Beylik yıl

Güncelleme Tarihi:

Beylik yıl
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2005 00:00

DOĞRUYA doğru, yeniyıl yazıları hem okuyan, hem de yazan için ‘zorlama’ kaçar.İster geçmiş bilançoyu çıkartın, isterseniz de gelecek için varsayım kurun, ‘hepinize en hálisane duygularımla sıhhat, afiyet, saadet ve bereket dilerim’ türünden ‘beylik’ bir formülle noktalanacak makalenin ‘müşteri’si kesat, ‘tezgahtar’ı ise savsaklamacı olur.Fakat eski köye yeni ádet getiremeyeceğimden, işte ben de iki satırcık ‘karalıyorum’Kabul, ‘iki satırcık’ diye abartım ve onu biraz geçeceğim.Ama söz, ‘kısa kes, Aydın havası olsun’ hesabı bu ilk sütunu çabucak bitireceğim.* * *ASLINA bakarsanız, 2004 de çarçabuk geçip gitti. Yahut, bana mı öyle geldi? Çünkü, dünya için diyemeyeceğim ama hiç kuşkusuz ülkemiz açısından biten yıl öylesine mutlu ve öylesine olumlu bir seyir izledi ki, akan zamanı yakalamakta zorlandım.Kış gündemi ‘Kıbrıs basınçlı’ zemheri bir rüzgárla başladı ama, son kozu oynayan ‘statüko zaptiyeleri’nin tüm atmasyonlarına, hamasetlerine, tehditlerine, aba altından yaba göstermelerine rağmen, 24 Nisan referandumuyla birlikte mis gibi bahar havası soluyuverdik. Ülkemiz, başta AB, uluslararası arenadaki ezeli kamburunu sırtından atıverdi.Sırat köprüsünün aşılmasına paralel olarak modern tarihimizdeki ikinci demokrasi ve sivillik devrimini hayata geçirince de, gerisi özünde kendi doğal rotasına uygun yol katetti.6 Ekim’de Brüksel Komisyonu’nun olumlu ‘tavsiye raporu’; sonra 17 Aralık’ta da Topluluk Zirvesi’nin ‘müzakerelere başlansın’ kararı, moda deyimle ‘köşeyi döndük’.Üstüne üstlük, ekonomi de bayağı tıkırında gidip gelecek torunlarımıza; hattá koca çocuklarımıza yeniden ilk kez ‘kuruş’ öğretmek hakkına kavuşunca, doğrusu tam keká! Kim ki 2004’ün Türkiye için, ‘makûs talihi’ değiştiren ve ülkemizi özgürlük ve refah coğrafyasına rampa eden ‘tarihi’ bir yıl olduğunu inkára kalkışır, cehennemde yanar.Bunu başaran AKP hükümetine ve ‘ordu göreve’ çağrısı yapan kalpazanlara yüz vermeyerek çoğulcu rejimle özdeşleşen ‘otorite’lere teşekkür etmek boynumuzun borcudur.* * *DEDİM ya, kısa bir ‘Aydın havası’yla geçiştireceğimden, ne yılı korkunç biçimde noktalayan ‘tsunami feláketi’ne; ne aslında başka boyutlu bir feláket anlamına gelen ‘W’ rumuzlu Bush’un ikinci kez seçilmesine; ne de Irak’tan Çeçenistan’a ve Madrid’den Karaçi’ye, bütün bir 2004 boyunca dünyamızı çalkalamış olan binbir badireye değinmeyeceğim.Onların 2005 yılında, hiç olmazsa sayıda ve yoğunlukta daha az kalacağını umuyorum. Ülkem için ise ‘tarihi’ 2004’ü bile aşacak bir üç yüz atmış beş gün diliyorum.Ve de tabii sonra, o ‘beylik formülasyon’a başvurarak, ‘yeni yılın sizlere sıhhat, afiyet, saadet ve bereket getirmesini en hálisane duygularımla temenni ediyorum’.N’apim formül ‘beylik’ ama, inanın gerçekten samimiyim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!