Balık yemek sanattır

Zeki Alasya'yı oyuncu kimliğiyle bilirdik ama o artık Boğaz'da sahneye çıkıyor başka sanatı icra etmek için. Kent kültürünü yakından takip edenlerin vazgeçemedikleri İSTANBUL LİFE Dergisi, ‘‘Balıklama’’ Restoran'ın sahibi Alasya'dan bu sanatın inceliklerini öğrendi.

Boğaz, Robert Kolejli Zeki Alasya'nın çocukluğundan beri hayatının bir parçası. Balığı da çok sevdiği için ikisi birleşince ortaya ‘‘Balıklama’’ Restoran çıkmış. Ona göre iyi yemek hazırlamak da yemek yemek de sanat. Adabı, incelikleri var. Hele bir de tavada balık olunca.

Alasya iyi bir balık restoranını şöyle tarif ediyor; ‘‘İlk aradığım özellik atmosferin dinlendiriciliği. Balıklama'nın alt salonunda buna dikkat ettim. Genelde balık lokantalarına yorucu bir karışıklık hakimdir. Ağlar sarkar duvarlardan, balık maketleri her yerde. Bence buna gerek yok. Çünkü zaten balık sofrasının karışık, zengin bir görüntüsü var. Dekor bu yüzden dingin olmalı. Tabii taze balık, iyi mutfak çok önemli. Bir de fiyat sorunu var ki atlamamak lazım. Pahalılık balık avcılığıyla ilgili yanlış politikadan kaynaklanıyor.’’

İçkili içkisiz

Alasya, balık lokantasına gelenleri de iki gruba ayırıyor: İçki içenler ve içmeyenler. ‘‘İçki içmiyorlarsa süratle sıcaklara geçerler’’ diyor Alasya ve ekliyor; ‘‘Kalamar ve midye tavaya, jumbo karidese... Karides salatasını ve midye dolmayı da düşünebilirler. Ve hemen sonra balıklarını alırlar. İçki içenler - ki ağırlıklı olarak rakı içilir- ön meze macerasına girerler. Yabancılar genelde beyaz şarabı tercih ederler. Ama her iki grup için de söyleyeceğim bir şey var. Balık mevsime göre değişen bir lezzet taşır. Ve her balık mevsiminde güzeldir.’’

Mutfaklar korunmalı

Fast-food yani apar topar yemek yeme kültürünün klasik yemek kültürünü yok etmesine tahammülü yok ünlü sanatçının. Onun niyeti klasik Türk Akdeniz balık mutfağını hiç bozmadan korumak ve Batı'dan damak zevkimize uygun yeni örneklerle zenginleştirmek.

Peki eski sanatına devam edecek mi Alasya? ‘‘Bir ara tek kişilik bir oyun vardı gündemde ama vazgeçtim. O işi gençlere bırakmak lazım. Televizyon kanallarının durumu ortada bu yüzden dizi de düşünmüyorum. Müzikal yapma niyetindeyim. Metin olacak mı belli değil. Çünkü henüz Metin politikaya girip girmeme konusunda kararsız.’’

Alasya bügünlerde hayatından çok memnun. Çünkü sevdiği iki şey bir arada: Balık ve Boğaz. Beyaz peynir, kavun ve roka. Peşinden kalamar salatası, karides. Final kalkan tava ya da lüfer ızgara içkilerden de rakı. Mükellef bir balık sofrası, daha doğrusu Zeki Alasya'nın balık sofrası.

Tadı başka

Denizlerle çevrili İstanbul'da en iyi korunan restoranlar da yine balık lokantaları. Balık denince de tabii akla dostlarla sohbet ve keyifli saatler geliyor...