Aklınıza gelmeyen başınıza gelmesin

Güncelleme Tarihi:

Aklınıza gelmeyen başınıza gelmesin
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2005 00:00

Sağlıklı yaşamak için elinizden geleni yaptığınızı söyleyebilirsiniz. Fakat bazen aklınızın köşesinden bile geçmeyen öyle sorunlar gelip sizi bulur ki, şaşırır kalırsınız. Bu tür sorunlara karşı hazırlıklı olmak şart.

Varisi oluşmadan engelleyin

Varis, vücudumuzdaki damar ağlarından birine verilen isim. Ama varis denildiği zaman bizim aklımıza ilk gelen, bacaklarda, özellikle baldırlarda mavi mavi çizgiler halinde görülen varis damarlarıdır. Bunların çeşitli nedenlerle şişmesi, bacaklarda dayanılmaz ağrılara neden olur.

Günümüzde varis ağrılarından kurtulmak için ameliyat uygulanıyor. Siz yine de bu uğurda bıçak altına yatmak zorunda kalmadan, varise yakalanmamak için önlem almayı deneyin.

Uzun süre ayakta kalan kişiler için varis kaçınılmaz olabiliyor. Ama varis damarlarını korumak da pekala mümkün. Otururken, bacak bacak üstüne atmaktan kaçının. Hiç kıpırdamadan ayakta durmak zorunda kalsanız da 10 dakika sonra mutlaka bacaklarınızı hareket ettirin. Kabızlık çekmemeye gayret edin.

Oturduğunuz zaman, bacaklarınızı yukarı kaldırın. Banyodan sonra bacaklarınızı değişimli olarak sıcak ve soğuk suyla ovuşturun. Bu işlemi birkaç dakika tekrarladıktan sonra bacaklarınıza kremle masaj yapın. Sigara, kafeinli içecekler ve alkol alışkanlıkları da varis damarlarına zarar verir.

Çocuklarda diyabet tehlikesi

Çocuklarda aşırı şişmanlıkla birlikte görülen diyabet, büyük bir tehlike oluşturuyor. Çocuklarda ensülin iğnesine ihtiyaç göstermeyen ikinci tip diyabet ne yazık ki çok yaygın.

Çocuklarda diyabet hastalığının yaygınlaşmasının çeşitli nedenleri var. Aşırı beslenme birinci neden. İkincisi hareketsizlik. Çocuklarda iki tip diyabet de görülüyor. Birinci tip diyabete yakalanan çocukların durumunu saptamak o kadar zor değil. Çocuğun çok fazla susaması, soluğunun kesilmesi ve durup dururken zayıflaması diyabet belirtisi olabilir. İkinci tip diyabetin teşhis edilmesi biraz daha zordur. İkinci tip diyabet, okul çağındaki çocuklarda daha çok görülür.

Fazla kilolar tehlike yaratıyor

Tıp uzmanları, fazla kiloların insan sağlığı için büyük tehlikeler yarattığını söyleyip duruyorlar. Kilolu olmak sağlıklı olmaya işaret sayılmaz. Tam aksine o sizi koruyacağını düşündüğünüz kilolar, bakın sizin başınıza ne dertler açabiliyor:

Vücut ağırlığının yükünü bacaklar ve ayaklar çekiyor. Vücudun ağırlığı arttıkça, bacaklara ve ayaklara daha fazla yük biniyor ve sırt, bel ve diz ağrıları çekmeye başlıyorsunuz. Bacaklarda ve ayaklarda şişmelerin de başlıca nedeni fazla kilolar.

Aşırı kilolu kadının doğum yapmasında da bazı sakıncalar sıralanıyor. Kadının hayatının tehlikeye girmesi bir yana, anne karnındaki bebeğin de kusurlu doğması mümkün. Kan basıncının yüksek olması, diyabet gibi sorunlar, aşırı kilolu kadını doğum sırasında tehdit eder. Uzmanlar şişman kadınların bebeklerini dünyaya getirmelerinin de çok uzun sürebileceğini söylüyorlar.

Şişman kadınlarda doğurganlığa zarar veren yumurtalık hastalıklarına çok sık rastlanır.

Kanser korkusunu da yabana atmamak gerek. Aşırı kilolar meme, pankreas ve kalın bağırsak kanserleri için önemli bir risk unsuru.

Fazla kilolar, karın bölgesi ve yemek borusuna aşırı baskı yapar ve günümüzde pek yaygın olan reflü sorunuyla karşı karşıya kalırsınız.

İlaç yerine masajı deneyin

Günümüzde depresyon, panik atak, gerginlik gibi sorunlardan yakınmayan acaba var mı? O halde hiçbir yan etkisi olmayan ve her yaşta insana uygulanabilen masaj ile sağlığınıza kavuşabilirsiniz. Ancak masaj konusunda sabırlı olmak gerek. Birkaç seansla sağlığınıza kavuşmanız mümkün değil. Masajdan önce sıcak bir banyo yapın. Ama bu arada karnınızı tıka basa doyurmaya kalkışmayın. Masajdan sonra bol su içmelisiniz. Böylece vücudunuzdaki toksinleri atmanız daha kolay olur.

Yavrunuz otistik mi anlarsınız

Bebek, anne karnındayken yapılan incelemeler onun sağlıklı bir bebek olarak dünyaya gelip gelemeyeceğinin anlaşılmasını sağlıyor. Ama bebeğin otistik olup olmadığı bu incelemelerle ortaya çıkmıyor. Dış dünyayla ilgilenmeyip kendi hayal dünyasında yaşamayı tercih etmek, gerçekten önemli bir sorun. Bebeğin otistik olup olmadığını anlamak için, bir yaşına geldiği zaman onu dikkatle incelemelisiniz. Otizm belirtilerini kısaca sıralayalım:

Bebek, asla gülümsemez.

Adını söylediğiniz zaman hiçbir tepki vermez.

Konuşmak için çaba harcamaz.

Göz temasından hep kaçınır. Bazen de gözlerini bir noktaya diker, çevresinden hiç etkilenmeden sabit bakışlarla o noktayı inceler.

Cisimlere doğru gitmek istemez. El sallamak gibi basit hareketleri asla tekrarlamaz.

Vitaminleri öldürmeyin

Beslenme yoluyla yeterli vitamin alamıyorsak, vitamin hapları ve şuruplarından destek alabiliriz. Yapay vitaminler de elbette vücudun ihtiyacını giderir ama doğal yollarla vitamin almayı tercih etmeliyiz. Ancak hangi sebze ve meyvede hangi vitaminlerin bulunduğunu öğrenmekle iş bitmiyor. Öncelikle, sebze ve meyve satın alırken bunların çok taze olmalarına dikkat edin. Satın aldığınız meyve ve sebzeleri hemen buzdolabına yerleştirin. Bunların evde güneş altında bekletilmeleri doğru değildir. Sebzeleri fazla pişirmeyin. A ve C vitaminleri gibi suda eriyen vitaminler pişme sırasında yok olabilir.

Beslenme şekli hasta ediyor

Seçtiğiniz yiyecekler vücudunuzda sorunlar yaratabilir. Eğer düşük kalorili bir beslenme düzenini uyguluyorsanız, sürekli yorgunluktan, güçsüz kalmaktan yakınabilirsiniz. Hasta olmadığınız halde yorgan döşek yatmaya can atarsınız. Buna karşılık protein bakımından zengin, ama yok denecek kadar az karbonhidrat içeren besinler iştahınızı artırabilir. Kısa sürelerle depresyon belirtileri ortaya çıkabilir. Bir an neşelenirsiniz, sonra birdenbire moraliniz bozulur. Saç dökülmeleri, mide krampları, baş ağrıları gibi sorunların kaynağını besinlerde aramalısınız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!