80 kere nikahtan döndüm

Güncelleme Tarihi:

80 kere nikahtan döndüm
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2000 00:00

Haberin Devamı

Haftaiçi her akşam Kanal D ekranlarından seyrediyoruz onu. Kafasında yüz tane tokayla devamlı olarak Cem Davran'ı nikah masasına oturtmaya çalışıyor. ‘‘Ruhsar’’ dizisinin Reyhan'ı Ebru Karanfilci, aslında görünenin aksine hiç de evlenme meraklısı bir kadın değilmiş...

Bir kadın düşünün... Deliler gibi sevdiği bir adam var. Kadının en büyük arzusu; bu adamla evlenebilmek. Hatta öyle bir zaman geliyor ki; evlenmelerine ramak kalıyor. Hem de 80 kere. Yanlış duymadınız. 80 kere nikah masasına oturuyorlar ve bir türlü imzayı atamıyorlar. Çünkü her seferinde bir aksilik çıkıyor. Bu talihsiz kadının adı Reyhan. Hani Kanal D'de yayınlanan ‘‘Ruhsar’’ dizisinin Reyhan'ı. Gerçek adıyla Ebru Karanfilci. Son dönemlerde canlandırdığı karakterle yıldızı iyiden iyiye parlayan 29 yaşındaki genç oyuncu, aslında ortaokul yıllarında beri sahne tozu yutan bir sanatçı. Sanat yaşantısına önce balerinlikle başlayan Karanfilci, Müjdat Gezen Okulu'nun tiyatro bölümünü bitirmiş. Çeşitli müzikallerde rol almış. İzel'in yıllar önce söylediği ‘‘Hasretim’’ şarkısının klibinde dansetmiş. Sonra oynadığı reklam filmleri de cabası. Tüm bunların arasına Marmara Üniversitesi Turizm-Otelcilik bölümünden alınan diplomayı ve makyözlük eğitimini de sığdırmış. Ama o asıl şöhretini uçuk, kaçık Reyhan'la yakaladı. Röportajımız sırasında öyle komik diyaloglar yaşadık ki; durumu ancak şu sözlerle ifade edebiliriz. Bazen Ebru Karanfilci'yle röportaj yaptık, bazen de Reyhan'la dizinin bir sahnesini canlandırdık. Gayet eğlenceli olduğunu söylememiz lazım!

Nedir bu Reyhan fırtınası?

Uzun zamandır sahne üzerindeyim ama herkes beni ‘‘Ruhsar’’daki Reyhan karakteriyle tanıdı. Çünkü sevilen biri Reyhan. Bir de aşağı yukarı 80 kere gelinlik giydim, Mazhar Bey uğruna. Üstelik her bölümde ayrı bir gelinlik giyiyorum. Kiralık gelinlikler ama bir bölümde kendi gelinliğimi giymiştim.

Evli misiniz?

Ocak ayında ayrıldım eşimden. İki sene önce evlenmiştim. Bana: ‘‘Sanat camiasının içindesin. Evliliğin yürümez tabii’’ diyorlar. Hiç alakası yok. Bu camianın içinde olmama rağmen, aslında çok da dışındayım. Neyse, sonuçta mutluyum. İşim iyi gidiyor. Ailem yanımda.

Gerçek hayatta bir erkek sizi bu kadar oyalasa ne yaparsınız?

Bilmiyorum ama Reyhan'ın sabrını da kimse gösteremez gibi geliyor!

Peki Reyhan'la uyuşan yönleriniz var mı?

Ben de onun gibi her şeye pozitif bakarım. Hep artıdan başlarım. Kimse için: ‘‘Acaba mı?’’ diye düşünmem.

Yararını görüyor musunuz böyle davranmanın?

Zararını görüyorum elbette. Şimdiye kadar çok üzüldüm. Çok güvendiğim insanlardan kazıklar yedim. Ama zamanla araya mesafe koymayı öğreniyorsun. Yine de tüm bunlar insanları sevmeme engel değil. Çünkü insanlarla konuşmaya, sevmeye, sevilmeye ihtiyaç duyuyorsun.

Senaryoyu ilk okuduğunuzda böyle uçuk birini canlandırmak cazip geldi mi?

İlk okuduğumda: ‘‘Bu hiç iyi bir rol değil. Keşke Mazhar'ın kızkardeşi olsaydım’’ dedim. Annem, Reyhan'ın en renkli karakter olduğunu ve yanlış düşündüğümü söyledi. İşin ilginci; Reyhan ilk başlarda bu kadar salak değildi. Onu ben salaklaştırdım. Yani salak değil de, uçuk diyelim.

Saçınıza taktığınız yüzlerce tokaya harcadığınız para nedir?

Tokalara para harcamıyorum ki! Yollarda beni tanıyıp toka veren bir sürü insan var. ‘‘Ya şunu bizim içim takar mısın?’’ diyorlar. Verdikleri hediyenin ekranda görünmesi hoşlarına gidiyor. Fakat çekimler bittiğinde herkes giyinip, çıkıyor. Ben daha tokaları yeni çıkartıyorum kafamdan.

Kamera karşısındaki ilk uçuk Reyhan tecrübenizde zorlandınız mı?

Dediğim gibi önceleri normaldi, sonra ‘‘Biraz abartayım’’ dedim. O zaman yönetmenimiz Samim Değer'di. Çok beğendi, ‘‘Biraz daha abart Ebru’’ deyince bugünlere geldik. Hergün birşeyler geliştiriyorsun. Şimdi bile ‘‘Nasıl değişiklik katabilirim?’’ diye düşünüyorum.

Sette durum nedir? Rol arkadaşlarınız size gülüyor mu?

Çocuklar gibi eğleniyoruz. Bazen Cem Davran bana: ‘‘Sen koskocaman bir kadınsın. Düştüğün duruma bak. Ne haldesin?’’ diyor. O zaman çekimi falan unutup karşılıklı gülmeye başlıyoruz. Bir bölümde ben Cem'e kan verince o da benim gibi salak olmuştu. İşte o bölümde çok eğlendik. Kendimden birini gördüm ya, mutlu oldum!

Reyhan karakteriyle çok öne çıktınız. Bu durum, mesela Hande Ataizi ile ilişkilerinizi etkiliyor mu?

Hande her zaman: ‘‘Benim dizideki favorim Reyhan’’ diyor. Bir dönem diziden ayrıldım. Beş, altı bölüm oynamadım. Yeniden döndüğümde en çok sevinenlerden biri Hande oldu. Benim dizide olmamamı bir kayıp olarak gördüğünü söyledi. Gerçekten de rolümü canlandırırken en çok gülen Hande oluyor.

Böyle uçuk birini canlandırmanız bundan sonra gelecek rol tekliflerini kısıtlar mı?

Bence kısıtlamaz. Böyle bir karakteri canlandırmam benim yeteneğimi kanıtlıyor. Mesela Kanal D için yeni bir televizyon filmi çekilecek. Canlandıracağım kız oldukça kadınsı bir tip. Hiç alakası yok Reyhan'la. ‘‘Hiç Yoktan Aşk’’ diye bir film. Ayhan Kavaslı, Bennu Yıldırımlar var. Herkes tiyatrocu.

Tiyatrocuları özellikle vurguluyorsunuz. Eğitimini almadan oyunculuk yapanlar hakkındaki görüşünüz nedir?

Çok katı değilim. ‘‘Onlar yapmasınlar’’ demiyorum. Mesela Şebnem Özinal eskiden mankendi ama artık sadece tiyatro yapıyor. Bu işe gerçekten saygı duymak lazım. Disiplinli olup ciddiye alanlara söyleyecek sözüm yok. Ancak çok uç noktada insanlar var. O mankenleri beğenmiyorum işte. Onların tiyatro yapmak gibi bir şansları yok, sadece dizilerde oynarlar. Anlayacağınız oyunculuk yaptığını zanneden bir çok insan var.

Ben Hande’nin favorisiyim

Dizide bu kadar öne çıkmasının kimseyi rahatsız etmediğini söylüyor Ebru Karanfilci. Mesela başrolde oynayan Hande Ataizi, en çok Ebru’yu seviyormuş. Diziden kısa bir ayrılık dönemi yaşadığında da, set arkadaşlarından onu en çok özleyen Ataizi olmuş...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!