67 bin çocuğa tiyatro eğitimi

Güncelleme Tarihi:

67 bin çocuğa tiyatro eğitimi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2011 00:00

Yapı Kredi ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) işbirliğiyle beş yıldır süren ‘Okuyorum Oynuyorum’ projesiyle gerçekleşen özel tiyatro etkinlikleri ünlü isimlerle çocukları buluşturuyor. Türkiye’nin 11 şehrindeki 12 Eğitim Parkı’nda hayata geçen projede, ünlü oyuncular çocuklara koçluk yaparak tiyatroyla tanıştırıyor. Projede yer alan oyunculardan Haluk Bilginer, Yiğit Özşener, Şebnem Bozoklu, Serkan Altınorak ve Zeynep Alkaya’yı bir etkinlik sırasında yakaladık.

Haberin Devamı

Onlardan çok şey öğreniyoruz
HALUK BİLGİNER

Haluk Bilginer, TEGV projesinin İstanbul ayağında yer alıyor. Çocuklarla çalışmak için özel yöntemleri olduğunu söylüyor: “Biraz önce sınıfta bir oyun oynadık ve kimseden çıt çıkmadı. Ben bir şey söylemeden oyunu becerebilmek için dinlemek zorunda olduklarını hissettiler. Sonunda hiç bilmedikleri 14 yeni isim ve renk öğrendiler. Hayatta ezber denen bir şey olmadığını böylece anladılar. Emin olun, onlara hiçbir şey öğretmiyoruz. Ama onlar bize çok şey öğretiyor. Çocuklarla çalışmak beni her seferinde yeniden şaşırtıyor.”
Bilginer çocuklarla çalışmayı çok seviyor. Kızı Nazlı’nın sadece çocuklara bakışını değil, her şeyi değiştirdiğini de itiraf ediyor: “Önümde yeni pencereler açıldı. Kendime, doğaya, evrene bakışım değişti. Hayatımdaki her şey altüst ve çok daha güzel oldu. Bir de, çocukları izlemezseniz oyunculuk yapılamayacağına inanıyorum. Yetişkin olduğunuz anda mesleği bırakmalısınız. 10 yaşında kalmak ve üstüne çıkmamak gerek. Yoksa birden yalan söylemeye başlıyor, abuk sabuk kalıplar ediniyorsunuz.” Kızının oyuncu olmasını istediğini de ekliyor: “Keşke yeteneği olsa. Ama yeteneği yoksa asla oyuncu olmasını ve acı çekmesini istemem.”

Haberin Devamı

Hep müzisyenleri kıskandım
YİĞİT ÖZŞENER

Daha önce hiç eğitmenlik deneyimi olmayan Yiğit Özşener uzun zamandır çocuklarla bir proje yapmayı çok istiyordu. Proje kapsamında sunulan 11 ildeki 12 parktan Urfa’yı seçti. Farklı bir coğrafya ve iklimde olmak istediğini söylüyor: “Aslında davranış ve heyecanlarıyla çocuklar her yerde aynı dinamiklerle haraket ediyor, aynı nedenden konsantrasyonları dağılıyor. Ama yetişkinlerden daha saf, açık ve neşeliler. Ünlü birini görmek onları hayretlere düşürüyor ama bu çok doğal. Onlarla paylaştığım en büyük şey heyecanları. En zoru da enerjilerine ayak uydurmaktı. Zaman zaman çocuk sahibi olmak aklıma geliyor ama fikir olarak kalıyor.”
Şimdilerde konuşulan Kaybedenler Kulübü filminde de oynayan Özşener “iyi ki o yer almışım” diyor: “Bir dönemin ruhunu anlatmak açısından çok önemli bir film oldu. Umarım başka yönetmenleri de etkiler ve yakın zamanlardan bu tip hikayeler çıkar. Filmin albümü de çok iyi oldu. Ben de küçük bir şarkı söyledim. Oyuncuyum ama hep müzisyenleri kıskandım. Bundan sonra kendi keyfim için olsa da, müzik adına bir şeyler yapmak istiyorum.”

Haberin Devamı

Çocuk için zaman belli
ŞEBNEM BOZOKLU

Şebnem Bozoklu bu proje için; bir veya iki haftada bir mutlaka İzmir’e gidiyor. Konservatuvarı da bu şehirde okuduğu için, çok seviyor: “İzmir çok göç alan bir şehir, biraz dışına çıktığınızda gecekondu ve zor hayatlarla karşılaşabiliyorsunuz. Bizim çalıştığımız çocuklar da o mahallelerden. Çocuklar beni, ben de onları severim. Onlara yaşıtım gibi davranıyorum. Herhalde işin altın kuralı da bu olsa gerek, diye düşünüyorum. Şimdi iki oyun üzerinde çalışıyoruz. Benim konum sağlıkla ilgili. Her çocuğun sağlıklı olma hakkı üstünde duruyoruz. Çocukların beni çok şaşırttığı anlar da oluyor. Örneğin geçenlerde bir oyun oynatırken hepsini daire şeklinde oturtup, bir masal yazmalarını istedim. Herkes sırayla bir cümle söyleyecek ve masal oluşacaktı. Bir çocuk “Güneşten kocaman bir parça koptu ve dünyaya saplandı” dedi. Sonraki kız “Bunu duyan ve bronzlaşmak isteyen dünyanın her yerindeki milyonlarca kadın bikinileriyle dünyanın o bölgesine koştu” diye hikayeyi tamamladı. Erkek ve kadın algısının çocuk yaşlarda nasıl oluştuğuna şaşırdım.”
Şebnem Bozoklu çocuk sahibi olmayı çok istiyor. Hatta zaman bile biçmiş; yeni projesinden hemen sonra: “Televizyona bir sene ara verdim. Bir şey biter bitmez diğerine başlamayı doğru bulmuyorum. Ayrıca zaten kafamızda Canım Ailem sonrası neler yapacağımız da belliydi. Yeni sezonda bir komedi dizisine başlayacağım. Bu sefer 45 değil, yaşıtım (30) birini oynayacağım.”

Haberin Devamı

Kolay iletişim kurarım
SERKAN ALTUNORAK

Serkan Altınorak da İzmir’de eğitim veriyor. Bu sene 2000 kuşağı çocuklarıyla çalıştığını ve algılarını çok açık bulduğunu söylüyor: “Şimdiki çocuklar her şeyi biliyor ve bu beni şaşırtıyor. Onlarla aram çok iyi. Zaten genel olarak kolay iletişim kuran biriyim. İlk derste oyunculuk mesleğinin olmazsa olmazlarını anlattım. Birbirleriyle dalga geçmemelerini, laf atmamalarını söyledim. Hepsini anladılar.”
Altınorak DOT Tiyatrosu’ndaki oyununa devam ediyor. Sonrasında tatile çıkıp, yeni sezonda bir diziyle ekranlara dönmeye hazırlanıyor: “Şüphe dizisiyle ekrandaydım ama yayından kalktı. Çok severek oynadığım bir işti ama bazen zamanlama gibi hatalar oluyor. Ben oyuncuyum, işin matematiğinden anlamam. Yoluma bakıyorum.”

Haberin Devamı

Gelişime katkısı büyük
ZEYNEP ALKAYA

‘7 Şekspir Müzikali’nde oynayan Zeynep Alkaya projeye Bilginer aracılığıyla, çalışmalarında yardımcı olabilmek için dahil olmuş. O da çocukların hayalgüçlerinin çok kuvvetli olduğunu vurguluyor: “Büyükler gibi akıl ve mantık arasına sıkışmamışlar. Yaptıkları her şeye hiç zorlanmadan inanabiliyorlar. Ayrıca küçücük bir çalışmada bile kendileriyle ilgili birçok şeyi söylüyorlar, böylece neye ihtiyacı olduklarını anlayabiliyorsunuz. Bu yüzden küçük yaştan itibaren yapılan drama çalışmalarının gelişimlerine büyük katkı sağladığını düşünüyorum”.

Hedefimiz 100 bin çocuk
NURCAN ERHAN - YAPI KREDİ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ YÖNETİCİSİ

Haberin Devamı

Yapı Kredi ve TEGV işbirliğinde 2006’dan bu yana gerçekleştirilen ‘Okuyorum Oynuyorum’ projesi, ilköğretim çağındaki çocukların yaratıcılıklarını harekete geçirebilmeleri, her türlü ortamda kendilerini özgür bir şekilde yazılı ve sözlü ifade edebilmeleri, okuduklarını ve dinlediklerini anlayan, yorumlayan, okuma alışkanlığına sahip, bireyler olmaları misyonu taşıyor. Hedef 2010’a kadar 7-11 yaş grubu 50 bin çocuğa ulaşmaktı, 67 bini bulduk. 2012 hedefimizse 100 bine çıkmak.
Çocuk Hakları Sözleşmesi ilkeleri oyunlaştırılıyor. Çocuklar bu oyunları mayıs sonunda kendi şehirlerinde oynayacak, haziran başında da İstanbul’daki büyük bir etkinlikte sergileyecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!