Beyazperdede deprem

Güncelleme Tarihi:

Beyazperdede deprem
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2006 18:49

Büyük Kıyamet dünyanın, Küçük Kıyamet ise kişinin sonu, yani ölümü. 1509 İstanbul depremi de Küçük Kıyamet olarak anılıyor. Ve bu hafta vizyona giren Küçük Kıyamet, ölüm ve deprem korkularımızdan yola çıkarak karanlık, tekinsiz ve gerilimli bir atmosfer yaratıyor. Taylan Biraderler'in çektiği filmde bir ailenin deprem sonrası yaşadığı travmayı izliyoruz. Finaliyle izleyenleri adeta koltuğa yapıştıran Küçük Kıyamet'in başrollerinde Başak Köklükaya, Cansel Elçin, İlker Aksum ve Binnur Kaya var.

Haberin Devamı

KÜÇÜK KIYAMET

Beyazperdede deprem

Yön: Taylan-Durul
Oyn: Başak Köklükaya, Cansel Elçin, Binnur Kaya,
Tür: Gerilim

19 Aralık, Saat 21.00 civarlarında, depremi ve sonrasında yaşanan travmaları konu alan Küçük Kıyamet üzerine yazmak için bilgisayarın başına oturmuş, nasıl başlayacağını düşünürken, 4,2 şiddetindeki depremle hafif de olsa sallanmış ve fena halde korkmuş biri olarak yazıyorum bu yazıyı.

Düşünülen, akla gelen gerçekten başa da geliyor mu acaba?

İşte bu noktada insan, bırakalım Küçük Kıyamet’i, Büyük İstanbul depremi yaklaşıyor, aklımıza da gelecek başımıza da diye irkiliyor tabii.

İstediğimiz kadar bunu düşünmeden yaşamayı seçelim, istediğimiz kadar ölümün nerede, nasıl geleceği belli olmaz diyelim, maalesef ki, ciddi bir deprem bekliyoruz.

İşte bu depremin ve onun yarattığı korkuların filmi Küçük Kıyamet.

Kaçmak istediğimiz gerçeklerle bizi yüz yüze getiren bir çalışma.

Haberin Devamı

TEPKİLER KAÇINILMAZ

Yönetmen koltuğundaki Taylan Biraderler cesur davranmışlar. Yakın tarihte büyük kayıplara yol açan şiddetli bir sarsıntı yaşamış ve yine yakın olduğu söylenen daha şiddetli bir deprem bekleyen bir ülkede deprem konulu ve görüntülü film çekmek gerçekten de kolay iş değil.

Bunu biraz da aylar önce Küçük Kıyamet’in çekim haberini verdiğimde gelen e-mail’lerden biliyorum.
Acıların hemen ardından böyle bir film çekilmesini doğru bulmayan, tepki gösteren o kadar çok okur vardı ki.
Küçük Kıyamet, 17 Ağustos 1999 depremi nedeniyle yakınlarını kaybetmiş, acılar yaşamış olanlara (acılarıyla yüzleşmek isteyenleri bu grubun dışında tutmak gerek) tavsiye edilebilecek bir film değil hiç kuşkusuz.
Ama başarılı ve amacına ulaşan bir gerilim filmi izlemek isteyenlere rahatlıkla gidin, Küçük Kıyamet’i mutlaka görün, diyebilirim.

DEPREMÄ°N ADI BÄ°LE ÃœRKÃœTÃœR

Daha önce Okul filmiyle korku sinemasına farklı bir bakış açısı getiren Taylan Biraderler, deprem gerçeğinden yola çıkarak çektikleri Küçük Kıyamet’te baştan sona izleyiciyi germeyi başarıyorlar. Bu arada bu başarıdaki katkısı büyük olan senaryo yazarı Doğu Yücel’in adını da anmadan geçmemek gerek elbette.

Filmin etkileyici olmasında, hayali bir olay değil, her gün yüz yüze olduğumuz ve gerginliğini ister istemez yaşadığımız deprem gerçeğinden yola çıkmış olmasının rolü yadsınamaz.

Ama Küçük Kıyamet, depremin ancak lafının geçtiği Fethiye sahnelerinde (ki bu filmin neredeyse üçte ikisi) de gerginliği sürmeyi başarıyor. Üstelik bunu bildiğimiz korku filmi klişelerini kullanarak yapıyor.

Haberin Devamı

17 Ağustos depreminde annesini kaybetmiş Bilge (Başak Köklükaya), eşi Zeki (Cansel Elçin) iki çocukları, bakıcı ve yeğenleri, tatile çıkacakları günden bir gece önce korkunç bir sarsıntıyla uyanıyorlar. Gece uykuda yakalayan depremin ertesi günü aileyi Fethiye’de kiraladıkları yazlığa doğru giderken görüyoruz.

KLÄ°ÅžELERLE GELEN GERÄ°LÄ°M

Beyazperdede deprem

İnternetten resmini görüp, güzelliğinde kandıkları havuzlu, lüks villa aslında dağ başında, ıssız bir yerde. Üstelik de mezarlık manzaralı.

Boynu bükük ama tekinsiz olduğu bakışlarından belli olan Ali’nin (İlker Aksum), evle ilgili muhatap olabilecekleri tek kişi olması Bilge ve Zeki'nin morallerinin iyice bozulmasına neden oluyor.

Kocasına gelen esrarengiz telefonlar nedeniyle aldatıldığını düşünen Bilge sürekli kabuslar görmeye başlıyor.
Bu kabuslar, tekinsiz bakıcı, aniden ortaya çıkan akrepler, böcekler ve köpek gerilim aratmak için kullanılan klişeler olarak resmi geçit yapıyorlar. Neyse ki Taylan Biraderler klişe de olsa bunları yerli yerinde kullanmasını bilmişler.
Ama bazı sahnelerde gerçeklik duygusu kaybolmuş. Kurulu oyuncak gibi gezinen akrebin inandırıcılığı yok mesela.
Çocukla köpeğin karşı karşıya gelip, farklı yönlere bakmaları ise göze batan hatalardan. Çocuk sanki köpeğin yanında bizim göremediğimiz başka bir şeyden korkuyor, köpek ise karanlığa hırlıyor.

Haberin Devamı

EFEKTLER ETKÄ°LEYÄ°CÄ°

Gerilim aralarında gereken komedi ve rahatlamayı yeğenlerin çekişmesinde buluyoruz. Her şeye bir kulp bulan filozof yeğen Batu (Bora Akkaş) hem o beklenen es’i verip, rahatlamayı sağlıyor hem de enteresan, üzerinde düşünülebilecek cümleler kuruyor.

Filmin rüya ve gerçekler perdeye yansırken değişen renkleri kadar görsel efektleri de etkileyici. Finalde olanlardan, sürprizi kaçmasın diye özellikle bahsetmiyorum, ama o sahnelerde uygulanan efektler standartların üzerinde.
Başroldeki Başak Köklükaya’yı bugüne dek hep kaliteli filmlerde izledik. Küçük Kıyamet’te de yine başarılı bir performans sergiliyor.

Köylü Ali’yi canlandıran İlker Aksum, Yabancı Damat’taki komik tiplemenin ardından geren, ürperten, eksantrik bir karakterle çıkıyor karşımıza ve farklı rollerin altından başarıyla kalktığını kanıtlamış oluyor. Aksum, filmin en iyilerinden.

Zeki rolünde izlediğimiz Cansel Elçin, Fransa’da oyunculuk eğitimi almış ve Kırık Kanatlar’dan bu yana geniş hayran kitlesi edinmiş bir oyuncu. Burada o da farklı, antipatik bir karakterle çıkıyor hayranlarının karşısına. Cansel antipatik olamaz demeyin, filmi bir görün, derim.

Haberin Devamı

ÖLÜM VE DEPREM

Küçük Kıyamet aslında kişinin kendi ölümüne verilen ad. Ama, 1509 yılında yaşanan İstanbul depremi de Küçük Kıyamet olarak anılıyor.

Taylan biraderler, ölümden, depremden kaçmaya çalışan ailenin hikayesini anlatırken insanın acizliğini, çaresizliğini ortaya koymuşlar. Ama kişisel çabaların ve aile olmanın önemine değer vermeden de geçmemişler.
Küçük Kıyamet, boğazımızı düğümleyen finali, iyi oyunculukları, renkleri, özel efektleri ve Kevin Moore’un elinden çıkan müzikleriyle gayet kaliteli bir yapım.

Deprem konulu filmlerden rahatsız olabilecekleri ayrı tutmak şartıyla, tüm gerilim meraklılarına öneririm.

MÜZİKLER KEVİN MOORE'DAN 

Dream Theater’ın ilk üç albümünde çalan ve ‘Space Dye-vest’ başta olmak üzere bu albümlerin en unutulmaz şarkılarını besteleyen Kevin Moore, Taylan Biraderler’in ilk filmi Okul’un soundtrack’ini hazırlamıştı. Moore, Küçük Kıyamet için bir kez daha klavyesinin başına geçmiş ve tüyleri diken diken eden bir çalışmaya daha imza atmış.

Haberin Devamı

HAFTANIN DÄ°ÄžER FÄ°LMLERÄ°

THE PRESTIGE

Beyazperdede deprem

SÄ°HÄ°RBAZ
Yön: Christopher Nolan
Oyn: Christian Bale, Hugh Jackman, Michael Caine, Scarlett Johansson
Tür: Drama - Gerilim - Fantastik
Süre: 128 dk.

3. kez abra kadabra

Sihirbaz ve Hokkabaz'dan sonra bir kez daha sihirbazların dünyasındayız. Viktorya döneminin Londra'sında, beklenmedik bir olay nedeniyle birbirlerine ölesiye düşman olan iki sihirbazın mücadelesinde başrollerde son Batman Christian Bale ve X-Men’in Wolverine’i Hugh Jackman var. Sihirbazlık gösterisi misali baştan sona şaşkınlık içinde izlenen bu sürprizli filmin en büyük defosu aklın yolu birdir yerine aklın yolu fantazidir dediği ve bilimkurguya göz kırptığı anlar. Ama ille de sürpriz, şaşırtmaca diyorsanız Christopher Nolan imzalı Prestij'i kaçırmayın. Film, Bale ve Jackman'ın müthiş performansları için bile izlenebilir ayrıca.

ARTHUR AND THE MINIMOYS

Beyazperdede deprem

ARTHUR Ä°LE MÄ°NÄ°MOYLAR
Yön: Luc Besson
Oyn: Freddy Highmore, Mia Farrow, Penny Balfour
Tür: Fantastik - Animasyon
Süre: 102 dk.

Minyatür yaratıkların arasında

Luc Besson'nun son filmi olduğunu iddia ettiği Arthur ile Minimoylar, küçük yaratıkların dünyasına giren bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Kahramanımız on yaşındaki melek yüzlü, fırça saçlı, çilli suratlı Arthur. Arthur, dedesinden hatıra kalan defterden yola çıkarak küçük yaratıkların arasına karışıyor ve hem küçükler hem de içlerindeki çocuğu yaşatmak isteyen büyüklere fantastik, enteresan bir dünyanın kapılarını aralıyor. Arthur ve Minimoylar, eğlendirirken çevre bilinci aşılamayı ihmal etmeyen bir film. Çocukların görmesinde fayda var.

EVE GÄ°DEN YOL

Beyazperdede deprem

Yön: Semir Aslanyürek
Oyn: Erdal Beşikçioğlu, Melisa Sözen, Metin Akpınar, Emre Altuğ, Ali Sürmeli, Erdinç Olgaçlı
Tür: Tarihi Drama
Süre: 90 dk.

AÅŸk ve savaÅŸ

Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na girdiği dönemde Anadolu'nun güneydoğusunda ve bugünkü Suriye topraklarında geçen Eve Giden Yol, bir aşk, fedakarlık, intikam ve savaş öyküsü anlatıyor.

Daldan dala atlayan sahneler, olay örgüsünü anlaşılmaz kılan kurgu filmin en büyük sorunlarından. Özellikle genç oyuncuların iyi performanslar sergilediÄŸi film maalesef ne o yılları ne savaşı ne de aÅŸkı beklediÄŸimiz gibi anlatabiliyor. 1914'te geçen, içinde tutkulu bir aÅŸk, aşıkları ayırmaya çalışan kötü adam ve savaÅŸ olan Eve Giden Yol'dan keyif alabilmek için bazı kusurları görmezden gelmeniz gerek. Â

THE RETURN

Beyazperdede deprem

ARAYIÅž
Yön: Asif Kapadia
Oyn: Sam Shepard, Darrian McClanahan, Sarah Michelle Gellar, J.C. MacKenzie
Tür: Drama - Gerilim
Süre: 85 dk.

Sırların laneti

Buffy'nin yıldızı Sarah Michelle Gellar'ın rol aldığı korku filmi Arayış, geçmişten kalan sırlar nedeniyle hayatı kabusa dönen bir karakter etrafında dönüyor. Joanna Mills'in (Gellar), bir nakliyat şirketinde satış temsilcisi olarak başarılı bir görevi vardır. Ancak özel hayatı babası ve onun için saplantılı duygular besleyen eski erkek arkadaşı tarafından alt üst olmuş durumdadır. Birgün hiç tanımadığı bir kadının hunharca öldürülmesine tanık olur, bir sonraki hedef kendisidir. Gördüğü kabuslar, onu öldürülen kadının yaşadığı yere götürür.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!