Beşibiryerde

Güncelleme Tarihi:

Beşibiryerde
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2002 00:00

Kuyumcular Çarşısı, Ayakkabıcılar Çarşısı, Manifaturacılar Çarşısı...Bilirsiniz işte, aynı cins malı satanlar bir araya toplanırlar. Bu hem alıcı hem satıcı için faydalı bir şey olmalı ki ezelden beri kabul görmüş bir sistemdir.E, kolaylık tabii. Mantoluk kumaş aldınız diyelim, astarı için haldır haldır koşturacağınıza yandaki dükkána giriveriyorsunuz.Herhalde buradan hareketle son yıllarda eğlence yerleri de çarşı misali bir araya toplanır oldular. Reina, Laila, Hammam. Üçü de böyle.Gerçi bilmiyorum mekánların şehrin orasına burasına serpiştirilmiş olmasını sorun edenler var mıydı ama hakikaten kolaylık oldu. Şimdi kebap için ayrı, rizotto için ayrı bir tarafa koşmaya, ondan sonra da uygun bir bar bakınmaya falan gerek kalmadı. Dediğim gibi hepsi bir yerde.Tek yapacağınız kendinizi bodyguardların beğenisine sunduktan sonra mekánlar birliğine adım atmak. Sonra da hangisini istiyorsanız geçip oturmak.Yalnız benim gibi kararsız biriyseniz işiniz zor. Misal, suşi yemeye güç bela karar verdiniz, suşiciye oturdunuz diyelim.Suşiden laf açılmışken... Kim akıl ettiyse Türklerle tanıştırmayı Allah razı olsun. Büyük bir eksik varmış hayatımızda. Suşiden Önce, Suşiden Sonra diye ayırsak yeridir yani.Neyse, suşiciye oturdunuz diyelim. Siparişinizi verdiniz, etrafınıza bakınmaya başladınız. Zaten orada bulunmanızın esas sebebi bakınmak. Yoksa eve paket servisi yapan yerler de var, arardınız onlardan birini.Tam siz bakınırken yanınızdan Acılı Adana geçiyor. İşte bu noktada kararsızların kararsızlığı ortaya çıkıyor.‘‘Olduğum yerde kalıp modaya mı uymalıyım?’’Yoksa‘‘Kebapçıya geçip aslıma rücu mu etmeliyim?’’Tek sorun bu. Gerisi şahane.Bir kere yukarıda sözünü ettiğim üç mekánda da manzara doyumsuz. Ama bana sorarsanız üçü de çay bahçesi olmalıydı.‘‘Neden?’’ derseniz,Çay bahçesi müşterisinin evinden genellikle benzer bir manzara görünmediğinden kıymetini daha iyi bilir, bu bir.İkincisi, ayık olur ki bu da manzarayı farkında olması ihtimalini artırır.Üçüncüsü, denize bakmayıp da nereye bakacak, yan masada Kaya Çilingiroğlu oturmaz ki.Diyeceğim, bar müşterisi için Boğaz'ın kıyısında olmakla Konya Ovası'nda olmak fark etmez.* * *Böyle uzun uzun anlatınca her gece oralarda geze geze bir hal olduğumu zannetmeyin. Geçenlerde Reina'nın içindeki Safran'ın açılış partisine gittim, gezdiğim bu. Ama gördüğünüz gibi bir kere gitmek bir köşeyi doldurmaya yetti, demek ki her gece gezsem dergi çıkarmam icap edecek.Ha, bir de Ece var tabii gittiğim.Ece bu yaz Yunan Adaları'ndan bir meyhaneyi aldı getirdi, üst kata koydu. Adeta yani.Tepede yıldızlı sema,Etrafta Akdeniz beyazı, ada mavisi,Sardunyalar, güller, zakkumlar, begonviller, ıhlamurlar, dutlar...Tepside sıcak soğuk mezeler,Kadehte rakı,Kulakta CD'den ve gayet inceden Türk ve Yunan müziği.Üstelik üç kuruşa.Yaşamak fena değil galiba.mış-muşEcevit, ‘‘Bir an önce işimin başına dönebileyim diye sabırsızlanıyorum’’ demiş.Aman gözünüzü seveyim, sabırsızlık bile bir kırığa yol açabilir.Babalar Günü için hediye alımında patlama olmuş.E çocuklar gittikçe bilinçleniyorlar tabii, biz leyleğe müteşekkirdik.45 yaşına kadar tüp bebek şansı varmış.Yani çocuğu atlayıp direkt torunu doğurabiliyorsunuz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!