Kaz dağları

Bekir COŞKUN

Bir deve...

Bizim medyada gördüm, oturmuş geviş getiriyor.

Devenin karşısında bir Bakan.

Çevre Bakanı İmren Aykut.

Deveye yakından bakıyor.

Bakanın arkasında bürokratlar. Ceketlerini iliklemişler, eller önde pençe...

Bir deveye bakıyorlar, bir Bakan'a.

Muhtemelen birisi izahat veriyor:

‘‘Sayın bakanım deve...’’

‘‘Öyle miii?...’’

*

Bizim gazeteci milleti siyasetçilerin karşılaşmalarında, fotoğraf çekmek için ‘‘Acaba tekrar tokalaşır mısınız?.. Lütfen bir daha öpüşür müsünüz?..’’ gibi bir istemde bulunurlar.

Ama bu kez istemleri değişikti:

‘‘Sayın bakanım acaba deveye biner misiniz?...’’

Bakanın deveden düşme olasılığı karşısında düşünüldü.

Ve Bakan özlü bir konuşma yapmayı tercih etti. İyi de deve üzerine ne konuşacak?.. Bir okulun temel atma töreni, hastane-mastane açılışı olsa kolay.

Ama bu deve.

O da şöyle dedi:

‘‘Sayın basın mensupları, değerli arkadaşlar... Gördüğünüz gibi...’’

Herkes deveye baktı.

‘‘...Gördüğünüz gibi çevre çok mühim bir meseledir. Şurada şunu ifade etmek isterim ki, şanlı bir tarihe sahibiz...’’

Ve tarihten başladı. Osmanlı'dan, Cumhuriyet'e, oradan demokrasiye geçti.

Deve'ye gelecek ya, ne diyecek?..

Bakan ‘‘Arkadaşlar...’’ diye sesini yükselttiğinde ise, uyumakta olan bürokratlar hep birlikte silkinip fırladılar:

‘‘Buyrun efendim...’’

‘‘Arkadaşlar... Çevreyi korumak bizim görevimizdir. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim...’’

*

Peki Kaz Dağları'nda kurulacak termik santral ne olacak?

Kaz Dağları, Marmara ve Kuzey Ege'nin ciğeri sayılır. Geçen sene Avrupa'da ‘‘Oksijeni en yüksek alan’’ ilan edilmişti.

Şimdi akılsızlar oraya termik santral kuracaklar.

500 bin hektarlık ormanlık ve tarım alanı kül altında kalacak.

Çevreciler çırpınıyorlar.

İmren Aykut duyarlı bir bakandır.

Acaba deveyi bırakıp, Kaz Dağları'na geçemez mi?..

---