Babam beni kız çocuğu gibi görüyor

Güncelleme Tarihi:

Babam beni kız çocuğu gibi görüyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2005 00:00

Sevgili ablacığım, ben 20 yaşında genç bir delikanlıyım. İstanbul’un en iyi okullarından birinde kaptanlık eğitimi görüyorum. Mesleğimi çok seviyorum. İlerde mesleğim gereği çok uzun seferlere çıkmam gerekeceğini biliyorum. Fakat beni asıl bunalıma sürükleyen çok önemli bir sorunum var: Babam! Aslında babamı çok seviyorum. Fakat babamın beni adeta bir kız çocuğu gibi yetiştirmeye çalışması, hayatıma gereksiz müdahaleler yapması; beni artık usandırdı. Hatta babam akşamları saat 21’den sonra dışarıda olmama izin vermiyor. Eğer bir şekilde dışarıdaysam, beni arayıp çocuk gibi azarlıyor ve arkadaşlarımın yanında küçük düşürerek, eve çağırıyor. Arkadaşlarımın benimle dalga geçmesinden bıktım usandım... Babam ileride mesleğim icabı da olsa seferlere çıkmamı istemiyor. Nedenini sorduğumda; ‘Oğlum sen denizde boğulursun’ diyor, ‘Çapkınlık yapar kadına, kıza dadanırsın ve ev hayatını unutursun’ diyor. Sürekli bu tarzda gereksiz ve saçma tartışmalara girmekten artık bıktım. Babamın kalbini kırmak da istemiyorum çünkü babam kalp hastası.Ablacığım, bir tarafta istikbalim ve mesleğim, öteki tarafta canımdan çok sevdiğim kalp hastası babam. Ben şimdi ne yapmalıyım? Ne olursun bana yol göster. Eğer bu duruma bir çare bulamazsam kendimi o çok sevdiğim mavi sulara teslim etmeyi düşünüyorum.RUMUZ: KARTAL’DAN BİR DETLİDur bakalım oğlum, ne biçim söz bu böyle! Sana yakışıyor mu? Önünüze bir engel çıktı mı, en basit bir sorunla karşılaştınız mı, hemen ilk aklınıza gelen şey intihar oluyor. Baban senin bu üniversiteye başlarken, kaptan olacağını bilmiyor muydu? Kaptan olmanın da genellikle kıyı kaptanlığı dışında, uzak diyarlara sefere çıkmak olduğunu düşünmemiş miydi? 20 yaşına gelmiş bir delikanlı, kendi hayatı hakkında artık karar verebilir. Gece dışarı çıkmanı engellemesi de çok abartılı. Evet, belki günümüzde ortam iyi değil, insan korkuyor. Ama sonuçta sen genç bir erkeksin. Büyükler bir yaştan sonra biraz bencil oluyorlar, oğlum. Kalp hastalığı seni, geleceğin açısından ciddi anlamda engelleyecek bir sorun olmamalı. Sonuçta bu senin hayatın. Büyükler belki badireler atlatmışlar ama sonuçta kendi hayatlarını yaşamışlar. Şimdi sıra sende. Elbette babanla tartışıp onu üzmemelisin. Ama ona tatlılıkla, bu aşırı baskıdan duyduğun üzüntüyü dile getirmelisin. Gün gelip de mesleğini gerçek anlamda elde edinceye kadar, bu sefer meselesini dile getirme. şey zamanla hallolur. Baban da yavaş yavaş senin mesleğine alışır, üzülme.Jilet kullandığım için çok pişmanım Merhaba ablacığım, 18 yaşındayım ve yaklaşık dört sene önce bikini bölgemi ve koltuk altını bir reklamda gördüğüm gibi ağda yerine jiletle, almıştım. Daha sonraları pişman olup tekrar ağdaya dönsem de, şimdi hem çoğaldı, hem de çok kötü görünüyor. Çünkü artık bunlar tüy olmaktan çıktı; resmen siyah sert kıl haline geldi. Askılı bir giysiyle kolumu kaldırmaya bile utanıyorum. Lütfen bana yardım et, çok üzülüyorum. RUMUZ: GENÇ KIZSevgili kızım, elbette jilet tüyleri sertleştirir. Hata etmişsin. Ama bu kadar üzülmene de gerek yok. Sonuçta günümüzde kozmetik alanında çok kullanışlı ürünler var. Tüy dökücü kremler çok kolaylık sağlıyor. Ayrıca bunları lazer epilasyon yöntemiyle de aldırabilirsin. Sorunu kökünden halletmiş olursun. Bu kadar çocuk yapmak mı gerekirAnnenizden sonra bu misyonu devam ettirdiğiniz için size teşekkür ederim. Bir süredir tinerci diye söz edilen sokak çocuklarının kapkaç olaylarındaki payı konuşuluyor. Ben anne-baba olmadan önce çok iyi düşünülmesi gerektiğini savunuyorum. Kırsal kesimde çocukların sayısının çok olması isçilik için iyi bir şeyken, aynı insanlar büyük şehre göçtüğünde fazla çocuk sokak çocuklarını oluşturuyor. Bakımsız ve sevgisiz büyüyen nice çocuk, ortalıkta. Bir de çocuğu evliliğini yürütebilmek için ya da nedense etrafa kısır olmadığını kanıtlamak için kullanan hanımlar da var. Çocuk sahibi olmak için başka kadınların yumurtalarının satın alındığını okumuştum; bu çok korkunç. Her insan nereden ve kimden dünyaya geldiğini bilmek ister ve böyle bir yalanla doğmak çok acı... Mutlaka çocuk yapmak mı gerekli? Üst üste çocuk yapıp, ardından bakamayıp sokağa saldıktan sonra! Bir de sevdikleriyle evlendirilmeyen, acı çeken gençlerin bu köşede haykırışları çok korkunç. RUMUZ: DÜŞÜNÜNKöşemi iyi takip ediyorsun anlaşılan. Ve de pek çok konuya bir arada değinmişsin. İşte, bütün bunlar siz gençlerin azmi ve mücadelesi sayesinde değişecek. Benim umudum sizlerde. En çok da ‘Hiç kimse hiç kimseye ait değildir’ sözünü tuttum. Evet, hep savunduğum şeydir bu. Hiç kimse bir başkasını kendi malı gibi görmemeli. Ne çocuklarımız, ne büyüklerimiz bize aittir. Eğitimsiz, hatta bakımsızlık nedeniyle zihinsel olarak gelişmemiş bir sürü çocuk yayılıyor sokaklara. Onlardan doğru insan olmayı bekleyebilir miyiz?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!