Bir deri bir kemik olmaktan daha güzel bir şey yok!

Güncelleme Tarihi:

Bir deri bir kemik olmaktan daha güzel bir şey yok
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2009 00:00

Başlıktaki aforizma, iki hafta önce Kate Moss’un ağzından çıktı, ortalık karıştı, İngiltere’de herkes ayağa kalktı. Ebru Şallı’nın, şişman kadının güzel olamayacağı yönündeki beyanatı, yerel bir şöhret olmanın handikapıyla, bu kadar ses getirememişti. Söz ağızdan çıktı bir kere. Şimdi herkes, bir kez daha Moss’a saldırıyor. Peki, skinny jean denen şeye ilham veren, onu bir arzu nesnesi haline getiren bu kadın çok mu haksız?

Ben hiç, obez olmaktan daha güzel bir şey yok diyen birine rastlamadım. Herkes zayıflamaya çalışıyor, diyet yapıyor, spor salonlarında kendini helak ediyor. Sonra skinny (bir deri bir kemik diyelim) denen şeye adını veren kadın, ben bu halde mutluyum, diyor ve yuhalanıyor.

Cümleye dökülmemiş, seslendirilmemiş bazı fikirler vardır. Herkes içinde büyük ölçüde doğruluk payı taşıdığını bilir ama kimse söylemeye cesaret edemez. Çünkü o cümleyi kurduğu an, kalabalıkların saldırısına uğrayacağını bilir. Zaten, toplumun selameti açısından söylenmemesi belki de daha iyidir.

Sonra biri çıkar; belki patavatsızlığından, belki umursamazlık sınırında dolaşan cesaretinden, ya da zaten bütün o tepkiyi üzerine çekmek istediğinden seslendiriverir herkesin aklından geçeni.

Geçenlerde Kate Moss’un başına gelen de buna benzer bir şey.

Önceki hafta, yeni parfümü Vintage ile Topshop’a hazırladığı son koleksiyonu tanıtmak için İngiliz Women’s Wear Daily dergisine bir röportaj verdi Moss. O meşhum cümleyi de, söz konusu röportaj sırasında kurdu. Elbette cümlenin öncesi ve sonrası vardı...

Sohbet, güzelliğin tanımından başlıyor. Röportajcı üçüncü soruda, bir hayat felsefesi olup olmadığını soruyor Moss’a. O da “Dünya kadar var. Biri de, hiçbir şey sıska olmanın verdiği haz kadar lezzetli değil. Hep dener ve aklınızın bir köşesinde tutarsınız ama beceremezsiniz” diyor.

Sonrasında röportaj tamamen başka yönde devam ediyor. Yani soruları soran kişi, bu cümlenin üzerinde durmamış.

Zaten asıl kıyamet, röportaj yayınlandıktan sonra koptu. Bunun önemli bir nedeni, süpermodelin kabarık sicili.
Kariyerinin başından beri, çok ince görüntüsünden dolayı genç kızların anoreksi ve bulimia nedeni olarak gösterildi, kokain kullanırken yakalandı.

Ama asıl önemli olan, Kate Moss’un binlerce hatta milyonlarca genç kız için rol model olması. Üstelik, yıllardır kendi ismiyle koleksiyonlar hazırladığı Topshop, gençlerin en çok tercih ettiği markalardan biri.

Zaten Moss’la zıt kamplarda bulunan meslektaşı Katie Green, bu sorumsuz açıklama nedeniyle bulimik ve anoreksik sayısında artış olacağını öngördü. Kendisi, İngiltere’deki 0 bedene hayır kampanyasının yüzü.
Kate Moss, Kate Moss değil de, sıradan bir kadın olsaydı, söylediklerinde hiç bir yanlış yoktu. Sıska ile zayıfı birbirinden ayırdığınız sürece elbette. Çünkü herkes zayıf olmak ister, zayıfken kendini daha iyi hisseder. Aksini iddia etse bile.

Çevrenizde şişmanlığın teorisini yapmış, hayatın zevklerine sırt dönmemek, tadını çıkarmakla ilgili sonsuz konuşmalar yapabilen insanlara rastlarsınız. Onlara bir sorun bakalım, hayatlarında hiç rejim yapmamışlar mı.
Zayıfken kendinizi daha sağlıklı, hafif, fit, güzel hissedersiniz. Evet, bunların bir kısmı 21. yüzyıl dayatması, bundan 200 yüzyıl evvel daha yuvarlak kadınlar makbuldü. Ama bir kısmı da tıpla alakalı son derece teknik veriler. Bir deri bir kemik olmak ise, olsa olsa podyumlarda kazanç sağlayabilir insana.

Ne tuhaf, her şeyin uçlarda yaşandığı günlerdeyiz. Sorunumuz ya obezite ya da anoreksiya. İkisinin arası yok. Zayıflığı övseniz anoreksiyayı, aksini savunursanız obeziteyi pompalamakla itham edilebilirsiniz.

WONDERBRA MODELİYDİ 40 BEDENE ÇIKINCA İŞTEN ATILDI
/images/100/0x0/55eb2326f018fbb8f8ada59c

Katie Green, ülkesi İngiltere’de 0 beden ile savaşın popüler yüzü. Kate Moss’a savaş açmış durumda. Çünkü ülkede 3 bin gençle yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, yeniyetme kızların yüzde 75’i, Kate Moss’un bir resmini görünce, derhal zayıflaması gerektiğini düşünüyor.

Katie’nin hikayesi, bundan yaklaşık 2 sene önce başladı. Modellik yaptığı iç çamaşırı markası Wonderbra, 2008 başında sözleşmesini feshetti. Ya iki beden incelecekti, ya da gidecekti. Katie o sırada 40 bedendi.
Olay basına yansıdı, Katie parlamento binası önünde iç çamaşırlı protesto eylemleri yaptı. Bir süre sonra, marka imajını daha gerçek ve sağlıklı bir kadın görüntüsü üzerinden kurgulayan iç çamaşırı markası Ultimo, kapısını çaldı ve yeni işvereni oldu.

Modelin mücadelesi, İngiliz parlamentosu üyesi Liberal Demokrat Lembit Öpik’in dikkatini çekti ve sıfır bedene karşı birlikte savaş açtılar.

Şu anda bir kampanya yürütüyorlar. Amaçları, sıfır beden olan ya da vücut kitle endeksleri 18.5’in altında bulunan modellerin podyuma çıkmasını yasaklatmak. 20 bin imzaya ulaştıklarında taleplerini Başbakan’a iletecekler.

Elinizde DNA testi olmadan hayatınızın aşkını aramayın

Ümidinizi kaybetmeden yıllarca aradınız ama yok. Hayatınızın aşkı, hiç bir yerden çıkmadı. Üye olmadığınız çöpçatanlık sitesi, gitmediğiniz buluşma kalmadı, yok yok yok.
Durun, karamsarlığa kapılmayın. Şansınızı bir de genetik mühendisliğinde deneyin.
Gen araştırmaları sadece kansere çare aramakla, giden dişleri yeniden çıkarmakla, Alzheimer’ın bilinmeyenlerini çözmekle uğraşmıyor. Sevgilileri kavuşturuyor, yuvanızı yapıyor.
Bu alanda hizmet veren birkaç şirket var. Elbette bizde değil, yurtdışında.
Kapılarını çalıyor, nerde benim beyaz atlı prensim diyorsunuz. Onlar sizden örnek alıp genetik haritanızı çıkarıyor, elde ettiği sonuçları veri tabanıyla karşılaştırıyor. Sizin prensin gen haritası ellerindeyse, bulup çıkarıveriyorlar.
Genetik prens, biyolojik olarak size en uygun olan kişi. Şirketler, bu yöntemle bulunan partnerle daha iyi sevişildiğini, aldatmaların daha az yaşandığını, ilişkinin ve aşkın daha uzun sürdüğünü ve aşkın meyvelerinin (evet evet, çocuklardan bahsediyorum) daha sağlıklı olduğunu iddia ediyor.
İddianın temelinde, insanın içgüdüsel olarak bağışıklık sistemi kendinden farklı olanı aradığı tezi var. İçgüdülerinizi dinlemekte sıkıntı çekiyorsanız, bilimden yardım almaktan çekinmeyin.
İstikbalinizin ve mutluluğunuzun mevzu bahis olduğunu düşünecek olursak, bu hizmet karşılığında ödenen para gayet makul; yaklaşık 100 dolar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!