Karşınızda Dennis Miller

KOMEDYENLERİN sahne rutinlerini tanıtma serimi bu hafta Denis Miller ile sürdürüyorum.

O sahnede sakin ve gülümseyen bir suratla, belirli konularda uzun monologlarıyla meşhurdur.

‘‘Sesli şikáyet’’ de denilebilir onun yaptığına yani.

Bakalım aşağıdaki örneklerden beğenecekleriniz olacak mı?

*

Bir zamanlar tuvalet temizleyerek hayatımı kazanmaya çalışıyordum. Ancak beni gece nöbetinde çalıştırıyorlardı hep. Herhalde müdür ‘‘Evet Dennis iyi bir çocuk, yetenekli aslında, potansiyeli de var ama henüz daha esas şova hazır değil’’ diye düşünmüş olmalı ki beni gündüz tuvalet temizleme görevine hiç vermedi.

*

Son derece basit gibi gözüken işleri neden tamamen içinden çıkılmaz sorunlar haline dönüştürüyorum bilmem ki. Geçenlerde bir dergiye abone oldum, fatura geldi ödedim. Sonra ikinci bir fatura daha geldi. Telefon ettim, yanlışlarını hemen düzelteceklerini söylediler. Ve tabii ondan sonra aynı dergiden düzenli olarak iki adet yollamaya başladılar evime. Bir tanesinde isim olarak ‘‘Dennis Miller’’ yer alıyordu, diğerinde de ‘‘Denise Miller’’ yazıyordu abonenin ismi olarak. Şimdi iki sorum olacak. Bir, aynı adrese iki dergi birden göndermekte olduklarını nasıl olup da fark etmezler ve iki, nasıl olup da benim aynı zamanda bir travesti olduğumu öğrenmeyi başardılar.

*

Bugünlerde bir konuda insanların size yardımcı olmasını istediğinizde nüfusun yarısı ‘‘Bu benim işim değil’’ der, diğer yarısının ise yapmayı iddia ettikleri iş konusunda tek bir nosyonları bile yoktur. Örneğin basit bir talebiniz olur ve eğer sigara içilmeyen bir otel odası talep ederseniz size verilen odanın zincirleme sigara tiryakisi olan Denis Leary'nin parmakları gibi kokacağına emin olun.

Ya da odanızın kapısına ‘‘Lütfen rahatsız etmeyin’’ yazısı asarsanız bilin ki bir süre sonra temizlikçiler odanıza New Meksiko eyaletinde kaçak Meksikalı işçi olduğu ihbar edilen binaya dalan göçmen bürosu ajanları gibi dalacaklardır.

*

Üniversiteden mezun olduktan sonra Pittsburg şehrinde bir dondurmacı dükkánında tezgáhtar olarak çalışmaya başladım. 21 yaşımda, başımda káğıttan bir şapka, dondurma satmak için orada öyle durup, diğer iki tezgáhtar oğlanın bana sürücü kursu imtihanındaki soruların çok zor olup olmadığı yolundaki sorularını dinlerken, beş yıl önce okulda aynı sınıfta okuduğum okulun en güzel kızı kapıdan girdi dükkána. Beni görünce de utancını gizlemek için bir anda şeker mi daha iyi, yoksa kek mi daha yararlı konusunda konuşmaya başlayınca ben de tam o anda o yüzyıl içinde tek bir kadınla bile yatmamın imkánsız olduğunu anlamıştım artık.

*

Sadece şu basit şeyi istiyorum. Yeni satın almış olduğum çok fonksiyonlu uzaktan kumanda aleti komşumun bağlı olduğu diyaliz makinesini durdurup durmasın hep ve sadece kendi işini yapsın, televizyonumu açıp kapasın.

*

Ereksiyonu uzun sürdüren kremlerin şişme bebeklerdeki hareket mekanizmalarını bozduğunu neden bu kremlerin kapağına yazmazlar ki. Takip edebiliyor musunuz dediğimi? Ne diyorsunuz, çok mu net konuşmaya başladım? Peki o zaman bu espriyi unutun, onu hiç okumadığınızı farz edin.

*

Erkekler güzel bir gün sonrası, batmakta olan güneşi seyrederlerken, ‘‘Acaba şu anda muhasebecim kim bilir bana nasıl da oyunlar oynuyor, ne sürprizler hazırlıyordur’’ diye düşünürler, bunda tuhaf bir şey görmezler ve bu acı gerçeği de kimse değiştiremez.

*

Yaşlanmış eski rock yıldızlarının, yeni yaptıkları video kliplerde kendileriyle aynı yaşta olan kadınlarla görülmelerini kanun hükmü haline getiren bir yasa değişikliği bir an önce ve hızla gündeme gelmelidir.

*

Lüften ama lütfen seksten sonra kadına ‘‘Geldin mi’’ diye sorma kardeşim. Artık sen büyük bir oğlansın Bay Clouseau ve bu muammayı kendi başına çözüp anlamaya başlamalısın artık.
Yazarın Tüm Yazıları