Anadolu Kartalları uçuşa hazırlanıyor

Güncelleme Tarihi:

Anadolu Kartalları uçuşa hazırlanıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2011 16:09

Pilot olma hayaliyle yaşayan beş gencin öyküsünü anlatan “Anadolu Kartalları” filminin çekimlerine Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda devam ediliyor. Türk Hava Kuvvetleri’nin 100’üncü kuruluş yıldönümü nedeniyle çekilen filmin 29 Ekim’de vizyona girmesi planlanıyor.

Engin Altan Düzyatan: Sivil pilot olacağım    Sette askeri disiplin var mı?   - Set disiplini var. Askeri sınırlar içerisindeyiz diye askeri disipline tabii değiliz.Özge Hanım, filmden gelen teklifi önce kendisinin kabul ettiğini söyledi. Siz neden beklediniz?Her şeyden önce, bu teklif geldiği için kendimle gurur duydum. Senaryoyu okuduğumda da bu projenin içinde olmalıyım diye düşündüm. Biraz düşüme payım oldu, çünkü diğer teklifler arasında gidip geldim ve sonunda doğru projenin bu olduğuna karar verdim. Bu film çok içime sindi. “Çekimler hiç bitmesin” dediğim zamanlar oluyor. Siz bir binbaşıyı canlandırıyorsunuz, değil mi?Ben öğretmen pilotu oynuyorum. Sonrasında da solo Türk pilotu oynuyorum. Bir kıdemli mertebem daha var, onu şimdi söylemeyeyim. Öğretmen pilotlar ve öğrenci pilotlar arasında ast-üst ilişkisi değil, abi-kardeş ilişkisi var. Hava Kuvvetleri’nin öyle bir durumu varmış. Çünkü buradaki öğretmenlerin öğrencilerine öğrettiği şey, hayatta kalmak.Siz geçtiğimiz günlerde paraşütle atlayış yaptınız. Neler hissettiniz o an?- Evet, çekimlere başlamadan önce atlayış yaptım, inanılmazdı. İlk kez denedim. 12 bin feet’ten, tandem atladım. Başka bir tabirle “serbest atlayış” diye geçer. Arkanızda bir paraşüt vardır, sırtınızda da bir hoca size eşlik eder. 4 bin metre yükseklikten kendinizi aşağı atarsınız, 45 saniye boyunca 200 km hızla aşağı düşersiniz. Hayatın ne kadar değerli olduğunu o atlayışta bir kez daha anladım. Müthiş bir deneyimdi. Aşağı indiğimde istediğim tek bir şey vardı; tekrar atlamak...Filme hazırlık yapmak için mi yaptınız bu atlayışı?- Hem bu işe biraz daha konsantre olmak istedim, hem de yapmayı istiyordum zaten. Geçen yıl katıldığım bir programda da atlayış yapmak istediğimi söylemiştim. Türk Hava Kurumu davet etti... Pilotluk eğitimi de almak istiyordum. Eylül ya da ekim ayında eğitime başlarsam, aralık ya da ocakta sivil pilot olabilirim.Adrenalini seviyorsunuz anladığım kadarıyla...- Evet, seviyorum. Tehlikeyi güvenli bir noktada tutup adrenalini yükseltmek hoşuma gidiyor. Daha önce bungee jumping yapmıştım, ayrıca motocross yapıyorum. Özge Hanım’la aynı projede yer almak nasıl?- Burada bir şeyin farkında değiliz açıkçası. Sette sevgili değil, çalışan iki kişi oluyoruz. Ama şunu söyleyeyim; eğer bu projede sadece o olsaydı, ben olmasaydım, çok kıskanırdım. Türk Hava Kuvvetleri’nin 100’üncü yılı için hayata geçirilmesi, bu projeye ayrı bir önem katıyor değil mi?- Yanlış bilmiyorsam, dünyada 100’üncü yılını kutlayan hava kuvvetleri yok. Belki İngiltere’nin olabilir. Çok köklü bir kurum Türk Hava Kuvvetleri. Halkın destekleriyle kurulmuş, o yüzden bu aşamada olması ve dünyada önce gelen hava kuvvetleri olması çok önemli. Bu film, bir sonraki nesle aktarılacaktır. Onların bizi izleyecek olması da ayrıca gurur veriyor.Özge Özpirinçci: Hırslı üsteğmen AyşeSiz, hangi karakteri canlandırıyorsunuz filmde? Rolünüzden bahseder misiniz biraz?- Ben, Üsteğmen Ayşe Dinçer’i canlandırıyorum. Beş pilot içindeki tek kadın. Pilot olabilmek için diğer arkadaşları gibi, hatta onlardan daha hırslı bir şekilde çalışan bir kadın Ayşe Üsteğmen.Bu film için özel bir hazırlık süreciniz oldu mu?- Senarist Hakan Evrensel’in bize gönderdiği kaynakları okudum, çok güzel şeyler öğrendim.O kaynaklarda sizi çok etkileyen bir bilgi var mıydı?- Evet, okyanusu geçen ilk pilot, bir kadınmış mesela... Araştırdıkça görüyorsunuz ki, bir kadın olarak pilot olmayı istiyorsanız, önünüzde hiçbir engel yok.Sizin böyle bir hayaliniz var mıydı?- Çocukken “Pilot olmak istiyorum” dediğimi hiç hatırlamıyorum. Ama uçmak, benim için her zaman keyifli bir şeydi.Setteyken kendinizi gerçekten pilot gibi hissettiğiniz oluyor mu peki?- Ben üsse geldim, ertesi sabah uyandım, kostümümü giyince “Tamam, ben pilotum” dedim...Pilotluk eğitimi almayı düşünür müsünüz?- Evet, böyle bir şeyi zaten istiyordum. Büyük ihtimalle filmden sonra hareketlenmeye başlayacağım.Engin Altan Düzyatan geçtiğimiz günlerde paraşütle atlayış yaptı, siz neden bu deneyimi yaşamadınız?- Benim çekimim vardı, setteydim ama videosunu izledim ve çok kıskandım. Ben de çok isterdim paraşütle atlamayı, umarım yaparım en yakın zamanda.Sevgilinizle aynı sette olmak nasıl?- Biz zaten sette tanıştık. Benim ilk partnerim Altan’dı. O yüzden bizim için değişen bir şey yok. Ama sete geldiğimiz andan itibaren sevgili değil, iş arkadaşı oluyoruz. Kenarda köşede oturan mıç mıç sevgililer gibi değiliz.“Anadolu Kartalları”ndan gelen teklifi önce hanginiz kabul etti?- Önce ben kabul ettim, sonra da Altan. Başlarda “Aynı filmde nasıl oynayacağız?” diye düşündük tabii ama böyle bir filmde beraber de oynasak, tek de oynasak fark etmeyecekti. Bu arada o benim hocamı oynuyor.Filmde aşk hikâyesi de varmış, kimler arasında aşk yaşanıyor?- Çağatay Tosun ve Hande Subaşı’nın canlandırdığı karakterler ile Alpay Kemal Atalan ve benim oynadığım karakterler arasında aşk hikâyesi var...Çağatay Ulusoy:  Bir ayda uçacak kıvama gelirizSiz filmde hangi karakteri üstlendiniz?- Ben Onur’u oynuyorum... Ömer (Vargı) Ağabey bana senaryoyu verdi, “Oku ve hangi karakter olduğunu söyle” dedi. Ben de okuduktan sonra yanına gittim, “Onur” dedim. Hevesleri ve yapmak istediği iş konusunda hep başarılı olmuş bir karakter. Ben de öyleyim. basketbol oynarım başarılı olurum, yüzer, gitar çalar başarılı olurum. O yüzden “Bu karakter beni yansıtıyor” dedim.“Her şeyde başarılı olurum” gibi bir iddianız var demek?- Her şeyde değil. Ama basketbola merak sardım, derecelerim var. Futbola merak sardım, onda da madalyalarım var. Aynı şekilde yüzmede de... Onur’un da öyle bir karakteri var, uçmak için girdiği imtihanları dereceyle geçiyor. Küçükken uçmaya merakınız var mıydı?- Vardı. Tabii o zamanlar inşaatların önüne kum dökülürdü, ikinci, üçüncü kattan kuma atlardık. Uçma dediğimiz buydu.Pilotluk eğitimi alsanız, onda da başarılı olur musunuz sizce?- Bize burada her şeyi gösteriyorlar. Pilotlarla da görüşüyoruz, her şeyi anlatıyorlar. Bir ayı tamamladıktan sonra uçacak kıvama geliriz. Alaylı gibi uçabiliriz herhalde. Başarılı olurum da, hemen olamam sanırım. Yüksekten pek haz etmem aslında. Sekizinci, dokuzuncu kattan bakınca korkarım ama uçağın içinde olmak güven veriyor insana.Rol aldığınız ilk diziden sonra sinema filmi teklifi aldınız. Bekliyor muydunuz böyle bir şeyi?- Hep söylerim; ben çok şanslı bir insanım. “Adırı Feriha Koydum” dizisiyle böyle bir çıkış yapacağımı ben de tahmin etmiyordum. Sağ olsunlar, beni herkes çok seviyor. Genç kızlar bir tarafa, anneler babalar gelip “Oğlum” diyor, çok hoşuma gidiyor. Bu filmden sonra belki milyonlarca çocuk pilot olmak isteyecek...PİLOTLARLA NÖBET TUTTUMSenarist Hakan Evrensel: “Bu filmi hayal etmeye başladığımız tarih, 2009’un ağustos-eylül aylarıydı. Türk Hava Kuvvetleri ile fiili olarak çalışmaya ise 2010 yılının ocak ayında başladık. Senaryoyu yazarken birçok üste çalıştım, geceleri üslerde kaldım. Pilotlarla birlikte nöbet tuttum, bakım hangarlarında teknik ekiple beraber sabahladım. Asistanımla birlikte çok fazla fotoğraf çektik. Senaryo da o fotoğrafların üzerinden oluştu. Öncesinde de havacılıkla ilgili ne varsa okudum, çekilmiş filmleri izleyip değerlendirdim. Senaryoda benim adım görünüyor ama emin olun, altında bir sürü kişinin imzası var. Böyle bir işe çok az ülke, çok az hava kuvvetleri ve çok az sinema sektörü cesaret edebilir. Bizim bunu yapabilecek bilgi birikimi ve yeteneğe sahip insanlarımız var ve onlar da bu projede bir araya geldi.”Amerika’dan getirildi“Anadolu Kartalları”nın çekimleri için Amerika’dan özel olarak uçak getirildi. Bu uçağın üzerinde dijital çekim yapan üç kamera var. Burun kısmındaki kamera, 360 derce görüntü alabiliyor. Jet hızıyla çekim yapılıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!