44 yıldır sahnede

Güncelleme Tarihi:

44 yıldır sahnede
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 1998 00:00

Haberin Devamı

Rhine yakınlarında bağlar içinde bir köyde annesi Berthe ile birlikte yaşar Giselle. İki aşk arasındadır. Korucu Hilarion ile dost köylü Loys olarak tanınan Kont Albrecht'in aşkları. Gerçek kimliğini saklayan Kont Albrect köylü kılığında bir asilzadedir aslında. Gerçek, bir süre sonra Hilarion tarafından ortaya çıkarılır. Albrecht'in ikiyüzlü olduğunu öğrenmesi Giselle üzerinde ölümcül bir etki yapar ve Giselle, önce aklını kaybeder sonra da hayatını, arkasında annesi Berthe'yi bırakarak...''

Devlet Opera ve Balesi'nin Ankara'da sahneye koyduğu balede, Giselle'den çok annesi Berthe konuşuldu. Çünkü Berthe'yi üç ay önce by-pass ameliyatı geçiren 44 yıllık balerin Neyran Fişek oynuyordu. Birçok insanın ameliyattan sonra yürümeyi bile göze alamadığı by-pass, Fişek'i çok sevdiği sahneden ve alkışlardan uzaklaştırmayı başaramadı. Ne de olsa tam 44 yıl tozunu yutmuştu sahnelerin. Bir by-pass'a teslim edebilir miydi herşeyi?

SOKAKTA OYNARKEN..

Fişek, arkadaşlarının sokakta oynadığı yıllarda, annesinin bir arkadaşının önerisiyle tanıştı baleyle. Şimdi Mamak Belediye binası olarak varlığını sürdüren Ankara Devlet Konservatuarı'nın iki katlı taş binasında. O günleri, ‘‘Yatılıydı. Ailemden çok arkadaşlarımla birlikte oluyordum. O küçük sahnede yaşadığım heyecanları unutamam’’ diye anlatıyor.

Baleyle vücut bulan zerafetiyle koltuğunda otururken, söylediği sözlerin gerisini ‘konuşmayı çok sevmediği’ için getiremiyor. Belki de haklı, çünkü 44 yıl boyunca duygularını bedeniyle yansıtmaya alışmış. Yine de o günlere duyduğu özlem, gözlerinin parıltısı, sesinin titreyişiyle dışavuruyor. ‘‘Formunu neye borçlu olduğu’’ sorumuzla sessizlik bir anda bozuluyor. Yüzünde hafif bir tebessümle ‘‘Yememeye’’ diyor; gülüşüyoruz.

Konservatuar günleri geliyor aklına:

‘‘Sabah-öğle-akşam üç öğün yemek yiyorduk. Hele tatlıya bayılırdım. Yemeyenlerin tatlılarını da ben yiyordum. Arada, kocaman taze ekmek alıp arasına pastırma koyar yerdik.’’

Küçük kaçamaklarını yine bedeninin diliyle destekliyor ve ekliyor: ‘‘Mezun olduktan sonra -kollarını iki yana açıp yanaklarını şişiriyor- böyleydik. Peyniri çok severim. Ama çok fazla yememem gerekiyor. Malum kolesterol. Bu yüzden eve almıyorum. Bazen canım çok fazla tatlı çekiyor. O zaman küçük bir kaçamak yapıyorum.’’

GÜNDE ÜÇ SAAT SPOR

Gün çok erken başlıyor Fişek ailesi için. Saat 08.00 gibi eşi Kurthan Fişek'i gazeteye uğurladıktan sonra sabah egzersizleri başlıyor Neyran Fişek için. Bale Salonu'nda yarım da olsa dersini tamamladıktan sonra soluğu fitness center'da alıyor. Yürüyüş ve ağırlık kaldırmanın yorgunluğu, yüzmenin hazzıyla tamamlanıyor. Cumartesi-pazar hariç hergün yaklaşık üç saat spor yapıyor. Sonra provalar...

Provanın olmadığı zamanlardaysa kalan vaktini bale kadar, belki de daha çok sevdiği eşine ayırıyor. Ona hazırlık yapıyor. Ancak akşam sahne alacaksa başka: ‘‘Sahne olağanüstü birşey. Sahne ve kulis... Kuliste ‘Aman! Ayağım, parmağım, canım çok yanıyor, ateş içindeyim' der insan, sahneye adım attığı zaman hiçbir şey kalmaz. Ayak, diz, ateş, herşey unutulur...’’

Kendini son derece şeffaf bir dille eleveriyor:

‘‘Çok iyi bir solist değildim. Mükemmel bir vücuda da sahip değilim. Yani bale için çok uygun bir yapıya sahip değilim. Vücudun çok uygun olması lazım, kemik oluşumunun ona göre olması lazım. Böyle olduğu halde tekrar dünyaya gelsem yine baleyi seçerim...’’

Neyran Fişek’e göre başarısının sırrı baleye duyduğu sevgi ve çalışma. Anna Karanina'nın provasını anlatıyor ardından. Dizinde korkunç bir acı hissettiğini... ‘‘Provayı durdurun, biraz sonra kendime geleceğim’’ diyor yanındakilere. Ama ağrı geçmiyor. Doktora gidiyorlar. Teşhis: Menisküs. Çözüm: Ameliyat...

‘‘Hemen yapın provaya yetişeceğim’’ diyor Neyran Fişek. İki saat sonra ameliyat oluyor. Ertesi gün çıkıyor ve doğru berbere gidiyor. Masaj, buz vs... Bir hafta sonra kavuşuyor yeniden sahneye...

KALDIĞI YERDEN DEVAM

Aynı tutku ve yaşama bağlılık by-pass'dan korkmasını da önlüyor. O günleri şöyle anlatıyor:

‘‘By-pass olmam gerektiğini öğrendiğimde ‘benimle ilgili olmayan birşey, nasıl çıkar' diye önce kendi kendime kızdım. Hemen ameliyat olmak istedim. Biran önce ayağa kalkıp baleye kaldığım yerden devam etmek, herhangi bir rolüm olur diye ona hazırlanmak için. Korku ve endişe taşımadım hiç.’’

Doktorlar üç ay yasaklıyor baleyi. İçindeki ses ‘‘Danset’’ dese de bu kez doktorlardan işaret bekliyor, sahneye dönmek için. İki buçuk ay dayanabiliyor. Sonra Giselle’de yerini alıyor...

Aynı dönemde konservatuara girdiği arkadaşlarının çocuklarıyla oynamanın keyfini yaşıyor ‘‘Giselle'nin yıldız annesi’’. Oyundan sonra aldığı ‘‘Sizinle oynadığım için öyle mutluyum ki, sizi çok seviyorum’’ mesajlarıyla keyfi doruğa çıkıyor. Kendi deyimiyle ‘‘Gençlerle oynayarak sürekli genç kalıyor’’...

Oynadığı rollerin sayısını bile hatırlamayan Fişek, bir yandan balenin belirli bir yaş içerisinde yapılması gerektiğini söylerken, ‘‘Yaş herkese göre değişir. İnsan ne kadar çok kendine bakarsa o kadar çok kalır sahnede’’ sözleriyle de sahne süresinin yaş kadar, kişiye de bağlı olduğunu vurguluyor.

Dünyaya şanslı geldiğini söylüyor. Bu kadar kararlı olmasını da çevresindeki sevgi yumağına bağlıyor. ‘‘Yaptığınız şeyi severseniz yaşamak için önünüzde hiçbir engel yoktur. Yani insanın seveceği birşeyi olmalı mutlaka ve ona bağlanmalı. O oldukça yaşamak daha kolaylaşıyor. Daha çok yaşama sarılıyor insan’’ sözleriyle de kendisi gibilere umut veriyor.

‘‘Sonuna kadar gidecek enerjiyi’’ bulduğunu söyleyen Fişek'in üzerinde daha uzun yıllar sahne ışıkları sönmeyeceğe benziyor.

Eş desteği büyük

Neyran Fişek, dokuz yılını geçirdiği Ankara Devlet Konservatuarı binasının şimdi Mamak Belediye binası olarak kullanılmasına çok içerliyor. Duygularını da: ‘‘O binayı gördükçe çok fena halde üzülüyorum. O küçük sahnede ne heyecanlar çektik. Çok sevimli bir yer, çok güzel insanlar yetişti.’’

‘‘Ben baleden anlamam, o siyasetten’’ diyerek ilgi alanlarının farklılığına dikkat çeken Neyran Hanım'ın eşi Kurthan Fişek de ilginç bir anektodu şöyle anlatıyor: ‘‘12 Mart zindanlarından çıktığım zaman Neyran ‘Şımarık Kız' provasındaydı. Eseri Damme Ninette de Valois yönetiyordu. Asker bavulumla Türk Ocağı Salonu'na gittim. Başımı perdenin arasından sahneye uzattım. Madam beni gördü. ‘Prova bitmiştir. Türkiye'ye demokrasi geldi. Neyran git kocanı öp' dedi.’’

Eşi Kurthan Fişek ile operet çıkışı bir arkadaşının evinde tanışmış Neyran Fişek. Hayatında ilk olarak birine gözünü dikip baktığını söylüyor. ‘‘O ise hiç oralı olmadı, son derece ciddi, gözlükler burnunun üstüne düşmüş kağıt oyununa devam etti. Son derece içerledim, bozuldum’’ sözlerinden sonra arkadaşlığını ilerletmek için hiç sevmediği halde nasıl sabırla alaturka müzik dinlediğini anlatıyor. Kurthan Fişek'in ‘‘Evlenemeyiz’’ sözlerinden sonra üç aylık bir ayrılık geliyor. Ve sonra bir telefon. Nikah masası ve 28 yıllık bir birliktelik. ‘‘Baleden anlamam’’ diyen eşinin baleye ilgisini ise şöyle anlatıyor: ‘‘Baleden gayet güzel anlıyor aslında. Sanat hayatındaki tüm dedikoduları biliyor. Bale dersine gitmediğim zaman benden hesap soruyor. Başarımda O'nun da etkisi büyük.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!