde diye düşünüyordum. Meğer öyle değilmiş.

Kendinizi beğeniyor musunuz?

- Herkes kadar. Zaman zaman beğeniyorum, zaman zaman nefret ediyorum. Ama çoğunluk beni vasatın üstünde buluyor. İnanılmaz seksi, çok yakışıklı bulanlar da var, ‘eh işte’ diyenler de. Ama bunun dezavantajları var. Zaman zaman sektör tarafından ciddiye alınmadım. Çünkü bizim sektör güzel insanın yeteneksiz olduğuna inanır. Zeki olmadığını düşünür.

İstanbul Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunusunuz ama herkes sizi şarkıcıyken oyunculuğa soyunanlardan zannediyor. Bu duruma bozulmuyor musunuz?

- Hayır. Çünkü bu bilinçli yaptığım bir şey. Ben oyuncu olduğumu hiçbir zaman bas bas bağırmadım. Bunun avantajını da yaşıyorum. Oyuncu olarak bilinseydim şarkıcılığım çok ciddiye alınmazdı ve oyuncuğum da ciddi anlamda eleştirilirdi.

TABİİ Kİ SEZEN AKSU BANA İLHAM VERDİ

Sezen Aksu, Kars’ta verdiği son Kardelenler konserinde ‘Bizim açtığımız yoldan Emre Altuğ da geliyor. Mutlu oluyorum’ demiş.

-
Ne güzel, sağ olsun. Beni takdir etmesi beni mutlu eder. Ama aynı kefeye konsun istemem. Onların yaptığı bir proje ve o proje Sezen’e çok yakışıyor. Ben bu projeyi yürütmüyorum, sözcüsüyüm. İki ay sonra başka biri sözcü olacak. Bu bir yazar olur, rock şarkıcısı olur, manken olur, ressam olur.

Sezen Aksu size ilham verdi mi?

-
Tabii verdi. Sezen Aksu bana pek çok konuda ilham verdi bana bugüne kadar. 1. Kadınlar konusunda. Ben kadınları onunla anladım. 2. Şarkıcılık konusunda. Pop şarkıcılığını da Sezen’le anladım, Sahne şarkıcılığını da Sezen’le anladım. Dolayısıyla bunu da Sezen’le anlamış olabilirim.

KLİBİ HER AN DEĞİŞTİREBİLİRİZ

Albümün ilk klibi hangi şarkıya çekilecek?

- Sensiz Olmuyor’un iki versiyonunu birleştirdim. Akustik versiyonu ile başlayıp 70’lerin sound’u ile yapılmış bir dans versiyonu ile bitiyor. Klibi de ona çektik.

Nasıl bir klip? Kampanya ile ilgili mi?

- Hayır. Çünkü klibi 31 Temmuz’da çektik. Montaj 1,5 ay sürdü. Yönetmenimiz Süleyman Yükseler ve ben tatmin olana kadar uğraştık. Ama hálá emin değilim. Her an değiştirebiliriz.

Bu albümün tanıtımını bu kliple yapmamak gerek diye düşünüyorum. Çünkü bu klip çekildiğinde ortada bu kampanya yoktu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!