Alzheimer'a dikkat

Unutkanlık ve buna bağlı günlük yaşamsal işlevlerin kaybedilmesi olarak bilinen Alzheimer hastalığına, 65 yaşın üzerinde, her 10 kişiden birinde, 85 yaşın üzerinde ise her 3 kişiden birinde rastlandığı bildirildi.Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim Üyesi ve Alzheimer Derneği Adana Şube Başkanı Prof. Dr. Ali Özeren, yaşlılarda kalp hastalıkları, kanser ve beyin damarı hastalıklarından sonra en sık karşılaşılan 4'üncü hastalığın Alzheimer olduğunu söyledi. Toplumda, yaşlılıkla gelen unutkanlıkların doğal karşılandığını ve bir uzmana danışma gereksiniminin duyulmadığını kaydeden Özeren, bu nedenle çoğu zaman hastalığın ne zaman başladığını belirlemekte güçlükle karşılaştıklarını anlattı. Hafif unutkanlıklar, yeni öğrenilen bilgilerin akılda tutulamaması, karar verme yeteneğinin azalması, eşya kaybetme, yer bulmada zorluk, aynı soruları tekrar sorma şeklinde ortaya çıkan belirtilerin ileri evrelerde günlük yaşamsal işlevlerin yapılamaması haline dönüştüğünü kaydeden Özeren, şöyle konuştu: “Hastalıkla birlikte bazı kişilerde içe kapanma şeklinde depresif belirtiler ortaya çıkabilir. Hastalar sıklıkla bilişsel kayıplarının farkında değildirler. Bununla birlikte az sayıda da olsa bazı hastalar kaybettikleri yetilerinin farkına varırlar ve ciddi psikolojik sorunlar, hatta kişilik bozulmaları ortaya çıkar.” Özeren, hastalığın başlamasının ardından 4-7 yıl sonra orta evreye ilerlediğini ve hastanın giderek daha fazla bakıma ve ilgiye gereksinim duyduğunu kaydetti. Problem çözme yeteneğini ileri derecede yitiren Alzheimer hastalarının en yakınlarını bile tanıyamadıklarını ifade eden Özeren şöyle devam etti: “Giyinme gibi en basit işlerden, dile kadar birçok işlev bozulur. Uyku bozuklukları, gece gündüz karıştırmaları, aşırı şüphecilik, sözel ve fiziki saldırganlık baş gösterir. Yerini bulamadığı bir nesnenin çalındığını sanarak saldırganlaşma ve hatta halusinasyonlar yaşanır. Tüm bunlar, hastalığın fiziksel olduğu kadar psikolojik açıdan da hastayı olumsuz etkilediğinin göstergeleridir.” HASTA YAKINLARININ SORUNLARIAlzheimer hastalarının günlük yaşamlarını tek başlarına sürdüremez hale gelmeleri ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunlarının bakımlarından sorumlu kişileri de olumsuz etkilediğinin altını çizen Özeren, şöyle devam etti: “Alzheimer ailenin tümünün beraber yaşadığı bir hastalıktır. İlerleyici özelliği kesin olan böyle bir tablo karşısında hasta yakınlarının ve bakıcılarının da değişik problemler yaşabileceği gözardı edilmemelidir. Bakan kişinin tüm yaşamını hastaya adaması gerekebilir. Buna bağlı olarak da bunaltı, hatta depresyon azımsanamayacak oranda gözlenir. Bakıcı duygusal, fiziksel ve hatta ekonomik güçlükler yaşayabilir. Hasta yakınına psikolojik ve farmakolojik yardım gereklidir.” Özeren, henüz nedeni ve kesin tedavisi bilinemeyen bu hastalığın ilerlemesinin, ancak sevgi ve ilgi ile yavaşlatılabileceğini belirterek, hasta yakınları ve uzman hekimlerin bu amaç çevresinde işbirliği yapmaları gerektiğini kaydetti.�