6500 filmin şarkılarını dinliyor, kaydediyorlar

Güncelleme Tarihi:

6500 filmin şarkılarını dinliyor, kaydediyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2006 22:33

Kumkapı’da bir dişçi muayenehanesindeyiz. Dişçi muayenesi derken, ortam, dişçi muayenesinden ziyade bir sinema salonunu andırıyor. Duvarlarda çerçevelenmiş Türk filmi afişleri, köşede bir televizyon, bir video... Masada kuru pastalar, kurabiyeler, ellerde çaylar, kahveler, beş adam, Türk filmlerinin "şarkılı" sahnelerinin peşpeşe ekleştirildiği, özel montaj bir kaseti izleyip, şarkılar hakkında tartışıyor.

6500 filmin şarkılarını dinliyor, kaydediyorlar
"İlk filmimiz, 1952 yılı kayıtlı Kanun Namına... Şarkının adını istiyorum" diyor muayenehanenin sahibi, film arşivcisi Yahya Karadaş...Yanıt geliyor.Ardından Turist Ömer Arabistan’da filminden bir sahne. "Görüntüde Feri Cansel var. Şarkının adını da isteyeceğim, sesi de..." diyor bu kez Karadaş. Ekibin, Türk sanat müziği sanatçısı, uzmanı, taşplak arşivcisi ve bilgisayarcı elemanı Barkın Köksalan -ki önündeki bilgisayara exel programıyla 15 bin plaklık bir arşiv yerleştirmiş-; "Şarkı, Ağlama Değmez Hayat" diye yanıt veriyor; "Ses?.. Annem bu!"Pardon?"Annem bu, annem!"Barkın Köksalan için olağan bir durum. Zira kendisi, 300 filmin şarkılarını seslendirmiş olan ve Türk sinema tarihinin en çok şarkı söyleyen kişisi olma özelliğini taşıyan Belkıs Özener’in oğlu, Gönül Yazar’ın yeğeni.Bu şekilde, üç-dört saat sürecek olan haftalık rutin yaşanıyor:"Ses belli; Kemal Gürses değil, Şecaattin Tanyelli olabilir..."Ardından başka bir filmden, bir gazel... Peşinden, bir başka sahne: "Hamiyet Yüceses bu; Gönülde Baharsın’ı söylüyor abi... Kadın kim? Zeynep Aksu mu?""Bak bu şarkı Vücut İkliminin Sultanı Sensin diye bilinir ama Vücut İkliminin Sultanısın Sen’dir esas adı..."Kimseye Etmem Şikáyet Ağlarım Ben Hálime’nin seslendirildiği sahneye denk gelindiğinde artık bende film kopuyor.*Eski Türk filmlerinin içinde kaybolmuşuz, boğazımda bir düğüm; suratım Mona Lisa’ya kesmiş, gülmekle ağlamak arasında gidip geliyor...Bir odanın içinde beş arşivci adam. İki yıldır her hafta yaptıkları üzre yine bir cumartesi öğleden sonrası buluşmuşlar.Türk filmi arşivcisi Yahya Karadaş’ın, hafta boyunca inceleyip, şarkılarını kesip peşpeşe montajladığı kasetteki film müziklerini kimin seslendirdiğini, seslendirilen şarkının ismini, mümkünse hangi albümde yer aldığını, o albümün hangi şirketten çıktığını, hatta hatta aralarında espri konusu olan obsesifliğin, detaycılığın boyutunu zorladıklarında "seri numarasını" tespit edip, kaydediyorlar.Bize kalırsa işin kendisi başlıbaşına zor ya, onların kıstaslarına göre zor bir şeyi çıkarabilmeyi başaranı, tezahüratlarla omuzlara alıyorlar.Sinema arşivcisi Karadaş’ın yanı sıra, müzik arşivcisi olan her elemanın da kendine ait bir "uzmanlık alanı" var. Barkın Köksalan, dediğimiz gibi kendisini bir ömürlük "talebe" olarak addeden bir Türk Sanat Müziği sanatçısı ve filmlerin "musiki avcısı."60’lı yılların "oldies" tabir edilen yerli ve yabancı şarkıları, yine diş doktoru olan Agop Çekmen’den soruluyor.Kuyumcu Hayk Durmaz, hemen her türe ilgi duymasına karşın, daha çok yabancı şarkıların Türkçe versiyonlarına meraklı: "O dönem aranjman denirdi, şimdi ne diyorlardı, cover mı?"10 bin plağa sahip bir plak arşivcisi ve vaktiyle Selda Bağcan’la, Cem Karaca’yla çalışmış olan bir müzisyen ve filmlerdeki arabesk parçalarla türkülerin "bilirkişi"si.Bu ekip, bugüne dek çekilmiş olan 6500 civarındaki Türk filminin kayıtlara geçmemiş şarkılarını tespit ediyor ve kayda geçiriyor. Ve bunu yüzde 90’ı aşan bir oranda başarıyor. Ki bu, hakikaten takdire şayan bir başarı. Zira 45-50 yıllık bir zaman dilimine yayılan filmlerdeki değişik tarzda parçalardan bahsediyoruz. Eski filmlerin bir çoğunda yıpranmadan dolayı sesler bozulmuş, parçaları çok iyi bilmezseniz, tanımanız mümkün değil.Arada bir takıldıklarında Ali Özçelik, Naim Dilmener, Doğan Şener gibi isimlerden "canlı telefon bağlantısı"yla yardım alıyorlar.Hem montajı yapan Yahya Karadaş’ın "adaletli" dağılım yapması da ziyadesiyle mühim.Zira bazen arabesk filmleri üst üste gelince ve manzara "acılı lahmacun" lezzeti arz edince, Barkın Köksalan isyana geliyor: "Bir Müslüm, bir Vahdet Vural, sonra bir Müslüm daha... Abi, bitirdin beni!"Ya da diyelim ki Türk Sanat Müziği ağırlıklı bir kaset; bu kez de Adnan Turan "Çok tennenni bunlar" makamından itiraz ediyor.*Ekibin her elemanı, kendi konusunda son derece titiz. Sahaflar geziliyor, plak katalogları için kütüphanelere gidiliyor. Arşivcilik zor zenaat. Ününüz arttıkça, mesuliyetiniz de artıyor. Diyelim ki 100 tane Zeki Müren taşplağınız var. 101.’yi sorduklarında, sizde bulunmuyorsa, hemen "Hadi ya, sen de arşivci misin?" şeklinde eleştiriler geliyor. E bunun üzerine hadi bakalım, ara, tara... Bir plağı bulamadın mı, buldun da sahibi satmadı mı, ne uyku ne de huzur kalıyor.Agop Çekmen; "Aslında hepimiz biraz rahatsızız" diyor. Naim Dilmener bir kere kendisine; "Benden daha manyağı da varmış demek ki" şeklinde bir komplimanda bulunmuş!Yahya Karadaş, eski bir Yeşilçam oyuncusuyla muhabbet ederken fark etmiş ki kendileri "rahatsız"sa, bu yaptıkları da bir nev’i tedavi.Tedaviye bakıyorum. Türk sinema tarihi, lafın gelişi değil, hakikaten bir film şeridi, gözlerimizin önünde akıyor.Kulaklarımızda taşplakların "patates kızartması sesi"nı andıran cızırtısı... Aaah, o canım, eski Türk filmleri...Kim onlar? Diş hekimi ve Türk filmi arşivcisi Yahya Karadaş, diş hekimi ve "oldies" şarkı meraklısı Agop Çekmen, kuyumcu ve yerli-yabancı hafif müzik meraklısı Hayk Durmaz, müzik arşivcisi ve müzisyen ve türkü-arabesk uzmanı Adnan Turan, bilgisayarcı ve Türk sanat müziği sanatçısı Barkın KöksalanNe zamandır buluşuyorlar? İki yıldırNe sıklıkta? Her cumartesi, öğleden sonraNerede? Yahya Karadaş’ın muayenehanesindeBuluşunca ne yapıyorlar? Türk filmlerinde kullanılan şarkıların peşpeşe montajlandığı kasetleri üç-dört saat boyunca izleyip, huzura gelen şarkıların ismini, kim tarafından söylendiğini tespit edip kaydediyorlar.Soldan sağa: Barkın Köksalan, Adnan Turan, Agop Çekmen, Hayk Durmaz, Yahya Karadaş.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!