Almanya’da İngilizce şarkı söylediler, 400 bin single sattılar
Güncelleme Tarihi:
Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2007 00:00
Orange Blue grubunu Türkiye’deki müzikseverler ilk kez 2005’te ve geçen hafta katıldıkları Okan Bayülgen’in Makina programında tanıdı.
Alman Vince Bahrdt ile Almanya’da yaşayan Volkan Baydar’ın 2000 yılında kurduğu grup, kısa sürede Almanya’da meşhur oldu. İlk albümleri Almanya’da 250 bin sattı. İkinci albümlerinde yer alan şarkıları, Walt Disney yapımı Dinozorlar ile Julia Roberts ve Catherine Zeta Jones’lu American Sweethearts filmlerinin müziklerinde kullanıldı. Grup, yeni albümü Superstar ile Avrupa’dan sonra şimdi de Türkiye’nin kapısını tıklatıyor. İstanbul Balans’ta verdikleri konserle albümün tanıtımını yaptılar. "Türkiye’ye daha önce gelmek istiyorduk. Plak firmamız Universal, Türkiye şubesini kapattı. Şimdi Topkapı Müzik’le anlaştık. Türkiye’de de tanınmak, konser vermek istiyoruz" diyorlar.
Orange Blue grubunu anlatmaya, hikayenin Türk tarafından, Volkan Baydar’dan başlayalım. Alman Vince Bahrdt ile grubun beyni olan Baydar, 1971 Hamburg doğumlu. Babası taksi şoförü, annesi terzi. Artvin kökenli ailesi, 60’lardan beri Almanya’da. Baydar’ın müziğe ilgisi çocukluğunda başlıyor. "Annem, 3-4 yaşında şarkı söylediğimi söylüyor" diyor. "Okulda Almanca eğitim almama, evde Türkçe konuşulmasına rağmen beni cezbeden dil İngilizce oldu. Kendimi bildim bileli İngilizce şarkı dinliyor ve söylüyorum. İlk İngilizce eğitimini babamdan aldım. 10 yaşından itibaren de okulda öğrendiklerimle İngilizce’mi geliştirdim. İlk dinlediğim ve çok sevdiğim müzisyenler Boney M, Steve Wonder ve Whitney Houston."
Ailesinin evde Türkçe şarkıların yanı sıra yabancı müzik de dinlediğini ve bundan etkilendiğini anlatıyor. Almanya’da doğup büyüyen gençler çoğunlukla rap’la ilgilenirken, Baydar’ın bu akımla ilgilenmemesinin nedenine gelince: "Semtimizde, okulumda Türk yoktu. Gelişimim için, ailem özellikle Türklerin olmadığı semte yerleşmiş. Modern eğitim almamı, Almanca’mın iyi olmasını istemişler. Hiç Türk arkadaşım olmadı. Almanya’da Türklerin etkilendiklerinden etkilenmedim. Ayrıca rap’i sevmiyorum."
GRUBUN TEMELİ GAZETE İLANIYLA ATILDI
Liseden sonra psikoloji okumak üzere üniversiteye başvuran ama kabul edilmeyen Baydar, bunun üzerine özel bir müzik okuluna giriyor: "7 yaşında piyano dersleriyle başlamıştım. Psikoloji okuyamayınca müzik eğitimine karar verdim. Okul yeteneğime inandı, burs verdi."
Okulun ikinci yılında, bir gazete ilanında soul müziği yapan bir grubun solist aradığını okuyor. Görüşmeye gidiyor, gruba kabul ediliyor. Vince Bahrdt ile bu sayede tanışıyor. Bahrdt, Volkan’ın sesini ilk duyduğu gün grup üyeleriyle yaşadığı şaşkınlığı unutmamış: "Çok güçlü, duygusal bir sesi var. İlk duyduğumuzda kulaklarımıza inanamamıştık. Bu nasıl ses, nasıl yorum dedik. Mutlaka aramızda olmalıydı."
Kısa sürede iyi arkadaş olan Baydar ile Bahrdt, iki yıl sonra kendi gruplarını kurmak için bu topluluktan ayrılır. Topluluklarının ilk adı Orange, zamanla Orange Blue’ya dönüşür. İlk albümleri In Love with a Dream 2000’de yayınlanır. Albüm 250 bin, ilk single "She’s Got That Light" 400 bin satar. Kısa sürede Almanya’nın tanınıp sevilen grupları arasına girmişlerdir. "Almanya’da İngilizce şarkı yazan çok az. Belki de rakibimiz olmadığı için bu kadar ilgi gördük" diyor Baydar.
İkinci albümleri "Songs of Liberty" de aynı başarıyı yakalar. Şarkılardan biri Walt Disney yapımı Dinozorlar’a, diğeri de Hollywood prodüksiyonu American Sweethearts filmine müzik olur. Baydar’ın anlattığına bakılırsa, bu seçim bir tesadüf değil: "Dinozorlar, Amerika’da vizyona girmeden önce, çeşitli şarkılar yapılmış, ama beğenmemişler. Avrupa’da vizyona girmeden önce, duyuru yapıldı. Filmi izledik, bir şarkı besteleyip ilettik. Çok beğendiler, filmde kullanmaya karar verdiler. Bu şarkı sayesinde Polonya’dan Fransa’ya pek çok ülkede listelere girdik, Avrupa’da tanındık."
EKİP TAM BİR DÜNYA KARMASI
Grup, müziğini "soul ve rock içeren pop" olarak tanımlıyor. "Müzik tarzı üzerine düşünmek yerine içimizden geleni yapıyoruz" diyor Bahrdt. Orange Blue tam bir dünya karması. Klavyecilerden Martin Tingrall, İsveç’ten; Bahrdt ise Alman. Gitarcı Roland Cabezas, İspanyol. Basçı Fontaine Burnett, Amerikalı. Perküsyoncu Rhani Krija, Faslı. Vokalist Sandra Glaser ve Birgid Jaussen, Hollandalı. "Kendiliğinden böyle gelişti ama çok da iyi oldu. Grubumuzun içinde farklı ülkelerden müzisyenlerin olması bizi zenginleştiriyor. Farklı bakış açısı sağlıyor. Birbirimize çok şey öğretiyoruz " diyor Baydar.
2005 Eurovision Almanya elemelerine katılan, üçüncü olan grup, Türkiye’ye ilk kez o yıl gelmişti. Şarkıları "But Do I" epey ilgi görmüştü. İlk üç albümleri Türkiye’de yayımlanmadı. Nedeni firmaları Universal’in Türkiye şubesinin kapanması. Son albümleri "Superstar" için Topkapı Müzik’le anlaşan grup, Türkiye’de daha çok tanınmak ve konser vermek istiyor.
VINCE BAHRDT
Albümün adı, star sistemine eleştiri
Çocukluğumuzda müzik piyasasında birkaç süperstar vardı. Bugün her köşe başında, her TV kanalında, bir başka isim süperstar olarak sunuluyor. Biz bu sisteme karşıyız. Müzik şirketleri star üretmeye çalışıyor. Planla, prodüksiyonla star olunmaz. İnsanın içinden gelmeli. Bazıları, kameraya bakmayı, güzel poz vermeyi öğrenip süperstar olabileceğini sanıyor. Gençlere yanlış yol gösteriliyor. Şarkımızla buna tepki gösterdik. Çünkü genç müzisyenlere karşı sorumluluk hissediyoruz.
VOLKAN BAYDAR
Arabeskten hoşlanmasam da Tatlıses’e sempatim var
Türk Müziği’ni, müzisyenleri pek bilmiyorum. Çocukluğumda annem babam Türk Sanat Müziği dinlerken, "Bu nasıl müzik, hemen kapatın" derdim. Şimdi hoşuma gidiyor. Arabeskten hoşlanmasam da İbrahim Tatlıses’e sempati duyuyorum. Kenan Doğulu’nun son albümünü beğendim. Bir de Şebnem Ferah’ın sesini çok beğeniyorum. İlk Türkçe şarkımı geçen sene yazdım. Hollandalı müzisyen arkadaşımın yaptığı, farklı ülkelerden müzikleri, müzisyenleri bir araya getiren bir proje için bestelendi bu şarkı. Belki bundan sonra başka Türkçe şarkılar da yapabilirim.
Albümü tanıyalım
Adı: Superstar.
Şirket: Topkapı Müzik
Şarkı sayısı: 13. Şarkıları Volkan ve Vince birlikte yazıp besteliyor.
Prodüktör: Blue, Jennifer Lopez, Missy Eliot, Jennifer Lopez gibi isimlerle çalışmış Deekay.
Albümün masteringi: Michael Jackson’un Thriller albümü dahil dünyaca ünlü pek çok albümün masteringini yapmış Bernie Grundman.
Fotoğraflar: 50 Cent, Sting, Black Eyed Peas gibi yıldızların fotoğrafçısı Nela König tarafından İstanbul’da çekildi.
Orange Blue grubunu anlatmaya, hikayenin Türk tarafından, Volkan Baydar’dan başlayalım. Alman Vince Bahrdt ile grubun beyni olan Baydar, 1971 Hamburg doğumlu. Babası taksi şoförü, annesi terzi. Artvin kökenli ailesi, 60’lardan beri Almanya’da. Baydar’ın müziğe ilgisi çocukluğunda başlıyor. "Annem, 3-4 yaşında şarkı söylediğimi söylüyor" diyor. "Okulda Almanca eğitim almama, evde Türkçe konuşulmasına rağmen beni cezbeden dil İngilizce oldu. Kendimi bildim bileli İngilizce şarkı dinliyor ve söylüyorum. İlk İngilizce eğitimini babamdan aldım. 10 yaşından itibaren de okulda öğrendiklerimle İngilizce’mi geliştirdim. İlk dinlediğim ve çok sevdiğim müzisyenler Boney M, Steve Wonder ve Whitney Houston."
Ailesinin evde Türkçe şarkıların yanı sıra yabancı müzik de dinlediğini ve bundan etkilendiğini anlatıyor. Almanya’da doğup büyüyen gençler çoğunlukla rap’la ilgilenirken, Baydar’ın bu akımla ilgilenmemesinin nedenine gelince: "Semtimizde, okulumda Türk yoktu. Gelişimim için, ailem özellikle Türklerin olmadığı semte yerleşmiş. Modern eğitim almamı, Almanca’mın iyi olmasını istemişler. Hiç Türk arkadaşım olmadı. Almanya’da Türklerin etkilendiklerinden etkilenmedim. Ayrıca rap’i sevmiyorum."
GRUBUN TEMELİ GAZETE İLANIYLA ATILDI
Liseden sonra psikoloji okumak üzere üniversiteye başvuran ama kabul edilmeyen Baydar, bunun üzerine özel bir müzik okuluna giriyor: "7 yaşında piyano dersleriyle başlamıştım. Psikoloji okuyamayınca müzik eğitimine karar verdim. Okul yeteneğime inandı, burs verdi."
Okulun ikinci yılında, bir gazete ilanında soul müziği yapan bir grubun solist aradığını okuyor. Görüşmeye gidiyor, gruba kabul ediliyor. Vince Bahrdt ile bu sayede tanışıyor. Bahrdt, Volkan’ın sesini ilk duyduğu gün grup üyeleriyle yaşadığı şaşkınlığı unutmamış: "Çok güçlü, duygusal bir sesi var. İlk duyduğumuzda kulaklarımıza inanamamıştık. Bu nasıl ses, nasıl yorum dedik. Mutlaka aramızda olmalıydı."
Kısa sürede iyi arkadaş olan Baydar ile Bahrdt, iki yıl sonra kendi gruplarını kurmak için bu topluluktan ayrılır. Topluluklarının ilk adı Orange, zamanla Orange Blue’ya dönüşür. İlk albümleri In Love with a Dream 2000’de yayınlanır. Albüm 250 bin, ilk single "She’s Got That Light" 400 bin satar. Kısa sürede Almanya’nın tanınıp sevilen grupları arasına girmişlerdir. "Almanya’da İngilizce şarkı yazan çok az. Belki de rakibimiz olmadığı için bu kadar ilgi gördük" diyor Baydar.
İkinci albümleri "Songs of Liberty" de aynı başarıyı yakalar. Şarkılardan biri Walt Disney yapımı Dinozorlar’a, diğeri de Hollywood prodüksiyonu American Sweethearts filmine müzik olur. Baydar’ın anlattığına bakılırsa, bu seçim bir tesadüf değil: "Dinozorlar, Amerika’da vizyona girmeden önce, çeşitli şarkılar yapılmış, ama beğenmemişler. Avrupa’da vizyona girmeden önce, duyuru yapıldı. Filmi izledik, bir şarkı besteleyip ilettik. Çok beğendiler, filmde kullanmaya karar verdiler. Bu şarkı sayesinde Polonya’dan Fransa’ya pek çok ülkede listelere girdik, Avrupa’da tanındık."
EKİP TAM BİR DÜNYA KARMASI
Grup, müziğini "soul ve rock içeren pop" olarak tanımlıyor. "Müzik tarzı üzerine düşünmek yerine içimizden geleni yapıyoruz" diyor Bahrdt. Orange Blue tam bir dünya karması. Klavyecilerden Martin Tingrall, İsveç’ten; Bahrdt ise Alman. Gitarcı Roland Cabezas, İspanyol. Basçı Fontaine Burnett, Amerikalı. Perküsyoncu Rhani Krija, Faslı. Vokalist Sandra Glaser ve Birgid Jaussen, Hollandalı. "Kendiliğinden böyle gelişti ama çok da iyi oldu. Grubumuzun içinde farklı ülkelerden müzisyenlerin olması bizi zenginleştiriyor. Farklı bakış açısı sağlıyor. Birbirimize çok şey öğretiyoruz " diyor Baydar.
2005 Eurovision Almanya elemelerine katılan, üçüncü olan grup, Türkiye’ye ilk kez o yıl gelmişti. Şarkıları "But Do I" epey ilgi görmüştü. İlk üç albümleri Türkiye’de yayımlanmadı. Nedeni firmaları Universal’in Türkiye şubesinin kapanması. Son albümleri "Superstar" için Topkapı Müzik’le anlaşan grup, Türkiye’de daha çok tanınmak ve konser vermek istiyor.
VINCE BAHRDT
Albümün adı, star sistemine eleştiri
Çocukluğumuzda müzik piyasasında birkaç süperstar vardı. Bugün her köşe başında, her TV kanalında, bir başka isim süperstar olarak sunuluyor. Biz bu sisteme karşıyız. Müzik şirketleri star üretmeye çalışıyor. Planla, prodüksiyonla star olunmaz. İnsanın içinden gelmeli. Bazıları, kameraya bakmayı, güzel poz vermeyi öğrenip süperstar olabileceğini sanıyor. Gençlere yanlış yol gösteriliyor. Şarkımızla buna tepki gösterdik. Çünkü genç müzisyenlere karşı sorumluluk hissediyoruz.
VOLKAN BAYDAR
Arabeskten hoşlanmasam da Tatlıses’e sempatim var
Türk Müziği’ni, müzisyenleri pek bilmiyorum. Çocukluğumda annem babam Türk Sanat Müziği dinlerken, "Bu nasıl müzik, hemen kapatın" derdim. Şimdi hoşuma gidiyor. Arabeskten hoşlanmasam da İbrahim Tatlıses’e sempati duyuyorum. Kenan Doğulu’nun son albümünü beğendim. Bir de Şebnem Ferah’ın sesini çok beğeniyorum. İlk Türkçe şarkımı geçen sene yazdım. Hollandalı müzisyen arkadaşımın yaptığı, farklı ülkelerden müzikleri, müzisyenleri bir araya getiren bir proje için bestelendi bu şarkı. Belki bundan sonra başka Türkçe şarkılar da yapabilirim.
Albümü tanıyalım
Adı: Superstar.
Şirket: Topkapı Müzik
Şarkı sayısı: 13. Şarkıları Volkan ve Vince birlikte yazıp besteliyor.
Prodüktör: Blue, Jennifer Lopez, Missy Eliot, Jennifer Lopez gibi isimlerle çalışmış Deekay.
Albümün masteringi: Michael Jackson’un Thriller albümü dahil dünyaca ünlü pek çok albümün masteringini yapmış Bernie Grundman.
Fotoğraflar: 50 Cent, Sting, Black Eyed Peas gibi yıldızların fotoğrafçısı Nela König tarafından İstanbul’da çekildi.