Kediler ve köpekler hakkında

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

Uzun ‘‘bayram tatili’’ nde bayram sona ermesine rağmen ‘‘deliye her gün bayram’’ şiarını hâlâ üzerimden atamadım. Hal böyle olunca hır gürle geçen günlerde insana ‘‘normal’’ gözüken olgular atalet ortamında zırva geliyor. Tersine koşturmacılı günlerde zırva gözüken olgular da atalet günlerinde ‘‘normal’’, hatta ‘‘çekici’’ oluyor!

Çengelköy tepelerinde bahçeli bir evde oturuyorum. Bahçede iki kangal köpeği ve evde üç kedi ile mekânımızı paylaşıyoruz. Ortak alanlarda geçen bir ömür de ister istemez bizleri kaynaştırıyor. Böyle bir ortamda karşılıklı yargılar oluşturmamak imkânsız.

* * *

Kediler kendilerinin dünyanın merkezi olduklarına kesin karar vermiş yaratıklar. Köpekler açısından ise sahipleri dünyanın merkezi. Onlar bir ‘‘sahibe’’ biat etmeden huzur bulamıyorlar. Kediler ise dünyada patronların gerekli olduğuna, ancak öyle matah bir şey olmadıklarına hükmetmişler.

Köpekler, ‘‘Ben sevdim mi tam severim’’ diyen gözler ile, kediler ise ‘‘İşime geldiği kadar severim’’ diyen gözler ile bakıyorlar hayata!

Köpekler güvenilir, sadık ve dost varlıklar. Kediler ise riyakâr, menfaatperest ve nankör yaratıklar! Köpekler ruhen proleter, hatta Türkiye gibi ülkelerde köylü, kediler ise burjuva, hatta Türkiye gibi ülkelerde rantiyer!

Kediler evin en sıcak köşesine kuruluyorlar, köpekler yağmur altında bir kulübeye şükrediyorlar.

Kediler taze balık kafası tercih ediyorlar, köpekler kemik artıklarına bayram yapıyorlar.

Herhalde köpekler ‘‘batsın bu dünya’’ şarkısı ile, kediler ise ‘‘çapkın’’ şarkısı ile kafa buluyorlar.

Köpekler gururlu, icabında küsüyorlar, kediler gurursuz, kendilerine kızana daha fazla yaltaklanıyorlar. Hatta hiç küsmüyorlar.

Köpekler hak ederek yemek yemeyi, kediler ise yaltaklanarak yemeği hak etmeyi tercih ediyorlar!

Köpekler beğenmediğiniz bir hareketi tekrar etmemeleri gerektiğini öğreniyorlar. Kediler ise mutfakta peynir çalarken yakalandıklarında ‘‘Tüh be! Bu kez de yakayı ele verdik. Daha dikkatli olmalıyım’’ diyorlar.

* * *

Ben de bazen ‘‘köpek mi olmalı, kedi mi?’’ diye kendi kendime sormadan edemiyorum.

Köpekler gibi sevmek istiyorum, ama biat etmekten korkuyorum!

Kediler gibi menfaatlerimi kollamak istiyorum, bu kez de çalarken yakayı ele vermekten ürküyorum!

Sonra etrafımdaki insanları ‘‘kategorize’’ ediyorum. ‘‘İşte bunlar daha çok kediye, bunlar daha çok köpeğe benziyor’’ diyorum. Ancak, bunu tam beceremiyorum. Sanki insanlar biraz öyle, biraz da böyle!

Ancak, kesin olan bir şey var: Köpekler ile kedileri bir türlü uzlaştıramıyorum, bir türlü barıştıramıyorum! İşte buna kahroluyorum!

Dilerim, en azından bu konuda insanlar kediler ve köpeklere benzemezler!



Yazarın Tüm Yazıları