Kavruk ağaçlar vadilerinden geçerken

İZMİR istikametinden Çanakkale’ye ilerlerken İntepe’yi geçer geçmez kavrulmuş bir orman çıkıyor karşınıza.

O ağaçların gölgelerine sığınarak Truvalı komutan Hektor’un tümülüsüne çıkalı çok olmadı.

Artık o ağaçlar yok.

Alevler yolun her iki tarafını da yakmış kavurmuş.

"Arka köylerden birinde" yine biri çıkıp anız yakmış.

Rüzgar yön değiştirmeseymiş evler de yanıyormuş az daha.

Bir kıvılcım yetiyor. Kendi dünyasında kavrulmuş bir insanın bilinçsizce yaktığı bir kibrit, ya da dalgın bir şoförün fırlattığı bir izmarit, binlerce ağacın kül olmasına, köstebeklerin, yılanların, böceklerin canlı canlı yanmalarına yetiyor.

***

LAPSEKİ
’den Gelibolu’ya giderken de aynı manzara.

Dünyanın tükenişini gösteren bir sergi gibi.

Bir tabela koymuşlar.

"Bir balya makinesinden çıkan kıvılcım yaktı" diye.

Okuyan var mı bilmiyorum. Ya anlayan? Ondan da emin değilim.

Çünkü az ötede, Tekirdağ’a giderken kesif bir duman kaplıyor her tarafı.

Anız yakmış biri. Otları temizliyor.

***

ORMAN
yangınlarından kaçınmak kolay değil. Üstelik sadece bizim canımızı yakan bir durum da değil.

Küresel ısınma en büyük tehdit ama yolsuzluk, ağaçların yerine siteler oteller görmek isteyen aç gözlerin tehdidi de hiç küçümsenmemeli.

Ormanların arasından yolların geçirilmesi de önemli bir faktör. Çünkü, kesilen ağaçların yerlerine yenilerinin dikilmesi yetmiyor. Genç ağaçlar daha çabuk ve kolay yanıyorlar.

Yangınlara karşı, halkın bilinçlendirilmesi, söndürmek için gerekli olan teknik donanım kadar önemli. Hatta daha fazla.

İnsanın sokaklarını evi kadar kendisine ait bir alan görmesine bağlı bu. Evinde temizlik istiyorsan, sokağın, havan, çevreni de temiz tutmak zorundasın. Çamuru taa evinin kapısına kadar götürüp, ayakkabını kapının önünde bırakmakla temizlik olmuyor.

Ölümün yüceltildiği değil, hayatın kutsandığı kültür yaygınlaşsa ormanlar da kurtulur.

Gerçek yurtseverliğin toprak uğruna ölmek değil onu yaşatmak, güçlendirmek, üretkenliğini artırmak olduğunu öğrenmeden bu iş kolay değil.

Avrupa Birliği, orman yangınlarına karşı çeşitli projeler uyguluyor. Risk bölgelerini belirlemek, önleyici çalışmalar, söndürme ve rehabilitasyon için gerekli hazırlıklar konusunda çeşitli projeler düşünülmüş. Türkiye’de neler yapılıyor? Pilot projeler var mı? Vardır mutlaka ama, geçen yıllarda yaşanan yangınlardan artakalanların da kül olması bekleniyor herhalde duyurulmaları ve hayata geçirilmeleri için.

***

HANGİ
önlemi alırsanız alın, gideni geri getiremiyorsunuz. Önleyici politikalar o yüzden çok önemli. Kavrulmuş ağaçların kenarından hüzünlü, kızgın geçip giderken Çanakkale Çevre Platformu’nun uluslararası haykırışı kulaklarımda çınlıyor. Kuzey Ege’nin oksijen kaynağı Kaz Dağları, dört yıldan beri devam eden altın arama faaliyetlerinin yüzünden delik deşik ediliyor. Yetkililerin duyarsızlığı karşısında onlar da "Kazdağları Dünya Kültür Mirası listesinde olmalı" diyorlar.

Belki bu çağrı, üç bin yıllık hikayesini bildiğimiz Kazdağları’nı, ağaçlarını, çiçeklerini, hayvanlarını kurtarır.
Yazarın Tüm Yazıları