Bir Kitap

Güncelleme Tarihi:

Bir Kitap
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2004 00:00

Yerbilime bir tarihsel bakış‘Vanuatu Adalar denizinin Tanna adası gibisiyle hiç karşılaÅŸmadım. Sözcüğün tam anlamıyla korku ve saygı salmıştı içimde. Yasur Dağını görmeye gidenler, lav akıntısının oluÅŸturduÄŸu koninin yüzeyinden kolayca tırmanır. O sırada karanlık çökmektedir. Kimi kayalar boÅŸlukları dolayısıyla öylesine hafiftir ki insan kocaman süngerimsi bir kayayı tek eliyle başından yukarıda tutabilir. EÄŸer rüzgar kiÅŸiye doÄŸru esiyorsa, leÅŸ gibi bir koku taşıyacaktır, ama kulakların bunca çarpıcı bir biçimde etkileneceÄŸi akla gelmez. ‘Sanki kiÅŸi ard arda gelen dev dalgaların sıra sıra kayalıkları dövdüğünü duymaktadır; oysa, duyulan, dağın karnındaki akışkan lavın çalkantısıdır. Kraterin kıyısından ortalık aydınlıkken bakıldığında görülen, yalnızca, uçurumun dibince bir kaç ışık lekesi, arada sırada, belli belirsiz bir lav kaynamasıyla birlikte derinden derine duyulan büyük uÄŸultu... ‘Ama karanlık çökerken tüm görünüm deÄŸiÅŸir.. Işık saçan bir koca kazan erimiÅŸ kayanın, yanardağın olaÄŸanüstü büyüklükteki iç yamaçlarını aydınlattığı görülür. Sonra, yer sarsıntıları sürer ve çağıltı artarken zaman zaman kor kırmızı maddenin fıskiye biçiminde yükseklere fışkırdığı görülür ki, dünyanın en güzel havai fiÅŸek gösterisi yanında hiç kalır... ‘Yasur Dağı, maddenin yüreÄŸinde saklı gizi, dünyamızın ve evrenimizin doÄŸasının niteliÄŸini açıklıyordu...’En eski bilimÄ°ÅŸte biz böyle bir yerkürede yaşıyoruz ve yukarıda anlatılan büyüleyici atmosfer, kent yaÅŸamlarımızın sakin ve göreceli güvenli ortamının bizi kopardığı doÄŸanın ta kendisini anımsatmaktadır bize. Yerküre bilimi, insanlığın en eski, en ilginç, masalsı yönü en çok ve en tarihsel bilimlerinden biridir. Düşünün, insan varoluÅŸundan itibaren yerkürenin tam kucağında büyümeye baÅŸladı ve onun sakin yüzünü, yönünü ana kucağı olarak bellerken, vahÅŸi, korkutucu, öldürücü yüzü üzerine de masal uydurdu.Yerkürenin özelliklerinde, yaÄŸmurda, ateÅŸte, ÅŸimÅŸekte, gökgürültüsünde, ve yerküreye hayat veren Güneş’te ve daha bir dizi doÄŸa olayında, tanrının yüzünü gördüğünü sandı. Yerkürenin tarihine, geçmiÅŸine iliÅŸkin bilgiler bize insanoÄŸlunun masallarından aktarılır. Söylenceler, geçmiÅŸ olaylar hakkında bugüne bilgi taşıyan çok önemli kaynaklardır ve yerbilimleri bundan çok yararlanır. Yer bilimlerinin tarihinin ilk aÅŸamaları, insan düşüncesinde temel atar. Bunlar daha sonra anlamlandırılarak ve ayıklanarak bilim kültürüne entegre edilecektir.Onlarca soru varBugün bile yerküre hakkında onlarca temel soru, yanıt beklemektedir. Yazar, yerküre üzerine bugüne kadarki en önemli ve ilginç düşünceleri ve kuramların geliÅŸimini, bu konuda yapılan araÅŸtırmaları ve yazılan kitapları kuyumcu titizliÄŸi ile iÅŸleyerek, bu ilginç ve önemli kitabı ortaya çıkarttı. Yerküre veya yerbilim tarihini çok sayıda disiplin inceliyor. Mineroloji (mineralbilim), kayabilim (petroloji), yerfiziÄŸi (jeofizik), tortulbilim (sedimentoloji), yerÅŸekilleri bilimi (jeomorfoloji), fosilbilim (paleontoloji), tabakabilim (stratigrafi), haritacılık... Bunların her birinde üretilen bilgilerin toplamı, yerküre tarihini bütünleÅŸtirmeye çalışır. ‘Yerbilimin en temel sorunu, geçmiÅŸi anlamaya çabalamasıdır,’ diyor yazar. Bu nedenle yerbilimcileri, yer katmanlarını okunacak bir kitaba benzetirler. Yerbilimleri geçmiÅŸle uÄŸraÅŸtığı için, ister istemez yorumlara, hitopezlere kuramlara dayanır.. Bu nedenle de yazar ‘yerbilimleri tarihinin bize öğreteceÄŸ bir ÅŸey varsa, o da yorumların durmadan deÄŸiÅŸmekte olduÄŸudur’, diyor. Bu nedenle bugün benimsenen yorumların gelecekte deÄŸiÅŸme olasılığı çok yüksektir.ÇaÄŸcıl masal‘Yerbilimcinin sorunu genellikle üç ayaklıdır: Önce yerküreyi, yapısını, davranış biçimini gözünde canlandırmanın bir yolunu bulmalıdır. Sonra bir biçimde tarihini anlatmalıdır. Sonundaysa, ortaya koyduÄŸu tasarıma, tarih veya kurama insanları inandırmalıdır’ diyor yazar.Yazar kitabını düşünceler tarihi kitabı olarak nitelendiriyor. Tabii yerküre üzerine düşünceler. Ve en çok da, bugünün yerküre tartışmalarını en çok etkileyen, devrim sayılan, levha (tabla) tektoniÄŸine yer verdiÄŸini itiraf ediyor. Ama, düşünceler tarihinin nirengi noktalarını da hiç ihmal etmiyor.Kitabın içeriÄŸi hakkında konu baÅŸlıkları okura daha geniÅŸ bir bilgi sunuyor: 13 bölümden oluÅŸan kitabın bölüm baÅŸlıkları şöyle:Ana bölümlerSöylencelerin sarmaladığı yaÅŸam dolu bir dünya: Antik ÇaÄŸ, OrtaçaÄŸ, ve Rönesans döneminde yerküre üzerine düşünceler.Yerküre üzerine mekanik kuramlar ve doÄŸa kaynaklı tanrıbilim.Yerbilimde ilk adımlar: Evrenin oluÅŸumunu ve mineralbilimini bir yana bırakış.Sıcaklık, ateÅŸ ve su üzerine düşünceler.Uzaklık ve yükseklik ölçümlü yeryüzü haritasının yapımı: Toprak üzerinde egemen olmanın koÅŸulu.Yerbilimde zaman ve yerbilimsel deÄŸiÅŸimin hızı.Ä°klim, buzullaÅŸma ve yeryüzünün yontulması.DaÄŸların oluÅŸum süreci ve yerkürenin elektrosu.Kayalar ve kayaların oluÅŸumu üstüne düşünceler: maÄŸma, migma ve ötesiÖlçüm araçları yardımıyla düşünmek: Yersantıntıları, ilk deprembilim çalışmaları, ve yerkürenin saklı iç yapısı.Kutuplar ve kıtalar mı geziniyor; yoksa büyüme mi var?Bazı daha temel düşünceler.Sonsuz yerine bazı düşünceler.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!