Katır ve sentez

Edebiyat yazılarımda “Bireşim” dediğim “Sentez” kavramından hiç hoşlanmam.

Kimileri “sentez” dedikleri kısır simya işlemini çok önemser, yere-göğe sığdıramaz. Şunu hemen söyleyeyim: Sentezin melezlikle hiçbir ortaklığı yoktur. Melezlik organik bir dönüşümdür. Melezler kendilerinden ve kendileriyle yeni ürün verebilirler. Dönüştürürler!
Yahya Kemal’in şiirlerinde doğu-batı sentezi yapmayı başardığı savını hiçbir zaman ciddiye almadım. Yahya Kemal insan olarak Osmanlı Avrupasında doğmuş, Paris’te yaşamış, Varşova’da bulunmuş, Madrid’de büyükelçilik yapmış bir muhacir Türk’tür. Bunu giyim ve kuşamında, hal ve tavrında görmek mümkündür.
Ama şiirinde bu kadarı bile yoktur. Yahya Kemal’in şiiri Paris’in ve şiirin en ilginç zamanında yaşamış bir ölümsüzün şiiri değildir. Ama kolaj da değildir. Batılı anlamda poetik bir dönüşüm ve evrim geçirmemiş özel bir Osmanlı şiirdir onun şiiri.
***
5 Temmuz tarihli Hürriyet gazetesinde bir hayvan fotoğrafı var. Adı “Tigon”muş ve “Askaplan” anlamına geliyormuş.
“Avusturya’nın Canberra kentinde bulunan ulusal hayvanat bahçesinde erkek bir kaplan ile dişi bir aslanı doğal olmayan yollardan çiftleştirmeyi başaran hayvanbilimciler, kaplan görünümlü, aslan duruşlu bir melez elde ettiler. “Tigon” (Askaplan) adı verilen ve dünyada sadece iki adet bulunan melez hayvanın şimdiye kadar hiçbir hayvanat bahçesinde ve doğal yaşamda benzerine rastlanmadığı belirtildi. Askaplanın yaratıcısı bilim adamları, kısır olan melez hayvanın yeniden çiftleştirilmesi ihtimalinin sıfır olduğunu ifade ettiler.”
***
Yukarıdaki haberde “melez” sözcüğü bence yanlış kullanılmış. Yapay bir hayvan olan katır muhterem bir hayvandır. Eskiden askeriyede hizmet görürlerdi. Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz: Eşekle at birleşir ortaya katır çıkar. Baba eşek ise katırın başı eşek başıdır, kulakları büyüktür. Baba at ise katırın kulakları küçüktür.
Ama zavallı katır da bunca gücüne karşın tıpkı askaplan gibi kısır’dır; vücutlarında cinsel organları bulunmasına karşın karşı cins ile cinsel ilişkiye girip soylarını sürdüremezler. Cinsel ilişkiye girmesine karşın hamile bırakamayan, hamile kalamayan insana ve hayvana kısır denir. Belki katır ve askaplan sadece kısır değil aynı zamanda iktidarsızdır, frijittir. Katırlar arasında cinsel ilişkinin olup olmadığını bir veteriner arkadaşıma sordum, o da bilmiyor.
***
5 Temmuz tarihli Referans gazetesinde besteci ve piyanist Burçin Büke ile yapılan bir söyleşi okudum. 1966 doğumlu, hem piyanist hem de besteci olarak ciddi bir uluslar arası ağırlığı olan Burçin Büke müzikte doğu-batı sentezlerini aceleci ve yozlaştırıcı buluyor:
“Türkiye’de bir proje hastalığı var. Daha çok ticari amaçlarla sunulan bu projeler, klasik müziğin yalın ve geleneksel etkisini bozuyor. Mozart’ın arkasına darbuka koyup, dansözlerle birlikte sunmak gereksiz bir çaba... Mozart’ı bu şekilde sevdirmeye çalışmak anlamsız, çünkü, klasik müzik bu kadar bulamacı kaldırmaz...”
***
Geçen yıl (2003 ekiminde) Mersin’de söyleşi yaparken, bir dinleyici Yahya Kemal’den, Doğu-Batı sentezinden, Japonların Batı’nın teknolojisini, bilimini alıp geleneklerini korumasından falan söz etti.
Adonis bu açıklamalı soruyu yanıtlamak istemedi, “Özdemir yanıtlasın!” dedi. Ben de o anda aklıma gelen cümleyi üzerinde hiç düşünmeden dile getirdim:
“Sentez katır yaratma eylemidir!” dedim.
Evet, sentezin katır gibi, askaplan gibi kısır, iktidarsız ve frijit olduğunu düşünüyorum. “Sentez”in olmak için bir oluşturucuya gereksinimi vardır. Gerçek bir sentezin asla mümkün olamayacağına inanmama karşın, kabul edilebilir bir sentezin kendini üretemeyeceğini düşünüyorum. Bu durumda sentezden sonra başka sentezler de gerekecektir, gerekir.
Diyalojik olmayan nesnelerin organik bir şekilde kendilerini üretmeleri mümkün değil. Varoluşunda diyalojik niteliklere sahip olmayan sentez de bir tür yanılsamadır (illüzyondur).
Yahya Kemal’in şiirde bir doğu-batı sentezini başardığı iddiaları sadece kanıtlanmamış, örneği olmayan bir iddiadır. Felsefede İmam Gazali ile Descartes’ın olanaksız sentezini yapmak gibi bir şey!
***
Sağ’ın hor kullanımına, İslâmcıların husumetine maruz kalmış haline bakmayın, Cumhuriyet doğu-batı sentezi yapmak için kurulmamıştır! Onun amacı çağdaş uygarlığın yöntemleri ve Anadolu’nun mevcut malzemesi ile bir ulus ve devlet yaratmaktı. Bu nedenle Cumhuriyet’in ve cumhuriyetçilerin hiçbir zaman ciddi kimlik sorunu olmamıştır!
O sorun Cumhuriyet’in ne anlama geldiğini bir türlü kavrayamamış II.Cumhuriyetçilerin ve İslâmcıların sorunudur!
Yazarın Tüm Yazıları