Birlik sadece sahnede kalmasın

Güncelleme Tarihi:

Birlik sadece sahnede kalmasın
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2010 00:00

Bir yanda Beyaz Türk-Siyah Türk, türbanlı-türbansız, milliyetçi-bölücü kamplaşmaları, bir yanda zorunlu din dersi başlığı altında tek tip din tartışmaları... Uzlaşma çağrıları bir kulaktan girip diğerinden çıkıyor. Gidişattan rahatsız olan sanatçı bir grup, deyim yerindeyse, kulağın duymadığı mesajı göze sokmak için sahneye çıkıyor. Yönetmen Şule Ateş, prömiyeri 6 Kasım’da yapılacak olan ‘Birlik/Tevhid/Oneness’ gösterisinin özünü Alevi felsefesi, onu da kuantum fiziğiyle açıklıyor

“Bu gösteri, bütün bu kutuplaşmaların, kamplaşmaların, çatışmaların, sen-ben davalarının aslında ne kadar anlamsız olduğunu anlatmaya çalışıyor. Çünkü hepimiz aynı kaynaktan, tek bir noktadan geliyoruz. Aynı hammaddeden yapılmışız, aslında aynı şeyiz, biriz. Bütün insanlık, bütün dinler, kutsal kitapların tamamı aynı özden, aynı başlangıçtan geliyor. Bütün varoluş canlı tek bir organizma gibi bir bütün. Tam da kuantum fiziğindeki gibi, tam da Alevi felsefesindeki gibi. Bugün ‘Birlik’i savunan bu felsefeyi tanımaya, hatırlamaya, içselleştirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.”
Bu sözlerin sahibi, doğma büyüme İstanbullu, tiyatrocu Şule Ateş geçen temmuzda köklerini bulmaya Erzincan’a gidiyor. Hem, Alevi bir ailede doğmasına rağmen ancak üniversitede tanıştığı Aleviliğin özünü görmek ve göstermek, hem de dünya metropolünde yaşayan kentli bir sanatçının geleneksel kültürle ne şekilde ilişkilenebileceğini ortaya koymak için. 12 gün kaldığı Mercan Sürbahan ve Brastik Köyleri’nden 30 kaset dolusu röportajla dönüyor.
“Aslında 20 yıldır yapmak istediğim proje bu. Çağdaş gösteri sanatıyla uğraşan bir sanatçı olarak zaten farklı kültürlere ilgi duyuyorum ve o kültürlerden yola çıkarak, güncel gösteriler yapmaya çalışıyorum. Bu bağlantıyı kendi kültürümle nasıl kurabilirim, bu kültürel belleği bugünün belleğiyle, güncel bellekle nasıl örtüştürebilirim diye düşündüm. İşe köklerimden başladım.”

Ateş, bu safhaya yoğun bir araştırma sürecinden geçerek geliyor. Erdoğan Çınar’ın kitaplarında rastladığı, kuantum fiziğiyle Alevilik felsefesi arasındaki paralellik, onu kuantum fizikçileri Prof. Dr. Cengiz Yalçın ve CERN Türkiye ekibinden Doç. Dr. Serkant Çetin ile buluşturuyor:

KUANTUM FİZİĞİYLE PARALELLİK TAŞIYOR

“Kuantum fiziğine göre evren, ‘tek bir nokta’daki büyük bir patlamayla oluşuyor. Aleviliğin yaratılış mitolojisinde Hak, hiçlik deryasında ‘inci gibi bir nokta’ iken, Nur-u vahid olarak hiçte vara geliyor. Fizikçilerle temasımda, bazı noktalara itiraz etseler de ilginç benzeşmeler olduğunu kabul ettiler.”

Ateş, Alevilikle kuantum fiziği arasında kurduğu bu paralellikleri bir animasyonla görselleştiriyor. Alevi dedeleriyle yapılan röportajlar ve bu animasyon, gösterinin omurgası olan bir saatlik video halini alıyor. Bu video, nefes ve deyişlerin çağdaş müziğe, semahın çağdaş dansa dönüştürüldüğü bir performansta izleyiciyle buluşuyor.
“O geleneğin müzik ve dansını bugüne ait dille ifade etmeye çalışıyoruz. Edip Harabi’nin ‘Vahdetname’ adlı uzun bir nefesi var. Cem Yıldız onun bir bölümünü yeni bir soundla yorumluyor. Hem semah hem çağdaş dans tekniklerine hakim Bedirhan Dehmen’in kareografisiyle sekiz dansçı da eşlik ediyor. Ben bu haliyle gençlerin de ilgisini çekebileceğini umuyorum.”

KÜRT TİYATROLARI BİLİNCİ ÖRNEK OLMALI

Bütün etnik kültürlerin kendini ifade etmeye hakkı var. Bu hakkın savunulması ve bu hakka sahip çıkılması, kendilerinin de bunu talep etmesi gerekiyor. Kürt tiyatrolarının geldiği bilince bütün etnik kültürlerin gelmesi gerekiyor. Aslında kültürel olarak kendinizi ifade edebildiğinizde bütün sorunlar çözülecektir. Çünkü o zaman kimse kendini dışlanıyor, ayrımcılığa uğruyor hissetmeyecektir. İletişim kültür ve sanat üzerinden kurulacaktır.

HERKESİN YENİK DÜŞTÜĞÜ: NEFS

Sizce neden birlik sağlanamıyor, sanatçı olarak neye bağlıyorsunuz?
- Alevi felsefesi üzerinden cevap vereceğim, nefs. Herkes nefsine, zaaflarına yenik düşüyor. Çıkarlar çatışıyor. İnsan doğası bu aslında. İyilikle kötülük çatışıyor. Şu an kötülük galip gelmiş gibi görünüyor. Ama diğer yandan gidilebilecek en son nokta karşıtını yaratır. Belki de bu noktadan sonra iyilik gelecek.

Gösterinizin bu noktaya katkı sağlamasını bekliyor musunuz? İlaç olur mu sizce?
- Onu ancak umabilirim. Belki uzun vadede bir şeylerin dönüşmesine yardımcı olabilir. Sanatçı olarak hiç değilse bir parçacık tetikleyici gücümüz olduğuna inanmayı istiyorum. Ama bunun için geniş kitlelere ulaşması lazım.

Bu konuda endişeniz mi var?
- Burada başka bir sorun çıkıyor ortaya. Bağımsız sanatçıların dramı. Maalesef çağdaş tiyatro ve çağdaş dans gösterilerinin sergilenebileceği salonlar yok. Garajistanbul hepimize yetişemiyor. Talimhane Tiyatrosu açılmıştı, o da birtakım nedenlerle kapandı. İnsanlar kendi kişisel çabalarıyla mekan oluşturuyorlar. Biz ticari kaygılarla iş yapmıyoruz; kamu hizmeti yapıyoruz ve çoğu zaman cebimizden harcıyoruz. Kültür Bakanlığı’nın bu soruna el atması lazım.

GÖSTERİ PROGRAMI
Açılış: 6 Kasım (Enka Kültür Merkezi)
Oyun: 22-26 Kasım (Garajistanbul), 7 Aralık (Kozzy Kültür Merkezi, Kozyatağı), 9 Aralık (Caddebostan Kültür Merkezi), 13 Aralık (Üsküdar Tekel Sahnesi)

KİM KİMDİR

İLK ETNİK ÇALIŞMA: ROMANLAR
· Şule Ateş: Ankara Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu. 1992’de Hüseyin Katırcıoğlu ve Zişan Uğurlu ile Yada Tiyatro’yu kurdu. Tiyatronun ilk oyunu İsmene’de oynadı, ilk performansı ‘Akşam Yemeği’ oldu. 2004’te Murathan Mungan’ın öyküsünden uyarladığı ‘Kasım İle Nasır’ı Diyarbakır’da, Diyarbakırlı gençlerle sergiledi. Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi (ÇGSG)’nin kurucularından olan Ateş’in diğer çalışmaları şöyle: ‘Uzun Yol:Türkiyeli Romanlar Hakkında Belgesel Oyun’, ‘Kahramanın El Kitabı’, ‘Geçici İşgal’, ‘Vakit Tamam Beyler!’ (Eliot şiirlerinden).

‘HIRSIZ-POLİS’İN ‘İMKANSIZ’I
· Cem Yıldız: İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı mezunu. Zülfü Livaneli, Şükriye Tutkun, Yıldız Tilbe’ye bağlama sanatçısı olarak eşlik etti. Çıkışı 2004’te Orient Expressions adlı grup albümüyle oldu. İlk solo albümü, Kanal D’nin sevilen dizisi ‘Hırsız Polis’in hit parçası ‘Aşk-İmkansız’ uzun süre dillerden düşmedi. Son olarak Fransız DJ Smach’la birlikte ‘Hû’ isimli bir albüm yaptı. Orient Expressions’ın son albümü ‘Kırık Kalpler Albümü’ ile konser programlarına, ayrıca birçok dizi ve sinema film müziği çalışmalarına devam ediyor.

SOSYOLOJİ MEZUNU DANSÇI
· Bedirhan Dehmen: Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu. Aynı dalda master, tiyatro eleştirmenliği ve dramaturji bölümünde de doktorasını yaptı. Dansa ilk olarak, Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’yle başladı. Bir dönem semahlar üzerine çok yoğun çalıştı. Halen Yeditepe ve Koç Üniversiteleri’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu ile organik bağını sürdürmeye çok önem veriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!