Beyaz Gelincik kadınları

Güncelleme Tarihi:

Beyaz Gelincik kadınları
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2005 22:46

Beyaz Gelincik kadınları
Son yıllarda popüler olan dizilere bir bakın: ‘Asmalı Konak’, ‘Bir İstanbul Masalı’, ‘Haziran Gecesi’... Hepsinin temelinde aşk var ve hepsi 1960’lı 1970’li yılların Türk filmlerine nazire edercesine, umut vaat ediyor; aşka aşık yurdum insanına bir masal sunuyor.‘Asmalı Konak’ta modern ağa Seymen’in Bahar’la yaşadığı hırçın aşkı sevmiştik; ‘Bir İstanbul Masalı’nda zengin iş adamı Selim’in, şoförün kızı Esma’ya olan aşkını alkışlamış, bütün araya girenlere lanet etmiştik. ‘Haziran Gecesi’ ise başka bir fenomen. Neden yakışıklı zengin Baran, bir eskort kıza aşık olup, onunla evlenmesindi ki? Gerçek hayatta asla başımıza gelmesini istemeyeceğimiz, belki de geldiğinde dizi kahramanlarından daha da çok feveran edeceğimiz her şeyi alkışlar olduk. Görünen o ki, masalları seviyoruz, hele de imkansız olan aşk masallarını...Tutku istiyoruz, hatta biraz da şiddet. Belki de günlük hayatın stresinden, karmaşasından bu tuhaf şizofreniyle kurtarıyoruz kendimizi. Ve küçük çocuklar gibi, ‘Bir varmış, bir yokmuş’ diye başlayan masallara sığınıyoruz. Bunu fırsat bilen dizi yapımcıları ise her yeni dönemde, başka bir masal çıkarıyorlar ekranlara. Kendi hayatımızdaki karmaşayı sanki hiç yokmuş gibi bir kenara itip, onlarla ağlıyor, onlarla seviniyoruz.Belli ki bu yıl, yeni dizimiz ‘Beyaz Gelincik’... Temeline bakarsanız, diğerlerinden çok da farkı yok. Biraz ‘Asmalı Konak’, biraz ‘Haziran Gecesi’ ve hatta ‘Bir İstanbul Masalı’... Ama içinde hepsinin toplamından daha çok entrika var. Adanalı Aslanbaş Ailesi’nin fertleri etrafında dönüyor dizi. Zengin, biraz mafyöz, ama hayatı tam da Adanalıların yaptığı gibi keyifle yaşayan bir aile. Ve bu ailenin yakışıklı oğullarının kadınları... Gülizar, Meryemce, belli ki bir süre sonra Ömer Aslanbaş’ın ya sevgilisi ya da eşi olacak ziraat mühendisi Ceren...Sorunlu kız Cerenİçlerinde izleyicilerin merakını en çok cezbeden Ceren... Sorunlu genç bir kadın ve kabuslarından anlıyoruz ki, çok küçük yaşlardayken ailesi faili meçhul bir cinayete kurban gitmiş. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olmuş. Diziye de ismini veren Beyaz Gelincik yani Ceren onun ilk başrolü. ‘Rolü kabul etmemde en büyük etken Ceren’in hüzünlü ve değişken yapısı oldu’ diyor Akbaşoğulları ve hırslı, tuttuğunu koparan, ama çok iyi yürekli biri olarak tanımlıyor canlandırdığı karakteri.‘Ailesi öldürülmüş ve kendisi çok iyi bir aileye evlatlık verilmiş. Ama hálá nereye ait olduğunu bilmiyor. Ailesinin başına gelenlere anlam veremiyor ve suçluyu bulmak istiyor. Belki de bulduktan sonra intikam almaya çalışacak’ diyen Sezin Akbaşoğulları, bunun normal olduğunu da düşünüyor. Çünkü ona göre, sorunlu insanlar başlarına gelen trajediler karşısında son derece histerik davranıyor.Her rol, yaşadığı ve yaşattıklarıyla oyuncusuna da çok şey öğretiyor. Ceren karakteri de Sezin Akbaşoğulları için öyle olmuş. Ceren ‘Zaten biraz asosyal bir yapım var. Ama onun kadar hüzünlü değilim. Galiba ondan biraz hüzünlü olmayı öğrendim. Set fotoğraflarına bakıyorum da, güldüğüm tek bir kare yok’ diyor.Hırslı kadın GülizarDizinin ikinci önemli karakteri ise Gülizar. Aslanbaşlar’ın en büyük oğlu ile evli; güzel, alımlı ama bir o kadar da hırslı bir kadın. Ona hayat verense ‘Yılan Hikáyesi’, ‘Hırsız’, ‘Serseri’ ve ‘Omuz Omuza’ gibi dizilerden tanıdığımız Betül Şahin... Gülizar, onun şimdiye kadar canlandırdığı karakterlerden çok farklı, çünkü bu diziye kadar hep iyi kadın rollerinde oynadı. Oysa Gülizar karakteri, son derece otoriter, tek güç olmak isteyen hırslı bir kadın. Ama Betül Şahin onun bütün olumsuz yanlarına karşın, yine iyi bir tarafını bulmuş. ‘Evet, Gülizar, tek söz sahibi olmayı seviyor. Ama aklına gelen her şeyi, herkese hiç çekinmeden dan dan söylüyor. O yönünü çok seviyorum’ diyor.Soğukoluk’un lolitası Meryemce‘Beyaz Gelincik’ dizisinin ödüllü tek kadın oyuncusu Tülin Özen... 2004 yılında, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘Meleğin Düşüşü’ filmindeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almış, alır almaz da ortalardan kaybolmuştu. Tülin Özen, ‘O dönem benim yoğun olarak tiyatro çalıştığım bir dönemdi. Altın Portakal’ı kazandıktan sonra da apar topar yeniden provalarıma döndüm. Açık söyleyeyim ödülümün keyfini pek süremedim. Şimdi şimdi anlıyorum ne kadar hoş bir şey olduğunu’ diyerek açıklıyor kayboluş nedenini.Ödülden sonra tiyatro yapmaya devam etmiş Tülin Özen. Tabii o dönemde pek çok dizi teklifi gelmiş. Ama ya tiyatro yüzünden vakit bulamamış ya da gelen senaryoları çok beğenmemiş. Bu diziyi kabul etme nedenini ise ‘Rolün sizi heyecanlandırması gerçekten çok önemli. Sinema filmi için de böyleydi, ‘Beyaz Gelincik’ için de. Meryemce’yi çok sevdim. O yüzden Adana’da olması bile benim için hiç önemli olmadı. ‘Bunu yapmalıyım’ dedim’ diyerek açıklıyor genç oyuncu.Meryemce’ye gelince... Eskiden pavyonda çalışmış, orada tanıştığı Aslanbaşlar’ın ortanca oğlu Mustafa’ya aşık olmuş. Bu aşk karşılık görünce de evlenmişler. Yani tam bir masal aşkı onlarınki. Evlilikleri aile tarafından kabul görmüş. Tek kabul edemeyense Meryemce’nin geçmişini her seferinde yüzüne vurmaktan çekinmeyen Gülizar. ‘Doğru bir yerden gelmediğini o da biliyor. Bunun ezikliği var üzerinde. Ama o kadar aşık ki, bu büyü bozulsun istemiyor. Çünkü onun gibi bir kadının hayal bile edemeyeceği bir şeyi yaşıyor’ diyen Tülin Özen, Meryemce gibi kadınları tanıyabilmek için Adana’da bir pavyona gitmiş. Pavyon kadınlarıyla oturup uzun uzun sohbet etmiş.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!