Kaplan model

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Perşembe günü, metazori insan kısırlaştıran ve ‘‘model'' diye yutturulan İsveç'in totaliter boyutundan söz etmiştim ya, bugün de tam zıt bir coğrafyaya uğrayarak diğer bir ‘‘model'' safsatasını gündeme getirmek istiyorum.

Anladınız, şu meşhur ‘‘Asya kaplanları''nı kastettim.

Baksanıza, iki haftadan beri bölge devletleri müthiş bir kriz yaşıyor.

Tayland bahtı, Endonezya rupisi, Malezya ringiti veya Filipin pesosu, bunların tümü birden cumburlop aşağı gitti. Amerikan doları zirveye çıktı.

Üstelik, Bangkok, Cakarta, Kuala Lumpur, Manila, Hong Kong borsalarındaki bilimum göstergeler uçuruma yuvarlandı. Endeksler en dibe vurdu.

Yalnız bu bölge ülkelerine yatırım yapmış yabancı sermayenin zararı otuz milyar dolar olarak hesaplanıyor. Yerli kayıplar ise, henüz belirlenemiyor.

Hükümetler bir sağa bir sola saldırıyor, ama güven duygusu aşılanamıyor.

Teşhis koymak için tropikal zooloji üniversitesinden diplomalı baytar olmaya gerek yok, ormanın vahşi hayvanı bariz sıhhatsizlik işaretleri veriyor.

‘‘Model'' olarak sunulmaya çalışılan ‘‘Asya kaplanları'', şimdi balta girmemiş cangılın dehşet kaosunda kuytu bir sükunet köşesi arıyor.

* * *

GÜNEYDOĞU Asya ülkeleri, özünde gerçek bir ‘‘model'' oluşturmadılar.

Bölge efsanelerinde yüceltilen kaplandan ziyade, aslında yine efsanevi bir simge oluşturan ama gösterişine rağmen içi kof duran ejderhayı çağrıştırdılar.

Şüphesiz, Konfiçyüsçü ‘‘itaat toplumları''nın değişik versiyonlarını sunan ve sivil bir geleneği olmayan bu devletler, özellikle küreselleşme süreciyle birlikte, kısmen Japonya'yı hatırlatan iktisadi bir atılım gerçekleştirdiler.

Ne var ki, ucuz el emeği, otoriter yönetim ve yabancı kapital ekseninde tırmanan böylesine bir ekonomik hamle daima önemli zaaflar içerdi.

Kalkınma trendiyle beraber, işgücünün de pahalılaşması, zaten kâr marjı çok sınırlı mallara yönelik üretimdeki uluslarası rekabeti daha da zorlaştırdı.

Endonezya'da biraz ücretler mi arttı, tekstil fabrikasına para bağlamış Avrupalı sermayedar pılıyı pırtıyı topladığı gibi Çin'e gitmenin yolunu aradı.

Malezya Kuala Lumpur'unda emlak fiyatları fahiş seviyeye mi ulaştı, Taiwanlı milyarder Hint Bombay'ında gökdelen inşa ettirmeye karar verdi.

Kaldı ki, bölge başkentleri ASEAN'ı oluşturmalarına rağmen, aralarındaki vahşi rekabeti ve gümrük sistemini asgari uyumla donatacak AB türü bir iktisadi-siyasi yapılanmayı hayata geçiremediler. Hep tek tabanca oynadılar.

Üstelik, bazen oligarşilerin, bazen pederşahi iktidarların denetimindeki hükümetler bir yandan ultra-liberal ve plansız politikalar uygularken, öte yandan da, saydam olmayan bir devletin despotik müdahelelerine başvurdular.

Durum böyle olunca, Tayland'da başlayan yerel bir kriz, çok kısa süre içinde, hemen tüm Güneydoğu Asya'ya sıçradı. Bütün coğrafyayı sarstı.

Cangıl ormanının müthiş kaosu kağıttan ‘‘kaplanları'' titretmeye başladı.

* * *

ZOOLOJİYE ilgi duyanlar bilir ki, kaplan uzun soluklu bir hayvan değildir.

Avını yakalamak için hamleyi yapar, ilk başta çok hızlı koşar, fakat kısa bir müddet sonra kesilir. Pençesini atamadıysa da takip etmeyi bırakır.

Güneydoğu Asya ülkeleri de bugün işte böyle bir ‘‘kaplan''ı andırıyorlar.

İlkin çok süratli depar attılar ve şimdi nefes nefese kaldılar.

Anlaşılıyor ki, zaten bizim coğrafyamızla hiç uyuşmayan bu ‘‘kaplan'' öyle ahım şahım bir ‘‘model'' oluşturmuyor. İçi kof bir ejderhayı hatırlatıyor.

İskandinavya'nın zemberi kuzeyi veya Asya'nın tropikal güneyi, artık bütün ‘‘model''leri sorgulamak ve bütün ‘‘model''leri izafileştirmek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları