10 yıllık bar plak şirketi oldu

Güncelleme Tarihi:

10 yıllık bar plak şirketi oldu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2008 00:00

Beyoğlu Nevizade yakınlarındaki ara sokaklardan birinde, yıllardır kemikleşmiş müdavim kitlesini koruyarak büyüten bir mekan var. İstanbul’un alternatif müzik dinleyen gençlerini ağırlayan Peyote, kiminin her gün uğradığı barı, kiminin ise geceyi son birayla noktaladığı durağı. Yıllardır amatör gruplara sahnesini açan mekanda bugüne kadar pek çok müzisyen pişti.

Çoğunun adını sonraki yıllarda duyduk, talihsiz bazıları ise birkaç seferden sonra yok olup gitti. Ayyuka, Dandadadan, Replikas, Selim Sesler, Mor ve Ötesi ile Baba Zula, Peyote’den geçmiş gruplardan birkaçı. Açıldığı günden bu yana yaklaşık iki yüz elli grubu ağırlayan mekan, artık müzik firması olarak da karşımıza çıkıyor. Bundan 10 yıl evvel ilk kez burada sahneye çıkan Replikas’ın son albümü Zerre’yi basıp piyasaya sürdüler. Peyote’yi, geçirdiği evrimi, Türk alternatif müzik sahnesine katkılarını ortaklar Barış Uygur (30) ve Alparslan Osmanoğlu’yla (37) konuştuk.

On yıllık bir mekan Peyote. Ciddi bir müdavim kitlesi var. Bu kitleyi, herkese açık sahnesine ve sahnesine çıkan grupların orijinalliğine borçlu. İçeri herkes giremiyor çünkü çok da büyük değil. Üç kattan oluşan Peyote’nin en alt katı bar. Bar katında gündüz biranızı içip müziğinizi dinliyorsunuz. Gece orta kattaki konsere katılmazsanız, alt katta hareketli müzikler eşliğinde dans edip eğlenebilirsiniz. En üst kat ise yaz aylarında yer bulamayacağınız bir teras. Kış aylarında üstü kapanıp misafir ağırlamaya devam ediyor. Yaz aylarında soft-rock ve alternaif müzikleriyle iyi bir dinlenme mekanı.

Orta kat, amatör veya profesyonel grupların sahneye çıktığı küçük bir konser salonu. Küçük ama önemli bir salon burası. Bugüne kadar bu sayfada röportajı yayınlanan pek çok Türk rock grubu, buraya duydukları gönül borcundan bahsetmişti. Mekanda çıkmış grupların tamamına sorsanız muhtemelen bunu yineleyecektir. Burası bir aile. Patronlarından çalışanlarına kadar, sahne alan gruplardan tek bir bira içmeye gelenine kadar herkes bu ailenin bir parçası. Müzisyenlerin müziklerine karışmayan Peyote’de sahneye çıkmanın tek bir şartı var. Kendi parçalarını söyleyip özgün işler çıkarmak.

ADI DUYULMAMIŞLARA KOL KANAT GERİYORLAR

Buna karşılık son derece alçakgönüllü sahipleri var Peyote’nin. Yaptıkları işi çok normal görüyorlar. Bütün barlar kulüpler, ünlü isimleri çıkartıp paraya para dememenin hayalini kurarken Peyote adı sanı duyulmamış ne kadar müzisyen varsa onlara kol kanat geriyor ve sahneye çıkartıyor. Ortaklar Barış Uygur ve Alparslan Osmanoğlu, "Kendi çapımızda bir şeyler yapıyoruz, bu büyük bir şey değil. Ama dışarıdan büyük işler yapıyormuşuz gibi görünebilir. Büyük reklam çabalarımız yok. Halkla ilişkiler veya tanıtım hiç yapmadık. Zaten anlamayız da" diyorlar.

Kulaktan kulağa yayıldı mekanın adı. Sahneye çıkanları takip etmezseniz, birçok yeni grubu çok geç keşfedersiniz. Aynı zamanda mizah dergisi Uykusuz’da yazan Barış Uygur, "Biz nadir bulunan bir işletmeyiz. Ne dinlemek istiyorsak onları sahneye çıkartıyoruz" diyor. 1998’de İmam Adnan Sokak’ta sadece konser mekanı olarak açılan Peyote bir aralar kapandı. 2004’te yeniden açıldı, şimdiye kadar 250’yi aşkın grup sahne aldı. Devamlı 30-40 grubun dönüşümlü olarak paylaştığı sahneye ayda en fazla 1-2 tane yeni grup çıkabiliyor. Ve bu grupların pek azı ayakta kalıyor.
/images/100/0x0/55eb4369f018fbb8f8b5df4e


1990’ların sonunda disko ve kulüpler, ufak ufak, sahnelerinde gruplara yer vermeye başlamıştı. Bu dönemde ortaya çıkan "bar grubu" tanımı, genelde cover yapan grupları kapsar, sadece ünlü gruplar kendi şarkılarını söylerdi. 1998’de Peyote ilk kurulduğunda hálá cover yapan grup sayısı çoktu ve kendi şarkılarını söylemeye çalışan gruplara mekanlarda pek de yer verilmiyordu.

KENDİ BESTESİNİ ÇALAN GRUPLAR NEREYE GİDECEĞİNİ ARTIK BİLİYOR

"98’de sahnede orijinal bir grup dinleme imkanı yoktu, tüm barlar cover mekanlarıydı. Kendi bestesini çalamazdı kimse. Bizde de bir iki cover şarkı çalan gruplar oldu ama bütün bir programın coverdan oluşmasından hiçbirimiz haz etmeyiz. Buraya çağrılan insanlar gerçekten kendi müziğimizi yapabilecek miyiz, diye sorarlardı ilk zamanlar. Şimdi nereye gideceklerini iyi biliyorlar" diyen Barış Uygur’un arkasından Alparslan Osmanoğlu ekliyor: "Bazı grupların ’kendi bestelerimiz’ dediği şarkılar da bir özgünlüğü olmayan işler. Dört-beş tane besteleri var onlar da pek parlak değil. Ya kendilerini düzeltiyorlar biraz zaman geçtikten sonra ya da devam edemiyorlar."

HERKESE YARDIM EDERİZ HAYRAT OLMAYA GÖNÜLLÜYÜZ

Replikas, mekanın en kalabalık konserlerine ev sahipliği yapan gruplardan biri. Neredeyse Peyote’yle yaşıt olan grup, son albümünü Peyote Müzik’ten çıkardı. Bu belki diğer Peyote gruplarını da etkileyecek, yeni bir oluşum. Peyote ekibi bundan da çok sıradan bir şeymiş gibi bahsetmeye devam ediyor:

"Plak firması kurma fikri hep kafamızdaydı. Fizibilitesi yapılmış bir iş değildi. Hala da teknik açıdan bir numarası yok. Replikas albüm çıkarırken zorlandı, nedenini bilemiyorum ama firmayla ilgili sorunlardı herhalde. Gruba elimizden geleni yapabileceğimizi söyledik ve albüm çalışmaları hızlandı. Ardından biz de bir ilki yaşadık ve firma kurup albüm çıkartmış olduk. İlk kez sahneye burada çıkmış, 10 yıllık Replikas buna vesile oldu diyebiliriz. Köklü, beş albüm çıkartmış Replikas bile albüm yapmakta zorlanıyorsa yeni gruplar ne yapsın? Ama hayalimiz bu olayın yeni gruplara da bir kapı olması. Çok az sayıda insan ilgilenip albüm aldığından yeni gruplar için durum vahim. Herkese yardım edebiliriz, bir diğer deyişle hayrat gibi olmaya gönüllüyüz. Hepsine de albüm yapamayız ama elimizden geldiği kadar yardım edeceğiz. İçkimizi birlikte içip hayatı birlikte yaşıyorsak albüm çıkarmalarına da yardım ederiz" diyorlar.

Replikas’tan feyiz alıp albüm isteyen grupların sayısı gelecek yıllarda artabilir. Belki de kár amacı gütmeyen bu mekan ve müzik firması yepyeni bir müzik patronu imajı yaratabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!